Bölüm 21: Çaresizlik

187 25 0
                                    

• Bölüm şarkısı yüklemedim ama Çareler Çaresiz şarkısını dinlemenizi tavsiye ederim, keyifli okumalar! Yorumlarınızı bekliyorum :)

Sahile vuran dalgalar her gelişlerinde sahilden bir şeyler götürür.

Kuma yazdığımız adlarımızdır bu kimi zaman... Kimi zaman ise ıslak kuma bıraktığımız ayak izlerimizdir...

Su damlacıkları arasında birbirine karışır anılarımız... Tıpkı Yiğit ve benim karıştığım gibi...

Bu neydi, nasıl bir histi bilmiyorum ama bildiğim tek şey artık biz olduğumuzdu. İlk kez bu kadar güçlü hissediyordum ona olan sevgimi... Belki de aşktı bu?
Onu da bilmiyorum.

Kollarımı masaya koyarak ellerimle yüzümü kapattım. Kocaman bir sessizlik çökmüştü odaya. Yiğit'in söylediklerinin üzerine bir şey dememiştim o da hala telefonu kapatmamıştı.

Nefes alış verişlerini duyuyordum. Her nefesinde beni de içine çekse diye beklediğim adam... Her şeyiyle ben olmuş adam... Sevdiğim adam...

"Sana anlatacağım şeyler var..." diyerek konuşmaya başladı Yiğit tekrar.

Gözümden akan yaşlar parmaklarımı bir bir ıslatıyordu.

"Eğer beni dinlemek istiyorsan... Bana inanıyorsan... Evinin oradaki parka gel. Yarım saat sonra..."

Telefon kesildiğinde ne yapacağımı dört gözle bekleyen bir Yeliz buldum karşımda.

Gidecektim elbette. Çağıran kişi Yiğit'ti. O bana fısıldasa ben ona yalın ayak koşardım. Bu asla değişmeyecek bir gerçekti.

Kulaklığı kulağımdan çıkarıp yerine bıraktım. Yarım saatlik süremde yapmam gereken tek şey akşamdan kalma olan tipimi düzeltmekti.

Banyoya girip aynanın karşısına geçtiğimde ölü bir beden karşıladı beni. Sanki ölüm bana uğramadan ben ölüme koşmuş gibiydim.

Omuzlarım çökmüştü. Kaç gündür yemek yemiyor oluşum yüzüme yansımıştı. Gözlerim kahverenginin en koyusuydu. Siyaha çalan bir kahve...

Ellerimle yüzümü birkaç kez yıkadıktan sonra saçlarımı topuz hale getirdim. Üzerimde beyaz yarım kollu bir tişört altımda ise siyah bir tayt vardı. Gayet rahattım bu yüzden onları bozmak istemedim.

Odamdan kaptığım siyah hırkamı da üzerime geçirerek evden çıktım. Yeliz'e açıklama yapma gereği duymadım çünkü Yiğit'in yanına gittiğimden emin olduğunu biliyordum.

Gece en az gözlerim kadar karanlıktı. Saatin de geç olmasını hesaba katarsak yürüdüğüm yol ıssız bir yer halini alıyordu. Korktuğumu hissetmeye başladığım için en iyi çözümün parka hemen varmak olduğunu düşünerek koşmaya başladım.

Parka geldiğimde evden buraya geldiğim sokakta olmayı diledim. Çünkü burası artık hiçbir ışığın olmamasıyla daha da ürkütücü bir hal almıştı.

Ürkek adımlarla Yiğit'i görebilme adına etrafı kolaçan etmeye başladım. Evden çıkarken son anda yanıma almayı akıl ettiğim telefonumun  ışığı sayesinde kaydırakların olduğu yere kadar geldim.

YoldaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin