Sabah başımda iğrenç bir ağrıyla uyandım ve ahtapot misali bacağını üstüme atmış bir Arisa'yla karşılaştım. Başta neden birlikte uyuduğumuzu anlamadım ama sonra şimşek hızında aklıma Jiyong ve o kız geldi. Gözlerim dolarken kendime sinirlenip içimden salaksın diye söylendim.
Salaktım çünkü o sadece yattığım kişiydi. Araya duygusal mallığını koyan bendim. O ise profesyonellikle yürütmüştü bu olayı. Yani beni eve kitlemesini saymazsak kendi çapında iyi götürüyordu bizi.
Bizi..
Biz...
Biz ne ya? O ve ben! Farklı bireyleriz ve asla biz olamayız. Hayatımda hiç tükürdüğümü yalamayı bu kadar istediğimi hatırlamıyorum..
Arisa'yı uyandırmamaya çalışıp yavaşça yataktan kalktım ve odadan çıkıp banyoya ilerledim.
Aynadaki kız ben miydim? Ağlamaktan gözleri şişmiş, hafiften dipleri gelmiş, omuzları taşıdığı yükten çökmüş... bu yeni alışılmadık kız ben miydim yani?
"Kendine o şekilde bakman bir şey değiştirmeyecek."
Sesle irkilip aynadan Taehyung'la göz göze geldim.
"Dün için özür dilerim.."
"Sizi taşımak bizim için bir zevktir madam."
O şebek gibi gülünce bende gülüp kafasına vurdum peşinden de mutfağa doğru adımladım.
Jimin Arisa'ya telefondan bi şey gösteriyordu ve Arisa'yı tanıdığım için küfretmek üzere olduğunu farkettim tam bi şey diyecektim ki Taehyung boğazını temizler temizlemez Jimin'le Arisa çığlık çığlığa adımı bağırıp zıplayarak yanımda geldiler ve bana sarıldılar.
"Ne boklar karıştırıyorsunuz bilmiyorum ama önce bir işim var."
Ben konuşunca herkes benden bir adım uzaklaştı. Jimin bana korkuyla bakarken kafasına darbeler indirmeye başladım.
"Neden buradasın?"
"Bizi biraz yalnız bırakabilir misiniz?"
Hiçbirimiz Jimin'in bunu demesini beklemediğimiz için birkaç saniye şaşkınlıkla ona bakarken ilk yanımızdan ayrılan Arisa oldu. Olayları hatırlamadığı için ona çokta garip gelmemişti. Taehyung korumacı bir şekilde elimi tutarken Jimin'e tehdit dolu gözlerle bakıyordu.
"Söz verdin!"
"Biliyorum.. sadece konuşucam."
Taehyung bana baktı, ben de ona. Gitmesini istemiyordum ama bunu ona söyleyemeyecek kadar gururluydum. Ben bir şey demeyince o da yanımızdan ayrıldı ama ayrılmadan önce elimi güven verir bir şekilde sıktı.
"ShinYeong. Bana çok kızgınsın biliyorum."
"Ooh! Kızgınlık sana hissettiklerimin yanında az kalır!"
"Bir yılı aşkın bir süredir psikolojik tedavi görüyorum. Biliyorum bana inanmayacaksın. Bunun arkasına sığındığımı düşüneceksin. O yüzden raporlarımı getirdim."
Elime birkaç parça kağıt tutuşturduğunda oturmam gerektiğini hissettim. İlk kağıdın üstünde Jimin'in adı ve hastalığının teşhisi yazıyordu. ÇKB(çoklu kişilik bozukluğu). Eğer hasta olduğunu bilseydim ona bu kadar sert davranmazdım. Yani Arisa'nın yanına her türlü yaklaştırmazdım ama en azından ona karşı kin beslemezdim.
"Ne zamandan beri biliyorsun bunu?"
"Üç ay kadar oldu. Verdikleri ilaçları anti-depresan sanıyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uri Saranghaji Marayo
FanfictionKim Shin Yeong koreli bir kız ve liseyi Hongkong'da okudu. En iyi arkadaşı Yagi Arisa o bir Japon. Youtube'a koydukları cover dance videoları sayesinde yg entertainment ile sözleşme imzalamak için koreye taşınıyolar ve uzun bir süre Shin Yeong'un ço...