Multimedya:Çağlar ve MODEL-MAKYAJ
Çağlar karakteri ilerleyen zamanlarda daha aktif olarak kitabımızda yer alacak:)))
Kendisi tam bir şapşik:)))
Neyse ilerleyen zamanlar içinde çok spoi(doğru yazıyorum demi)vermeyeyim yazar cahillik modunda :)
Off çok konuştum,bölümü okuyun canımcımlar,yıldız butonuna basmayı unutmayın:)))
Iyi okumalar :)
Duyduklarımın etkisiyle napıcağımı bilemez bir haldeydim.Duyduklarım gerçek olmazdı.Kıvanç beni aldatamazdı.Beste bana bu orospuluğu yapamazdı.
Tamam,kabul ediyorum.
Beste her zaman çoğu kişiye göre sürtük olmuştur.Ama bunu bana yapamazdı.Eminim ki mantıklı bir açıklaması vardır.Olmalıydı zaten biri en yakın arkadaşım, biri de sevgilimdi.Bu duyduklarıma göre onları suçlayamazdım.
Hem her şey benim abartım olabilirdi.Kıvançla beni kıskananların bir dedikodusu olabilirdi.İç sesim hemen bu düşünceye karşı çıkıp Kıvançla sizin kıskanılcak neyiniz var ki ? diyerek beni iyice çıkmaza sürüklemişti.
Aslında gerçektende uzun zamandır Kıvançla aramız kötüydü.İşin kötüsü okuldakiler bile bizi ayrılmış sanıyor olabilirdi.Hem ben zaten okuldakilerin gözünde Kıvanç'ın her zaman çıktığı basit kızlardan değilmiydim.
Her ne kadar değilim işte diye herkese haykırmak istesemde bu yaptığım neyi değiştirirdi ki?
Ama sırf emin bile olamadığım suçlamalar için suçlayamazdım onları.Belkide yalnızca konuşmak için gittiler o bara.Neden bu kadar güvensiz davranıyordum ki ?
İç sesim her ne kadar konuşmak için o bara mı gidilir dese de aslında inanmak istemediğim için bahaneler ürettiğimin farkındaydım.Hem onlar benim en yakınlarımdı.Şu son günlerde abartıya kaçacak kadar paronayak olduğumun farkındaydım.
Şu an resmen iç sesimle savaş halindeydim ve ben zaten tarafımı baştan belli etmiştim. Tabikide bu savaşta mantığımım değil kalbimin tarafını tutacaktım.Başka türlü olamazdı.Kıvanç'ı bu kadar severken mantıklı düşünemezdim.
Hala tuvaletteki kabinlerde bulunduğumu fark edince kabinden çıktım.Lavabonun olduğu tarafa ilerleyerek musluğu açtım.Suyun sesini duyduğumda bile bir rahatlama hissettim.
Elimi ,yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalıştım. Yüzümü yavaş yavaş kaldırdığımda aynadaki yansımamla göz göze geldim.
Yansımamı görünce kısa süreli bir dehşete düştüm.Ten rengimden dolayı yüzüm ölü gibi bembeyaz olmuştü.İşte bu yüzden sevmiyordum ten rengimi.Her olay karşısında ne hissettiğim hemen belli olurdu.
Utandığımda domates gibi kızarır,korktuğumda veya üzüldüğümde bembeyaz olurdu.Şimdi olduğu gibi.
Rahatlamam lazımdı.Her zaman böyle konularda rahatlamak istediğimde en üst katta bulunan eski müzik odasına giderdim.Rahatlayana kadar şarkı söylerdim.Şimdi de buna ihtiyacım vardı. Kafamı toplayıp sağlıklı düşüncektim.
Bu yüzden çalan zili umursamayıp en üst katta bulunan müzik odasına doğru ilerledim.Derse girsem bile bu halde bir şeyler anlayabileceğimi pek zannetmiyordum.
Okulun son zamanlarında olduğumuz için bazı hocalar derse dahi girmiyordu.Sınavlar bittiği için de pek sıkıntı yapmıyordum açıkçası.
Şu an umrumda bile değildi yok yazılmam.
Sessiz ve boş koridor da ilerlerken duyduğum sesler yalnızca ayakkabımdan çıkan seslerdi.Bu biraz ürkmeme neden olsada asıl ihtiyacım olan tek şeydi aslında yalnızlık.Yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON ADIM
ChickLitBirazdan sonsuzluğa son adımımı atacaktım.Son kez sessizce hıçkırarak tekrarladım;SONSUZLUĞA SON ADIM Hiç bir zaman özgüveni yüksek kızlardan olamamıştı Eylül.O kendi hayatında bile başrol değildi ki.Kendi kabuğuna çekilmiş,kendi dünyasının düzenler...