GECENİN KARANLIĞINDA

20.BÖLÜM:ALEV ŞEHRİ

Medya:Makine Sembolü

Bölüm Şarkısı:Of Verona-Better With You-

《》《》《》《》《》《》《》《》《》

    "Kuzeybatıya yani kuzgun'un evine girtmeliyiz."dedim."Ve sonra da Alev Şehrine gideceğiz."

     Eremos' un evine doğru patikadan gittik.Kim bilir kaç tane kızıl çam geçtik.

      Akşam oldu.Eremos' un evine vardık.Kırmızı güneş batıyordu.Yorgunluktan hemen uykuya daldım.

       Kırmızı güneş ışığı tekrar içeri giriyordu.Herkesten önce ben uyanmıştım o yüzden herkesi uyandıracak olan da bendim.

       "Hadi takım kalkın, Alev'e gidiyoruz." diyerek çantalarımızı sırtlandık.

        Kuzgun zaten ölmüştü şimdi ise evine elveda demekle yeltenecektik.Harita elimdeydi.

        "Güney'e gitmeliyiz, Alev o tarafta."

        Diz boyu çalıları geçtikten sonra Fera Gölü'nün oradaki gibi, yere yakın ağaçlar başladı.

       Güneşin tepemizde bulunmasından öğlen olduğunu anladım.Ağaçlar sıklığını yitirdi.

       Ve işte o zaman yeşilliğin ortasındaki sarılık kendini ortaya çıkardı.Silüetler belirdi ama pelerinli değillerdi.Kırmızı kıyafet giymişlerdi.

       Çölden çıkamıyorlarmış gibi bize gözlerini dikmişlerdi.

       Yaklaştık ve çimle, çölün arasındaki o ince çizgiyi geçtik.

        Bunlar kıyafet değildi.Kırmızı...kendileri kırmızıydı.Elflerinki gibi kulakları vardı.Ellerindeki mızrak ve yayları Eremos' un yaptıklarından çok daha iyiydi.

      Artık çöldeydik.Alevliler yaklaştı ve etrafımızı sardı.Arkaya doğru adımımı attım, konuşmak için ağzımı açtım.

      "Biz Makine'den değiliz."dedim.

      "Peki ya buraya nasıl geldiniz ?"dedi saçı kazınmış olan bir kız.

      "Siz casus olabilirsiniz."dedi arkadan kısa boylu bir erkek sesi.

      "Evet, size nasıl güvenelim ki..."dedi başka bir erkek sesi.

       Yaklaşık olarak otuz kişiydiler ama evleri yoktu nerede kalıyorlardı ki ?

        Kalabalık olan Alevliler birden sessizliğe gömüldüler ve tek tek açılmaya başladılar.

        "Torak, Torak, Torak..." hep bir ağızdan böyle söylediler.

        Uzun boylu, yine kırmızı derili bir adam gözüktü.Ama bu farklıydı.Kafasında siyah bir kask ve siyah pelerini vardı.Elinde de siyah metalden bir sopa.

        "Merhaba dünyalılar."dedi Torak."Duyduğuma göre siz Eremos'un arkadaşları olmalısınız."

        "Evet öyleydi fakat Eremos öldü."ağzımdan kaçırmıştım.

        Torak bir anda üzüldü.Kalabalığa doğru döndü.

        "Misafirlerimize merhaba deyin."diyerek pelerinini kumda sürüdü, ilerledi ve durdu.

         "Hadi gelin size evimizi göstereyim." dedi.

          İki kısa boylu Alevli Torak'ın yanında durdu ve yere eğildi, elleriyle kumu süpürdüler.

          Sonra metal plaka ortaya çıktı."İşte evimiz bu tarafta." dedi Torak.

          Metal'in üzerinde kan kırmızısı Alev sembolü vardı.Alevliler metal kapağı iki yana tutup açtılar, merdiven gözüktü fakat içerisi karanlıktı.

           Torak kolunu pelerininden çıkartarak elini şıklattı ve bir anda merdivenli tünel aydınlandı.

           Meşaleler kırmızıya büründü, ateş rengine.

          "Size yeni arkadaşlarınızı tanıtayım." dedi Torak.

          "Bu Tamara'dır, kızım gibi severim fakat kendisi çok hırslıdır." dedi Tamara'yı yanına alarak.Bu kız az önceki saçı kazılı olan kızdı.

           "Bunlarda Taylor ve Tegori..."dedi yanındaki kısa boylu erkekleri göstererek.

           "Size kalacak bir yer hazırlasınlar."

          Hepsiyle tanıştık.Onlarda bizim isimlerimizi öğrendi.Uzun koridorda hayalet gibi ayaklarımı yere süre süre yürüyordum.

          "Gel sana etrafı göstereyim."dedi Tamara.Uzun koridordan yürüyorduk.Kapılar çıkmaya başladı.

         "Buralar yatakhanelerimiz." dedi.

         "Ve burası da yemekhane."

         "Ayrıca benim yukarı çıkmam gerekli."diyerek benden uzaklaştı Tamara.

         Bende kendi odama yerleştim.Yumuşak yatağa oturarak düşüncelere daldım.

         Torak kimdi ?

         Makineyle neden böylelerdi ?

         Kapalı kapım çalındı.

         Tak...tak...tak...

         "Girin."dedim.

         "Torak seni huzuruna çağırıyor." dedi Tegori ve Taylor.