Ertesi gün ilk uçakla İstanbul'a gittim. Babamın konum attığı evi buldum. Zile bastığımda kimse kapıyı açmadı. 5 dakika sonra polisler geldi. Ne olduğunu merak edip sordum.
'' Ne oluyor burada?''
'' Merve Hanım'ın neyi oluyorsunuz?''
'' Kızıyım.''
'' Anneniz 3 günden beri kayıp. Size birkaç soru sorabilir miyim?''
'' Tabi ki.''
'' Duyduğuma göre annenle beraber daha önceden bu şehirde kalıyormuşsun. Annen daha önce böyle ortalıktan kaybolmuş muydu?''
'' Hayır.''
'' Peki nereye gideceği konusunda bir tahminin var mı?''
'' Hayır ama benim bir sorum olacak. Annem neden böyle ortadan kayboldu,'' dedim ağlamaklı bir şekilde.
'' Babanızla kaybolmadan önceki gün kavga etmiş. Bu yüzden olduğunu düşünüyoruz.''
''Nerede o?''
'' Evde olması lazım. Görüşecektik.'' dedi ve zile bastı. Babam kapıyı açar açmaz bağırmaya başladım.
''Annem nerede! Ne yaptın ona? Nerede annem? Söylesene! Niye susuyorsun? Ne yaptın ona?'' diye bağırıyordum. Bir yandan da ağlıyordum. Babam cevap vermeyince tekrar bağırmaya başladım.
''Konuşsana seni pislik!''
Babam konuşmaya başladı.
''Bende senin bildiğin kadarını biliyorum.''
''Sana inanmıyorum!''
''Yeter artık Rüya! Kendine gel. Bana bu şekilde bağıramazsın!'' dediği anda polisler devreye girdi.
'' Yeter artık. Kavga etmeyin. Biz burada birinizin annesi birinizin de eşini bulmaya çalışıyoruz. Serkan Bey sorularımızı cevaplayın. Eşiniz daha önce hiç böyle yapmış mıydı?''
''Yeter 3 gündür aynı şeyleri soruyorsunuz.''Bu sefer ben daldım konuya.
'' Ne oldu? Niye kaçıyorsun sorulardan? Suçlusun, her şeyi biliyorsun ama söyleyemiyorsun değil mi? Annemle ilgili bir şey biliyorsun. Ama bize söylemiyorsun. Neden? Korkuyorsun. Başka açıklaması var mı? Yok!''
Polis bana hak veriyordu.
''Kızınız doğru söylüyor. Zaten tüm ekip sizden şüpheli.''
İşte bu noktada babam tekrar bağırmaya başladı.
''Bende sizden şüpheliyim. Ne var? Şüpheli olunca ne oluyor? Elinize ne geçiyor? Tutuklamak mı? Hayır!''
Artık polisler de sinirleniyordu.
''Delirmiş gibi bağırmayı ve saçma sapan konuşmayı kesin Serkan Bey! Burada bir vakayı çözmeye çalışıyoruz.''
''Ama hiçbir işe yaramıyorsunuz! 3 gündür hep aynı şeyleri tekrarlıyorsunuz ve elde var sıfır!''
Ben artık çok sinirlenmiştim ve kendimi tutamayıp ağzıma gelen her şeyi sıraladım.
''Sen ne kadar pislik birisin ya! Kabul et işte anneme sen bir şey yaptın! Davranışlarının hepsi bunu gösteriyor! Ama sen bunu söylemeyecek kadar korkaksın! Çünkü yaptığın şeylerin cezasını çekmeye razı değilsin! Ve senin çekmediğin o bütün cezaları ben çekiyorum! Buna hakkın var mı? Kendi cezalarını bana yükleme hakkını sana kim verdi?''
Ağlamaya başlamıştım. Bu sırada hala konuşuyordum.
''Senden intikamımı alacağım. Bana yaşattıklarının aynısının iki katını sana yaşatacağım. Göreceksin!''
Ağlayarak yürümeye başladım. Polis arkamda sesleniyordu.
''Rüya Hanım! Bekleyin! Daha soracağımız sorular bitmedi!''
''Neden babama sormuyorsunuz? O daha iyi bilir sonuçta!''
***
Akşam saat dokuz gibi evin önüne geldiğimde hala polisler vardı. Bir tanesi yanıma geldi.
''Rüya Hanım sizin de ifadenizi almamız gerekiyor.''
''Tamam ben her an ifade verebilirim. Şimdi şöyle, babam bir şey sorulduğunda çok sinirleniyor, ki bu genelde babamın suçunu örtmek için kullandığı bir yöntem. Yani bence annemin kaybolmasında babamın da bir payı var.''
''Serkan Bey'i en iyi siz tanıyorsunuz. Soruşturma yaparken bize yardımcı olabilir misiniz?''
''Tabi. Ne yapayım?''
''Mesela ağzından laf almaya çalışsanız? Veya ben size birkaç tane güvenlik kamerası vereyim, siz onu evin çeşitli yerlerin yerleştirin, yarın da izleyelim. Belki Serkan Bey gece bir açık verir, belli mi olur?''
'' Tamam. Ama ya babam anlarsa?''
'' Onun yaptığını yap ve sadece sus. Sonra yanımıza gel. Zaten bu kadar korkuyorsa her şey ortaya çıkacak. Belki annenizi bulabiliriz. Ama bana annenizin telefon numarasını vermeniz gerekiyor.''
'' Peki. 0548 548 32 .. ''
Sonra karakola gittik.
'' Odama gel,'' dedi ve tam 2 kat çıktıktan sonra odasına geldik. 6 tane kamera verdi.
'' Şimdi eve gidiyorsun ve bu kameraları tüm odalara yerleştiriyorsun. Ama sen bunu yaparken bir de ses kaydı alacaksın. İzin vermez ve korkarsa zaten kimin suçlu olduğu anlaşılacak. Aşağıda seni bir taksi bekliyor.''
'' Peki. Ben gidiyorum o zaman,'' dedim ve hızlı adımlarla taksiye bindim. Eve geldiğimde babam kapıyı açtı ve Hayal'i parka götüreceğini söyledi. Bu da benim işimi kolaylaştırdı tabii.
Kameraları tek tek bütün odalara yerleştirdim. Sonra hemen evden çıktım. Polisler çoktan izlemeye başlamışlardı. Ben de onlarla birlikte izliyordum. Ve bekliyordum. Babamın suçunun ortaya çıkmasını bekliyordum.
Bölüm hakkında düşünceleriniz neler? Sizce suç cidden Rüya'nın babası Serkan Bey'e mi ait, yoksa başka birine mi? Yorumlarınızı bekliyorum (ne kadar yorum atmasanız da jxxjxj) Bu bölüm de böyle bitti. Uzun zamandır yazmıyorduk ama bomba bi şekilde (tabi bence) geri döndük. Bir sonraki bölüm yarın veya sonraki gün gelebilir.
![](https://img.wattpad.com/cover/46750440-288-k166521.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalın'ın Rüya'sı #Wattys2016
Teen FictionRüya'nın babasının şirketi hiç beklenmedik bi anda çöküşe geçer. Bu sırada Rüya'nın başına moral bozucu olaylar üst üste gelir. Ve o kötü kız,yolda gördüğü bi çocuğa aşık olur. Bir ilişkiye girdiklerinde Rüya yavaş yavaş değişir. İçinde tuttuğu her...