YR-1

4.1K 112 12
                                    

Multimedia-Rüya

YALIN'IN RÜYA'SI TANITIM VİDEOSU:

Bugün Pazar'dı ve öğlene kadar uyumak istiyordum ama benim disiplinli babam buna izin verir miydi hiç? Sabahın 9'unda beni kaldırıyordu.

''Rüya o Deniz denen çocuktan ayrıldığından beri böylesin!''

''Nasılım baba?''

''Sigara içiyorsun, gece evden çıkıp sabaha kadar gelmiyorsun ve geldiğinde sarhoş oluyorsun!Bütün bunların sebebi o Deniz denen çocuk mu?''

''Sebeplerim var baba! Beni sorgulamayı kes! Ben 17 yaşındayım! Artık beni kontrol edemezsin!''

''18 yaşına kadar seni kontrol edebilirim ve bi daha o bara gitmeyeceksin! Seni sigara içerken görmeyeceğim ve gece 20.00'dan sonra dışarı çıkmak yok!''

''Baba! Artık o eski küçük kız değilim ben! Kendi kararlarımı alabiliyorum!''

''Verdiğin kararlar doğru değil Rüya. Şimdi otur ve yaptıklarını düşün!''

''Ne yani? Küçükken yaramazlık yaptığımdaki gibi mi?''

''Evet. Aynen öyle.''

''Ben artık küçük değilim ve oturup bir şeyler düşüneceğimi hiç sanmıyorum!'' deyip hızla dışarı çıktım. Bıkmıştım artık bu konuşmalardan. Tek bildiği beni yönlendirmeye çalışmaktı. Artık bunları aşmalıydı. Ben 17 yaşındaydım ve yakında 18'ime girecektim. Beni yönetmesine hiç gerek yoktu! Ben kendi başıma karar alacak kadar büyüktüm ve neler yaşadığımı bilmiyordu. Bilseydi böyle yapmazdı herhalde. Deniz'i ben terk etmiştim ve o gün bana ''Senin peşini bırakmayacağım.'' deyip tehdit etmişti. Bunun korkusuyla yaşıyordum her gün. O yüzden kendimi içkiye alkole ve sigaraya vermiştim. Kafamı dağıtıyordum sadece. Bir toparlansam hepsini bırakacaktım ama toparlanamıyordum işte. Beni koruyan veya güvendiğim kimse kalmamıştı. Bir tek Deniz'e güveniyordum ama o kazadan sonra beni koruyacağına dair ona da güvenemezdim. Sadece hayallerime tutunuyordum.Onlar sayesinde kendimi birazcık olsun toparlayabiliyordum ama onlar yetmiyordu. Kısacık içi boş hayaller neye yarardı ki zaten? Bana yeni biri lazımdı. Güvenebileceğim biri. Bir dost, kardeş. Ama öyle insanlar kalmış mıydı ki? Tabi ki kalmamıştı.

Bu düşünceler arasında bir şeye çarpmamla düşüncelerime son verdim. Karşımda en az benim kadar yaşı olan bir çocuk vardı. Sinirliydim ve şu an önüme çıkan herkese saldırabilirdim.

''Önüne baksana be!'' dedim önümdeki çocuğa.

''Sen çarptın. Her şey karşılıklı. Mesela bana cüzdanını vermeye ne dersin?'' diye yanıt verdi çocuk. Ve üstüme gelmeye başladı. Korkmuştum ama pes etmeye niyetim yoktu.

''Uzak dur benden!'' dedim. Bu sefer sesim sinirli değil de ürkek çıkmıştı. Bunu çocuğun alaycı bir şekilde:

''Çok korktum.'' demesinden anlamıştım. Benden korkmuyordu. Ama ben ondan korkuyordum. Fazlasıyla. Cesaretimi toplamalıydım. Karşımdaki kişi ''çocuk oyuncağı.'' diyebileceğim kadar kolay atlatabileceğim birine benzemiyordu. Her neyse ben de Rüya Çetin'sem bu çocukla başa çıkabilirdim. Yani...

Suratına tokadı geçirdim ve arkama bakmadan koşmaya başladım. Başka ne yapabilirdim ki? Çocuğa tokat atmıştım ve sanırım sinirliydi.

''Kaçma gel buraya!'' diye kükredi. Tabi ki kaçacaktım. Onu dinlediğimi mi sanıyordu bu çocuk? Tabi ki dinlemiyordum. Niye dinleyeyim ki? Derken yine birine çarptım. Bu işe alışsam iyi olurdu herhalde. Ama 2. çarptığım çocuk da bana zarar vermeye kalkışırsa diye düşürdüğüm cüzdanımı umursamadan koşmaya devam ettim. O da arkamdan:

Yalın'ın Rüya'sı #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin