Uri Saranghaji Marayo

#3

Fotoğraf: Kim Shin Yeong
--
Yg entertainmentdan çıkınca Arisa uzun süredir tuttuğu nefesi sonunda dışarı verdi. Bize kuralları saymışlardı ve bu bizi korkutmaya yetmezmiş gibi çocuklar bir anda değişmişlerdi. Hepsi egoist insanlara dönüşmüşlerdi. Seungri bile. JiYong hakkındaki bütün sözlerimi geri alıyorum. O gerizekalı, egoist, mükemmeliyetçi, insanları azarlamaktan zevk alan fındık beyinli biriydi. Hayır sinirli değilim.

"Başka bir evde yaşamak istiyorum."

Arisa yanımda fısıldayınca dehşete düşmüş suratlarımız birbirine döndü ve onu onaylar bir biçimde kafamı salladım.

"Eve gitmeden önce dondurma mı yesek?"

"ShinYeong! İnsanlar için böyle tekliflerde bulunamazsın"

Seungri arkamızdan gelip kollarını ikimizin omzuna atınca onu ittik ve 'uzak dur' bakışımızı attık.

"Hey ne oldu yine?"

"Senden artık korkuyorum bay ben Bigbang'in en iyi dansçısıyım ve bütün hareketleri benden öğreniceksiniz."

"Ciddi bir insan olduğumu biliyodun ShinYeong."

"Bu kadarını beklemiyordum. Ayrıca JiYong da neydi öyle? Üstüme atlayıp beni dövücek sandım bir an."

"Ahevet. O biraz mükemmeliyetçi."

Arisa'ya aynanda şaşkın bir biçimde Seungri'ye bakıp konuştuk

"Biraz mı?!"

Seungri bize gülüp kollarını tekrar omzumuza attı ve bu sefer kimse itmedi.

"Hadi dondurma yemeye gidelim."

"Siz gerçekten çok uzun süredir arkadaşsınız."

"Oppaaaa~~~~. Bugün bizi çalıştırmayacaksın değil miii~? Yarın çalışalım mı lütfeeeeeenn~~~"

Tatlı bir surat takındım ve gözlerimi büyütüp Seungri'ye baktım Arisa suratını buruşturunca onu dürttüm ve o da benimle aynı şeyi yapmaya başladı.

"Beni etkileyebilirsiniz ama önünüzde JiYong denen bir gerçekte var."

İkimizde aynanda düzelip önden yürümeye başladık. İşimize gelmiyorsa neden onunla yürüyelim değil mi? Seungri arkamızdan gülünce Arisa ona dil çıkarttı.

"Göz deviremediğin için dil çıkarttığını biliyorum ama tüm ortamı bozuyor."

Arisa koluma vurunca bende ona vurdum ve yolun ortasında birbirimizi iterek yürümeye devam ettik.

--

"Eve girmek istemiyorum ShinYeong zorlama lütfeeen~~"

"Nerede yatıcaksın Arisa bende korkuyorum ama bunu yapmak zorundayız."

"Hayaaaaat."

"Bunu başarabiliriz Arisa. Fighting!"

"Fighting!"

Kapıyı çaldık ve birkaç adım geri gittik. Ben Arisa'nın arkasına geçtim ve onun bana söylenmesini duymamaya çalıştım. Kapıyı gülen bir YongBae açınca ikimizde dikleştik ve şaşkınca bakmaya başladık. Bugünkü o ben mükemmelim hepiniz benim için çalışıyosunuz havası gitmiş yerine dün gece ki sakin ve eğlenceli YongBae gelmişti.

İçeriye girdik ve Arisa salona geçti bana da su getirmem için emir verdi ve gözlerimi devirerek mutfağa geçtim. Mutfakta JiYong'u görünce kendimi duvara attım ve göz temasından kaçınarak bardaklara yöneldim.

"Güzel elbise"

"Ha ne?-- ah teşekkür ederim."

JiYong mutfaktan çıkınca sehpaya tutundum ve derin nefesler almaya başladım. Üzerimdeki bu etkisi korkudan diye düşünüp saçma şeyleri kafamdan attım ve salona geçtim.

"Su nerede?"

"Ne suy- ha pardon."

Bana beklenti içinde bakmaya devam edince sakince koltuğa oturdum ve omuzlarımı 'banane' anlamında salladım. Bana 'şuan etrafımda bu kadar yakışıklı olmasaydı seni öldürürdüm' bakışı atınca tekrar omuzlarımı hareket ettirdim. Seungri saçımda bir şey gördüğüne dair saçmaladıktan sonra 'saçımdaki şeyi bulmak adına' saçımı birbirine kattı.

"Şuan maymunlara benziyorsunuz."

Seungri DaeSung'a yastık fırlatınca karnına vurdum. Yakışıklı insanlara yastık fırlatmamalıyız ama di mi?

"İstediğiniz zaman çalışabiliriz?"

JiYong'un sabırsız sesini duyunca seslice yutkundum ve Arisa'yla Seungri'ye döndük.

"Daha dün geldiler yarın başlasalar olmaz mı?"

"Sen sus maknae."

JiYong Gdragon'a dönünce Seungri 'elimden geleni yaptım' bakışı attı bize.

"Şuan müsaitiz aslında hepimiz."

Arisayla çaresizlik içinde eveet diyip başımızı salladık.

"Hadi stüdyoya o zaman."