#22

229 16 1
                                    

Fotoğraf: Kim Shin Yeong
-
"Dün biri mi geldi?"

"Ne?"

"Su içmek için uyanmıştım da biriyle konuşuyodun."

"Ha o mu? Şey hava almak için dışarı çıkmıştım yoldan geçen biri de beni sohbete tuttu. Önemli bir şey değildi yani."

Bir saniye bana şüpheyle baktıktan sonra kabullenmiş gibi omuzlarını hareket ettirdi ve giyinmeye gitti. Tuttuğum nefesi geri verdim. Neden bu kadar gerilmiştim onu da bilmiyorum. Sadece dün olanları kimseye anlatmak istemiyordum. Sanki bana özel bir şeymiş gibi. Ne kadar böyle hissetsemde bunun bir daha yaşanmasına izin vermezdim.

Jiyong arabada da çok konuşmadı. Sadece 'hala hastasın' tarzında birkaç şey geveledikten sonra eczaneden aldığı ilaçları elime sıkıştırdı ve beni eve bıraktı.

Arabadan inince ona el salladım ama o görmeyip arabayı hızlıca sürmeye başladı. 'Garip' diye düşünüp eve girdim. Kapıdan içeri girer girmez Arisa'nın beni sıkıştırmasıyla güne başladım.

"Bu suratındaki ifade ne?"

Dehşetle bana bakınca işaret parmağımla suratını işaret ettim.

"Asıl bu ne? Gören ahlaksız bir şey yaptım sanıcak."

Kendi dediğime kendim güldüm çünkü Arisa dehşet ifadesinden kurtulamamıştı. Onu biraz üstümden itip özel alanımı geri aldım.

"Arisa iyi misin?"

"Nerede kaldın gece?"

"Jiyong'un evinde."

Bana biraz daha şüpheyle baktı. Neden bugün herkes benden şüphe ediyor? Shin Yeong'dan şüphe edin günü falan mı var? Mutfağa doğru ilerleyip kendime meyve tabağı hazırladım.

"Ev numarasını değiştirmeliyiz bu arada."

Ağzıma bir tane kivi atarken karşımdakinin Arisa olması rahatlığıyla öküz gibi konuştum.

"Neden?"

"Taehyung aradı dün gece."

Kivi boğazıma kaçınca hızlı bir şekilde öksürmeye başladım.

"Ne dedi?"

Sesimdeki heyecanı gizleyememiştim ve bu Arisa'nın bana daha da şüpheyle bakmasına sebep oldu.

"Bilmiyorum suratına kapattım da sesindeki heyecanı kendine sakla bir daha onlarla muhattap olmak istemiyorum."

Onaylayarak kafamı salladım ve meyve tabağımı yemeye devam ettim. Karnımı bir şeylerle doldurup balkona çıktım ve acil durum sigaramı içtim.

"Bıraktın sanıyodum?"

Birkaç saniye göz teması kurup önüme geri döndüm.

"Bıraktım zaten."

"Bir şey mi oldu?"

Daha fazla dayanamayıp ona her şeyi anlattım. Dün akşam evden çıkışımızdan bu sabah Jiyong'un davranışına kadar. Sadece kısacık bir anı atladım. Önemli değil diye düşündüm. Taehyung elini yanağıma koyuncaki kısa süreli mutluluğumu..

"Sizi görmüş olabilir mi?"

"Bu kadar sakin tepki vereceğini beklememiştim. Sanmıyorum gördüğünü."

"Hayır yanlış anlama bu Jiyong olayını çözdükten sonra ağzına sıçıcam."

Kafamı salladım ve bir tane daha yakmak için pakete uzandım.

"Hayır yani neden öyle davransın ki? Hayatıma girenler neden onu ilgilendiriyor?"

"Öncelikle bir tane daha yakmana izin vermicem."

Diyip elimdeki sigarayı söndürdü.

"İkincisi Taehyung hayatına girmedi ve üçüncüsü her ne kadar duygu yok desenizde araya illa ki birkaç şey giricek. Kıskançlıkta bunlardan biri."

"Ya saçma ama."

Taehyung ve hayatıma girmekle ilgili kısmı görmezden gelip konuştum ve salona geri geçtim.

"Neden tekrar o çocuğa sardın?"

Sorunun ani gelişi ve gerçekçiliğiyle bir süre cevap veremedim. Koltuğa otururken yanıma geçti.

"Sarmadım."

"Shin Yeong en iyi arkadaşınım nefes alışından bile kimden hoşlandığını anlayabilirim."

"Ondan hoşlanmıyorum."

"Henüz değil."

"Arisa boğma istersen."

Salondan kalkıp montumu alınca Arisa oturduğu yerden konuşmaya devam etti.

"Umarım bu sefer gerçekleri görmen çok uzun sürmez."

Derin bir nefes aldım ve evden çıktım. Ne kadar da uzun bir gündü bugün. Ondan hoşlanmaya başlayacakmışım. Hıh. Hem herkes bilir exten next olmayacağını (dhfkkdfkskdksjdjsjdjsj) ama mantığımın diğer türlü çalışan kısmı bana onun hiç çıkmadığımı söylüyordu. Aslında bir noktada haklıydı. Biz Taehyung'la hiç çıkmadık ama yaptığı şeyi tekrarlamasına izin veremem.

Bir banka oturup insanları dikizlemeye başlarken kafede oturan iki kişi dikkatimi çekti çünkü herkes o tarafa bakıyordu ve herkesin elinde telefonları vardı. Birkaç kız ağlıyordu bile. Nolduğunu merak edip kalabalığı yararak öne geçtim. 2pm'i görürüm diye umuyordum çünkü neden olmasın?

Gördüğüm şeyle beynime sıcak su dökülüyormuş gibi oldum ve birkaç dakika hareket edemedim.

Jiyong ve bir kız karşı karşıya oturmuş sanki tüm kalabalığın odağı olduklarını bilmiyorlarmış gibi birbirlerine bakıp kahkaha atıyor ve masada ellerini birleştiriyorlardı.

Kafamda sadece tek bir cümle geçiyordu. 'Duygu yok duygu yok duygu yok..' Hızlıca kalabalıktan çıkmaya çalışırken ayağım takıldı ve yere düştüm. Sakar olmanın getirdiği zorluklar hayatımı yoruyordu.

Zorla da olsa kalabalıktan çıktım ve panik bir şekilde çanta mdan telefonumu çıkarıp aklıma gelen ilk kişiyi aradım.

"Shin Yeong? Beni arayacığını düşünmemiştim."

"Gelip beni alır mısın Taehyung?"

Uri Saranghaji MarayoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin