'' Bak müdürcüm, yakıyorum bu dosyayı!'', diye bağırdım kameraya bakıp.
'' Yak, yak, yak, yak...'', Barlas yanıma gelip beni gaza getirdi. Kamerayı tutan Emir huysuzlanmaya başlayınca, dosyayı ateşin içine fırlattım. Daha sonra videoyu müdüre gönderdik.
Ateşin etrafında ki yerlerimizi aldık. Grupça hafta sonu için kampa gelmiştik. Aslında hem kafa dağıtacaktık, hem de ders çalışacaktık. Aramızda bu kadar sıkıntıya rağmen hala inek ve hala aklını yitirmeyen zekiler vardı. Çağatay gitarı eline aldı ve Lamia'ya baktı. Onların gerçekte sevgili olmadıklarını biliyordum ama sevgili olduklarını düşünmemizi istedikleri için sesimi çıkarmıyordum, çıkarmayacaktım da. Nasıl isterlerse öyle olsun diye düşünüyordum doğrusu. Çağatay çalmaya başladı. Lamia derin bir nefes aldı.
'' Saçlarından, gözlerinden, bende iyi duran sözlerinden... Senden benden bahsetmem lazım kim varsa umudunu kaybeden...'', Lamia'ya alkışlar yağarken devam etti. '' Seni kaybetmekle yüzleştim dün gece. Restleştim korkusuyla. Ne tuhaf şey ki düşüncesi dahi yetti mahvolmama. Hey gidi ben sana ne oldu öyle ki emindin aşksızlıktan. Yalnızlık fihriste eski sevgili muhafsın mutsuzluktan...'', Barlas'a baktım ve gülümsedim. Bana karşılık verip elini omzuma attı ve saçlarımdan öptü. '' Saçlarından gözlerinden. Bende iyi duran sözlerinden. Senden benden bahsetmem lazım kim varsa umudunu kaybeden...'', bizler umudunu kaybetmeyenlerdendik. Ve asla kaybetmeyeceklerden. '' Tanışığız bir yerlerden benzerliğimiz aynıyla kavgalı olmaktan. Ne güzel zamanlama tesadüf mü sanmam muafsın mutsuzluktan.'', erkekler sevgililerinin omuzlarına kollarını atmış, keyifleri rahat bir şekilde şarkıya eşlik ediyordu. Biz kızlar ise, kafamızı omuzlarına yaslamış, salınıyorduk. Lamia ve Çağatay ise birbirlerine bakarak söylüyordu şarkıyı. '' Saçlarından gözlerinden. Bende iyi duran sözlerinden. Senden benden bahsetmem lazım kim varsa umudunu kaybeden...'', derin bir nefes aldım. '' Saçlarından gözlerinden. Bende iyi duran sözlerinden. Senden benden bahsetmem lazım kim varsa umudunu kaybeden...'', şarkı bittiğinde alkışlar koptu.
Birkaç daha şarkı söylenip eğlenildikten sonra Beril evinden getirdiği tahtayı karşımıza koydu. Hamra da karşısına geçti. Bize defter ve kalem dağıtıp tahtanın başında durdular.
'' Biliyorsunuz ki pazartesi günü sınavlar başlıyor.'', kafalarımızı salladık. '' Günde iki sınava gireceğiz ve 1 haftada tüm dersleri vermek zorundayız.'', Hamra sözü aldı.
'' Bu yüzden biz grubun iki zekisi olarak, her gün size 2 ders anlatacağız. Ha eğer, siz konuları nereden biliyorsunuz, diye sorarsanız... Biz yazın tüm 10.sınıfı çalışmıştık.''
'' Vay hainler!'', dedim. '' Keşke bize bunu söyleseydiniz.'', tatlı tatlı omuzlarını silktiler.
'' İyi de biz de 10.sınıfı biliyoruz ki.'', Ökmen'e döndük.
'' Pardon?'', dedim.
'' Emir ve ben, Barlas bizden 2 yıl daha geç başladığı için okula, lise de Onunla beraber olabilmek için 2 yıllığına yurt dışına dil eğitimine gittik. Ama babalarımız boş durmadılar ve lisenin ilk 2 yılı başarılı olabilmemiz için orada hem dil eğitimi hem de okul eğitimi aldık. Biraz karışık ama sonuç olarak; Emir ve ben 9 ve 10'u iki kere okuduk.''
'' Oha.'', deyip önüme döndüm. Esila da kafasını sallayıp Beril'e döndü.
'' Derse başlayalım bence.'', dedi. '' Yoksa benim devrelerim yanacak.''
4 saat sonra herkesin uykusu gelince çadırlara geçtik. Barlas yanıma uzanınca gözlerine baktım. Hafiften kalkıp saçlarımdan öptü, bende elini tutup avuç içini öptüm ve gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Iskalama Aşk
Teen Fiction" Bence arkadaşlık her şeyden önemli." - Anka Siz hiç aşkta ıskaladınız mı? #Tüm hakları Anka'nın ağaç evinde saklıdır ©®✅