16.BÖLÜM:KUZGUN

52 22 1
                                    

《》《》《》《》《》《》《》《》

Medya:Eremos' un evi.

Bölüm Şarkısı:Ravenation-Dj Fella

《》《》《》《》《》《》《》《》

      Heybetli yuvarlak kapı açıldı fakat kimse yoktu.Boğuk sesin tekrarlamasını bekliyordum ama olmadı.

      Sonra birden ayaklarım yerden kesildi.Havalandım, omuzlarımdan biri tutuyordu.Çığlıklarım gökyüzünü ağlattı.

     Yağmur başladı.Pençeler omuzumu acıtıyordu.Bu bir tür kuş muydu ?

     Hayır değil...

     Siyah kanatları vardı ve siyah saçı rüzgardan dalgalanıyordu.

      Gökyüzü ağzını açtı ve beni yuttu.Düşüyordum, resmen boşlukta süzülüyordum.

       Karanlık...tek gördüğüm beni bundan kurataracak olan cesaretiminde karanlıkta kaybolduğuydu.Ölüm böyle boş ve sade miydi ?

       Uyandım, gözlerimi açamadım çünkü tepemdeki lamba bana çok yakındı.Yatak gerçekten yumuşaktı.Eskimiş tahta başlığı hala sağlamdı.Kalktım ve odadan çıktım.

        Duvarlar düz değildi, yarım ay şeklindeydi.Parçalar yerine oturuyordu. Eremos bu oydu, beni kurtarmış olmalıydı.

        Sallanan koltuğun gıcırtısı kulağımı tırmaladı.Kim olduğunu bilmediğim kişi battaniyeyi üzerine almış arkası bana dönük şekilde şömineye bakıyordu.

       "Şimdi nasılsın tatlım ?"

       "Sende kimsin ?"diyerek çıkıştım.

        "Yapma Marie beni gayet iyi tanıman lazımdı." dedi.

         Ve şimdi ismimi nereden biliyordu ?

         Sallanan koltuğundan ayaklandı, battaniyeyi yavaşça üzerinden alarak koltuğa koydu.

         Katlanmış siyah, parlayan kanatlarını ve kartalınki gibi güçlü kuş ayağına bakakaldım.

        "Hayır ben senin kim olduğunu bilmiyorum."

        "Ben Eremos ama sen bana kuzgun da diyebilirsin." diyerek kanatlarını çırptı ve elini uzattı.

         "Onlar bize şöyle seslenirdi....Manera colorida de cuervos...yani Renkli Yolun Kuzgunları anlamına gelir."

        "Peki evimi nasıl buldun ? Frodo'nun evine benzer ve şey sana bu kadar sert davrandığım için özür dilerim."

        "Sen ismimi nereden biliyorsun?"dedim tekrar çıkışarak.

        "Leticia, ah Leticia, onu çok özlüyorum...sen onun kızı değilmisin?"

         "Evet."dedim."Annemi nereden tanıyorsun?"

         "Makine onu esir aldı ve ben bir Renkli Yol Kuzgunuydum, ona yardım etmeye çalıştım bu yüzden Makine beni buraya sürgün etti."

         "Yani sen bizdensin değil mi?" dedim.

         "Aslında eskiden Makine için çalışıyordum ama sonra işler değişti ve işte buradayım." dedi kuzgun.

        "Pekala, siyah giyinimli iki kişiyi gördünmü? Korumalardı..."

        "Hayır, üzgünüm onları görmedim."

       "O zaman bana şu kuzgun falan şeyden bahseder misin?" dedim.

       Güldü.

       "Anladım, Renkli Yol Kuzgunlarından bahsediyorsun sen."

       "Biz, yani onlar toplamda dört kişiydik gerçi şimdi üç kişi kaldılar, neyse eskiden Makineye direkt olarak Renkli Yoldan gidilirdi ama şimdilerde Alev denilen insanlar tarafından çatışmaya girdiler ve Renkli Yol'un bir kısmına kendi şehirlerini kurdular.Makine bu olaydan sonra bizleri göreve aldı yani anlayacağın bizde bir nevi korumalarız."dedi Eremos.

      Kafam karışıyordu.Alev, kuzgun, Renkli Yol bunların hepsi bana fazla gelmeye başlamıştı.

      "Arkadaşlarımı gördün mü?"dedim.

      "Evet, yani seni bırakabilirim, kamp kurduğunuz yerin güneydoğusuna doğru hareket ediyorlardı."

        Evet anlamında başımı salladım.Yuvarlak tahta kapıdan çıktıktan sonra kuzgun kanatlarını açtı ve beni kucağına aldı.Yıldızlara doğru gidiyorduk, uzaya doğru.Çam ağaçlarının üzerinden geçtik.

       Kanatlar durdu, yere indik ve beni kucağından bıraktı.

        İleride silüetler görüyordum.Karanlık çam ağaçlarının içinden koşarak geliyorlardı.

        Jenny, Roberto ve Tony hepsini kısa bir süreliğinede olsa özlemiştim.Bana güçlerimi geri almama yardım eden takımım...

       "Hey, Marie bu kişide kim?" dedi Roberto.

       "Her şeyi anlatacağım fakat siz korumaları buldunuz mu?"

        Sessizlik....Herkes sonunda hayır anlamında başını salladı.

         Ve işte o an fark ettim ki manzarada eksik ve yanlış olan bir parça vardı.

         "O...nerede..Tony ?" kekeledim.

         Bu seferki sessizlik daha büyüktü.Tony cevap vermedi.Yaprak bile kımıldamadı.Hayvanlar nefes almadı.Çam ağaçları karanlığa gömüldü.

         "O...o yok, o kaçırıldı." dedi Roberto koca sessizliği bozarak.

        Sonra yere bir damla düştü ardından bir tane daha ve bir tane daha.Ağlıyordum, John kaçırılmıştı.

       Sonumuz böyle miydi hepimiz karanlığa mı kucak açacaktık...böyle mi bitecekti ?

       Hayır, direndim toprağa karşı fakat beni yutuyordu.O soğuk ve kara toprak beni çağırıyordu...pes ettim.

       Karanlık, ölüm, çığlıklar bu kadar ucuz muydu ?

       Sıcak, tenime dokundu ve beni yakaladı.

《》《》《》《》《》《》《》《》

ÖNEMLİ DUYURU:Arkadaşlar yanlış anlaşılmasın mor kapüşonlu insanlar harmaniye giyiyor.

Harmaniye:Kukuletalı pelerin anlamına gelmektedir.

《》《》《》《》《》《》《》《》

GECENİN KARANLIĞINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin