YR-4

987 46 12
                                    

Multimedia-Rüya'nın takıldığı bar

-Rüya'dan-

Gözlerimi açtığımda hiç bilmediğim bi odadaydım. Etrafıma bakmak için sağa döndüğümde karşımdaki kişiyi gördüm. Yalın... Yalın tuhaf bi çocuktu. Ona içimdekileri bir bir söyleyecektim ama uyuyordu. Saat daha 8'di zaten. Uyuması normaldi. Ama benim hemen eve gitmem gerekiyordu. Yoksa babam bara gittiğimi anlayacaktı ve bir azar daha işitecektim, ki bunu hiç istemiyordum. Babamla aramı düzeltmeye çalışıyordum ve kavga edersek aramız yine bozulacaktı.

O yüzden Yalın'ı uyandırmalıydım. Uyanınca kısa bi konuşma yapacak, çantamı toplayacak ve eve dönecektim. Nasıl uyandıracaktım ki?

''Pşt,Yalın!'' dedim ve onu birazcık sarstım.

''5 dk. dahaaa,'' diye mırıldandı ve arkasını döndü.

''Yalın!'' dedim sesimi yükselterek.

''Ya dur ya,'' dedi. Bu çocuk sinirlerimi zorlamaya başlamıştı.

''Yeter!'' diye bağırdım ve Yalın'a arkadan bi tekme attım. Yalın yataktan düştüğünde nihayet uyandı.

''Noluyo ya?'' dedi. Sesi hala uykuluydu.

''Yalın sen tuhaf bi çocuksun. Önce beni yanından kovuyorsun, sonra bi bakıyorum sabah yanımdasın. Yeter artık bi karar ver! Ya yine 'Git' de ve bana bir daha görünme, ya da 'Gitme' de yanımda kal. Ama bi şey yap. Beni de yıpratıyosun. Ve bu kararı verene kadar bana yaklaşma!'' dedim. Sonlara doğru sesimi yükseltmiştim ve Yalın'ın kalbini kırmış olabilirdim. Birden ona bakınca gözlerindeki hayal kırıklığını ve masumluğu gördüm. Sonra gözünden bir damla yaş süzüldü. Sonra bir daha ve bir daha. Ağlıyordu.

''Canavarsın Rüya. Şimdi git burdan,'' dedi hıçkırarak. Ben de dediğini yaptım. Çantamı aldım ve kendimi dışarı attım. Ben de ağlıyordum. Ama şimdi derin duygulara boğulmanın sırası değildi. Babam gece dışarı çıktığımı anlamadan eve dönmeliydim. O yüzden adımlarımı hızlandırdım ve eve doğru yürümeye başladım.

Aniden önüme çıkan elle afallamıştım.

''Birilerinin acelesi mi var?'' diyordu bir erkek. Sesin sahibi Deniz'di. Beni kaçırdığında onu istemediğimi açıkça söylememiş miydim ben? Şimdi niye karşıma çıkıp bana saçma sorular soruyordu? Derdi neydi bunun? Aslında bunu sormam hataydı. Derdi bendim. Beni istiyordu. Ama bana hiç sormamıştı ''Sen beni istiyor musun?'' diye. İstemiyordum tabi ki. Ama ben kızdım sonuçta. Deniz'le olan ilişkimizdeki söz sahibi olamayan karakter bendim. O yüzden yine söz söylemeye hakkım olmayacaktı. Deniz beni haklı çıkararak

''Gidiyoruz,'' dedi. Belki de onu dinlemeliydim. Yalın beni istemediği 2 kez yüzüme vurmuştu ve bi daha onunla görüşecek yüz bulamazdım kendimde. Deniz'le olmam daha iyiydi. En azından bir süreliğine. Bu yüzden hiç ses çıkarmadan Deniz'in elini tuttum ve peşinden gittim. Neni arabasına bindirdi ve bir müzik açıp ilerlemeye başladı. Müzik açması iyi olmuştu çünkü müzik beni rahatlatıyordu. Stresimi alıyordu ve sanki beni başka bi dünyaya çekiyordu. Beni rahatsız edenlerin olmadığı bi dünyaya. Bir de turşu olsa tam olurdu. Herkesin bildiği gibi ben turşu hastasıydım. Ama arabada turşu ne arasın? Ben de iyice saçmalamaya başlamıştım.

Birden arabanın durmasıyla düşüncelerim dağıldı. Bir sahile gelmiştik.

''Napıcaz burda?'' diye bi soru yönelttim Deniz'e. Deniz'de gülerek

''Sahilde napılır Rüya?'' dedi. Soruma soruyla cevap verilmesinden hoşlanmıyordum.

''Soruma soruyla cevap verme ve bana beni neden buraya getirdiğini söyle!'' diye bağırdım Deniz'e. Evet ben soruma soruyla cevap verilmesinden hoşlanmazdım. Deniz'de kendine bağıran kızlardan hoşlanmazdı. O yüzden bana

Yalın'ın Rüya'sı #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin