• Sondaki notu okumanızı diler, çok küçük bir grup gibi dursak da benimle birlikte bu hikayede bulunduğunuz ve Yoldaş'ı bu kadar büyüttüğünüz için sonsuz teşekkür ederim.
Haftalar sonra ...
Her şey bitti derken başlar aslında her şey.
Belki bir gülüştedir bu belki bir gözyaşında.
Belki her sabah geçtiğiniz bir sokaktadır.
Her gün bindiğiniz bir otobüstedir belki de.Yanımda dünyanın tüm kötülüklerinden arınmış gibi uyuyan bu adamdı işte benim başlangıcım.
Sonumun geldiğini düşündüğüm başlangıcım...O gün, orada, penceremde bulunmasaydım, bir daha sahip olamayacağım bir şanstı benim için Yiğit.
Günler geçtikçe yoğunlaşan bir sevgi ile bağlanmıştım artık ona. Şimdi onun huzurlu kollarında, sımsıkı sarılmış onu izlerken bunu daha iyi anlıyordum.
Saçlarına düşen ince ışık süzmesi, yeni çıkmaya başlamış sakalları, kafasını uyurken sıklıkla döndürmesinden dolayı dağılmış saçları ile kimsenin sahip olamayacağı bir tablo gibiydi.
Benim tablom.Yiğit'i fazla rahatsız etmeden yataktan doğrulup saate baktığımda, kahvaltı vaktinin geldiğini fark ettim.
"Saat kaç?"
Uykulu bir ses tonu ile bu soruyu yönelttiğinde onu rahatsız ettiğim için üzülmüştüm.
"10:00. Uyandırdım mı? Affedersin." dedim tekrar yanındaki yerimi alarak.
"Evet. Ama seni affetmem için bir şeyler yapabilirsin." dedi yüzüne yayılan muzip bir gülümseme ile.
"Kahvaltı hazırlayabilirim?" dedim tek kaşımı kaldırıp ona bakarken.
"Onun için dışarıda bir yere gitmeyi düşünüyorum. Başka bir şey bulabilirsin bence." dedi dirseğinde doğrulup gözümün içine daha da bakarken.
Yiğit'in öyle bir bakışı vardı ki, başka kimsenin o görüntüye sahip olamayacağını düşünüyordum.
Ve o bana öyle baktıkça kalp atışım hızlanıyor, avuçlarımın içleri terliyordu.İşte yine aynı durumdaydık. O da kızarmaya başladığımı anlamış olacaktı ki gülmeye başlamıştı.
"Öpebilirsin, mesela." dedi yüzünü yüzüme daha da yaklaştırırken.
Kaçış yolumun olmadığını anladığım için bende pes etmiştim.
"Öpebilirim, mesela." diyerek hızlı bir öpücük kondurdum dudaklarına.
"Bu kadarcık mı?" dedi bu sefer Yiğit memnun olmamış bir ses tonuyla.
"Evet." diyerek hızlı bir şekilde yataktan kalktım.
Arkamdan beni izlediğini hissedebiliyordum fakat ona bakmamak için kendimi zorluyordum. O da bunu anlamış olacaktı ki konuyu değiştirmiş üzerinde fazla durmamıştı.
"Hazırlan da kahvaltı yapmaya gidelim, aklımda güzel bir yer var." dedi o da üzerindeki yorganı sıyırırken.
Yiğit banyoya doğru ilerlerken bende üzerimi değiştirmeye başlamıştım.
Üzerime geçirdiğim yeşil kapşonlum ve koyu renk kot pantolonum ile oldukça rahat bir hal almıştım.
Kabarmaya yüz tutmuş saçlarımı topuz yapıp, gözlerime çektiğim ince eyeliner ile hazırlanmıştım.Ayakkabılarımı bağladığım sırada Yiğit de aşağıya inmişti.
Arabanın anahtarlarını alıp evden çıktığımız sırada Güneş'in iç ısıtan sıcaklığını tüm vücudumda hissetmiştim.