Fotoğraf : Yagi Arisa
--
Havaalanında etrafıma mal bakışlar atarken Arisa beni dürtüp bize doğru ilerleyen Seungri'yi gösterince o yöne doğru koşmaya başladım. Arisa büyük bir ihtimal şuan da gözlerini devirmeye çalışıyordu. Seungri'ye sarılınca biraz ilerideki annelerimizi görünce kendime çeki düzen vermeye çalıştım ama 4 saatlik uçak -Arisayla olunca daha uzun- yolculuğu tam anlamıyla üstümden geçmişti. Arisa ve annem sarıldıklarında Seungri bavullarımızı almaya gitmişti."Aigoo~~ ShinYeong'umuz ne kadar da güzel büyümüş. Bu güzel kızımız kim?"
Arisayla Seungri'nin annesini tanıştırdım ve annem kalacağımız evi görüp Gwangju'ya geri döneceğini söyledi. Eminim ki kalıcağımız ev annemi de beni korkuttuğu kadar korkutuyordu. Seungri eşyalarımızı aldı ve tanınmamak için taktığı şapka ve siyah maskeyi düzeltip arabaya adımladı.
Eve geldiğimizde 4 çocuk kapının önünce bizi bekliyordu. Önce kendilerini anneme sonra da bize tanıttılar ki biz zaten biliyorduk. Çocukluk arkadaşımla aynı gruptalar nasıl bilmem?
Adının JiYong olduğunu öğrendiğim çocuk benim SeungHyun ise Arisa'nın eşyalarını alıp kalacağımız odaları gösterdiler. Evin içinde yürürken JiYong sonunda garip sessizliği bozdu.
"Bizim dansçılarımızdan olucakmışsınız."
"Ah evet. Yarın sözleşme hakkında konuşacağız."
"ShinYeong'du di mi? Kusura bakma isim ezberlemekte iyi değilim."
"Yok önemli değil ve evet Kim Shin Yeong."
Odaya girdiğimizde Arisa'nın odası ile karşı karşıya olduğunu farkettim ve bu aşırı işime geldi. Evde 2 tane köpek vardı ve ben köpek korkumu yendiğim için ilk defa kendimi şanslı hissediyordum.
"Eğer istersen eşyalarını yerleştirmene yardım edebilirim?"
Bu saçma sorusunu kibarca reddettim ve odadan çıkmasını izledim. Bavulları açınca karşıma ne çıkacağını bilmiyordum. Her an bir yerden iç çamaşırım çıkabilirdi ve yeni tanıştığım bir erkeğin görmesini istemeyeceğim bir durumla karşılaşmak istemiyordum. Eğer SeungHyun Arisa'ya aynı soruyu sormuşsa büyük bir ihtimal o evet demişti çünkü nasıl baktığını gördüm.
Yaklaşık yarım saat sonra Arisa odama daldı. Bu duruma alıştığım için kısa süreli dram yaşadım.
"Televizyonda bu çocuk bu kadar uzun değildi."
"O her zaman uzundu Arisa."
"Ben sadece diğerleri kısa sanıyordum."
Nefesimi dışarı verdim ve eşyalarımı yerleştirmeye devam ettim ama dayanamayıp gülmeye başladım Arisa'da bana katılınca Seungri içeri girdi.
"ShinYeong-ah~ annen hepimizi aşağıda asker etti ona buranın o kadar da kötü olmadığını söyler misin?"
Arisa güldüğünde aşırı yapmacık bir ciddiyetle gerçekten dehşete kapılmış Seungri'ye baktım.
"En son napıyordu?"
Suratını sanki hayalet görmüş bir hale getirip
"JiYong ve DaeSung'un kafasını birbirine vuruyordu bende buraya kaçtım. Anneni üstümüzden alır mısın ShinYeong?"
"Seninde annen sayılır Seungri git ve onu durdur."
"Korkuyorum."
Arisa daha fazla gülünce kolundan tutup onu da yanımda sürükleyerek aşağı indim. Annem kollarını göğsünde çaprazlamıştı ve kötü bir şekilde JiYong'a bakıyordu. Annemin karşısında dik duran dört insan beni görünce biraz rahatladılar ve bu Arisa'nın daha çok gülmesine sebep oldu.
