Multi: Anbar
Anka
Esila'nın söylediklerinden sonra babama haber verdik. Polisler gelip ifademi aldıktan sonra mezarlığın güvenlik kamerası olduğundan çabucak bulunacağını söylediler. Yarın taburcu olacağımdan annem yanımda kıyafetlerimi bavula yerleştirdi. Günlerdir sıkıntıdan patlıyordum ve bir an önce şu lanet yerden çıkmak istiyordum. Annem kantine ineceğini söyleyip odadan çıktı. Telefonumu elime alıp Barlas'a mesaj attım.
'' Ne kadar hayırsızsın sen ya? ''
Birkaç dakika cevap gelmesini bekledim ama gelmedi. Bende sinirden telefonu tekrar komodinin üzerine koydum. Kapı açıldığında annem gelmiştir diye yüzümü topladım, beni üzgün görnesini istemiyordum. Gerçi neden üzülecektim ki?
" Ha ha ha birileri bana hayırsız mı diyor?"
Kapıda duran mavi ayıcık sağa sola kayarken sesini değiştirmeye çalışan Barlas'a kahkahalarımla cevap verdim. Kafasını sağdan uzatıp sırıttı ve içeri girdi. Sağ elinde ayıcık sol elinde ise şirine bir balon vardı. En samimi gülüşümden birini atıp ayıcığı elinden alıp oynamaya başladım. Birkaç dakika beni izleyip boğazını temizledi. Gözlerimi O'na dikince ağzını araladı.
" Teşekkür ederim." dedim, önce davranarak.
" Önemli değil."
" Kan içinde sağol." deyip önüme döndüm.
Annem içeriye girince yatağımdan kalkıp sırt çantamı sağ omzuma taktım. Karnım acımıyordu ama dikişler yarın alınacaktı. Saçmalığın daniskası diye doktora çemkirdiğimde senin iyiliğin için dedi. Benim de iyiliğimi düşünen ne çok insan var anasını satayım. Hastaneden çıktığımızda Barlas kendi arabasına binip gitti. Ben arabada annemin yanına yerleşirken hâlâ kimin bizden intikam aldığını düşünüyordum. Yani tamam insanları döverdim ama öyle bıçaklayıp intikam alacak kadar da değildi. Kim bizden ne istiyordu ya?
Ertesi gün okula geleceğime dair Barlas'a mesaj attım. Servise izin vermiyorsan hergün almaya geleceksin gülüm. Yok öyle yağma. Neyse. Banyoya elimi yüzümü yıkamak için girdiğimde bakım ürünlerimin hepsinin yerde olduğunu görmek ufak çaplı bir çığlık atmama sebep oldu. Hepsini yerine yerleştirdikten sonra komodinden çorap almak için üçüncü çekmeceyi açtım. Çorabımı aldıktan sonra ikinci çekmece tam kapanmayıp arasına sıkışan kırmızı şeyi gördüm. Hızla açtığımda korktuğum başıma gelmiş gibi gözlerimi kapadım. Annemin çeyizim için aldığı kırmızı geceliği çok beğenip sadece bir gece giymiştim. Birdaha çeyize konulmazmış diye annem çekmeceme koymuştu. O değil de benim odamı kim karıştırdıysa varya donuma kadar hepsini görmüş.
" O geceliği çok beğendim."
Yerimden sıçrayarak sesin sahibine baktım. Tabiki de Barlas'tı. Kahretsin ki rezil olmuştum! Sırıtıp bir bana bir de elimde ki kırmızı geceliğe baktı. Kendime gelip buruşturdum ve çekmeceye fırlattım. Ellerimi belime yerleştirip tek kaşımı kaldırdım.
" Benim odamı sen mi kurcaladın?" dedim. Kafasını evet anlamında salladı. " İyi bok yedin!"
" Ya benim siz kızlar hakkında merak ettiğim bir şey var?"
" Ne?"
" Nasıl dayanıyorsunuz?" dedi.
Neye lan?! Neye nasıl dayanıyoruz? Ben fesatlaşırken o gayet masum bir şekilde bana bakmaya devam ediyordu. Allam nolur birazdan neye dediğimde karın veya bel ağrısına demesin amin.
" Neye?"
" O, şeye. Ruj mudur nedir?"
İçimden Barlas'a saydırırken dışımdan yüzümde güller açıyordu. Allah'tan tahmin ettiğim şey değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Iskalama Aşk
Teen Fiction" Bence arkadaşlık her şeyden önemli." - Anka Siz hiç aşkta ıskaladınız mı? #Tüm hakları Anka'nın ağaç evinde saklıdır ©®✅