"Annecim napıyosun?"
Annem JiYong'dan gözlerini ayırmayarak konuşmaya başladı.
"Seninle yaşarken neler yapmayacaklarına karşı onları uyarıyorum."
"Ajumma bence onlar anladılar gel sana odamı gösteriyim."
Arisa tatlı bir biçimde konuşunca annem yumuşadı ve birlikte yukarı çıktılar. Seungri arkamdan sarılınca gülmeye başladım. Seungrinin annesi fotoğrafımızı çekince ikimizde ona döndük.
"Ne? İki yaşınızdan beri her sene buluştuğunuzda bunu yaptım. Şimdi mi farkediyosunuz? Buna benzer 14 fotoğraf falan var."
Gözlerimi kısıp Seungri'ye baktığımda omuzlarını hareket ettirip 'bende anlamadım' bakışı attı.
--
"Seungri bize senden çok bahsetti."Annelerimiz gitmişte ve evde sadece yedimiz vardık. Tavuk söyleyecektik ama Arisa ben tavuk yemem triplerine girince pizzada karar kılmıştık ve şimdi de birbirimizi tanımaya çalışıyorduk.
"O kadar çok bahsetmedim aslında."
DaeSung gözlerini açıp Seungri'ye baktı ve konuşmasına öyle devam etti.
"Hongkong'da ki ilk senende her gece böyle oturup senin ne kadar güzel yemek yaptığından bahsedip durdu."
"Gerçekten arada ağzına çorap sokmak istedim."
SeungHyun konuşunca Arisa saçını kullağının arkasına atıp gülmeye başladı. Bu ileride odalarımız aynı olacak bakışıydı.
"Senin hayali olduğunu düşünmüştük ama sonra fotoğraf ve videoları gösterdiğinde gerçek olduğunu anladık."
JiYong konuşunca kafamı öne eğip gülmeye başladım ve bu da benim planlarımın arasına seni kapklamayı ekliyorum bakışımdı. Arisa bana bakıp piç gülüşü attığında bacağını çimdikledim.
"Hyung abartmayın lütfen. Gerçek sanıcak egoistleşecek sonra."
Koluna vurunca bana dil çıkardı. Gecenin ilerleyen saatlerinde Arisa YongBae ve SeungHyun ile özel bir biçimde konuşuyordu ve bende JiYong ve Daesung'la konuşurken Seungri'nin üstüne yığılıp uyumamaya çalışıyordum. Eğer Arisa ve SeungHyun gerçekten olursa onun adına sevinirdim çünkü Seungri SeungHyun hakkında konuşurken gruptaki tek normal insan olduğunu söylemişti ve saçma bi biçimde JiYong'da beni çeken bir şeyler vardı ama onu daha bir gündür tanıyorum o yüzden salakça davranıp ipleri elimden bırakmak istemiyorum. Arisa'nında uyukladığını görünce Seungri'ye onu yatırmasını söyledim çünkü gerizekalı en iyi arkadaşım uykusu geldiğini anlamıyordu ve bir anda uyuyodu. Hayatta onu taşımazdım.
"Annesi gibisin."
JiYong konuşunca ona döndüm ve DaeSung'un da uyuyakaldığını gördüm. Koltukta şuan sadece ikimiz vardık.
"Uzun süre aynı evde yaşadığımız için sorumlu hissediyorum kendimi."
"Anlıyorum"
Biraz konuştuktan sonra aslında egoist olduğunu farkettim ama bu tatlı olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Uyanık kalanlara iyi geceler dileyip Arisa'nın odasına girdim ve onu telefonundan oyun oynarken buldum.
"Uyumuyo muydun?"
"Buraya geleceğini biliyordum dedikodu yapmamız lazım."
![](https://img.wattpad.com/cover/48093794-288-k808158.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uri Saranghaji Marayo
FanficKim Shin Yeong koreli bir kız ve liseyi Hongkong'da okudu. En iyi arkadaşı Yagi Arisa o bir Japon. Youtube'a koydukları cover dance videoları sayesinde yg entertainment ile sözleşme imzalamak için koreye taşınıyolar ve uzun bir süre Shin Yeong'un ço...