Can sarhoşluğu

579 74 13
                                    

Semazenler. İlgimi çekmiştir hep doğruya doğru. Hele küçükken düşünürdüm; Nasıl başları dönmüyor? Nasıl tökezlemiyorlar? Veyahut da başlarında duran sikkeleri (adını sonradan öğrendiğim) nasıl düşmüyor? İlgimi çekmiştir hep. Yine bir çok soru. Ama neydi felsefemiz (hiç değilse benim felsefem :) ) soru soru büyüyen hayatlar vardır. Bir soru değil birçok soru yardımcı olacak bizim dertlerimize. 

Gelelim sorulara ve cevaplara. Öğrendim ki, semazenler esasen bir gösteri yapmıyorlarmış. Öğrendim ki, onlar sadece dönmüyorlarmış efendim. Öğrendim ki, kıyafetleri herhangi beyaz bir kıyafet gibi manasız değilmiş. Ve yine onların ellerinin birini yukarı, birini aşağı tutmaları basit bir kareografiden ibaret değilmiş.

Sema, deyince akla ilk gelen isim. Sesinizi duyar gibiyim. Evet o. Mevlana Celalledin Rumi. Bildiğimiz şu ki Mevlâna için sema canın cana kavuşup, mekânın, zamanın ve aklın bitip, her şeyin sadece aşk olduğu o anlarda, Mevlâna'nın mevlasına kavuştuğuydu. 

Sema da hiçbir kural, hiçbir zorunluluk yokmuş meselâ. Sadece aşk için dönmek ve gerçek aşka ulaşmak varmış. Yaptıkları bize basit bir şeymiş gibi gözüken, aslında hiçte basit olmayan o küçük ayrıntılar adım adım nefse terbiye dersi veriyormuş. Örneğin kıyafetleri. Semazenler, nefsinin ölümünü temsil eden özel bir kıyafet giyiyorlarmış. Sikke mezar taşını, hırka mezarını, tennure de kefeni temsil ediyormuş. Semazenler yaptıkları bu aşka yolculuğu can sarhoşluğu olarak adlandırıyorlarmış. Ne kadar hoş ne kadar derin ve ne kadar naif...

Koreografi gözüken ilâhî mesajlar. Yani kollar ve ellerin hareketleri. Gerçekten muazzam bir mana. İlk başlangıçta semazenin semaya başlamadan ayağa kalkıp, kollarını çaprazlayıp, ellerini iki omzuna koyması, Arapça 'Allah' lafzının 'Elif'ini, semaya başladıktan sonra kollarını iki yana açması, yine Arapça 'la' yani 'La ilahe illallah'ı (Allah'tan başka ilah yoktur), sağdan sola dönmesi, kainatı bütün kalbiyle kucaklaması, yukarı dönük olan sağ avucu ve yere dönük olan sol eli ise Hak'tan aldığını, halka dağıtması manalarını barındırıyormuş. 

Son olarak, hepimizin aklında ki soru; Baş dönmesi. Her şey sebepli sonuçlu anlaşılan ;) Başları sema yaparken durdukları pozisyonun açısından dolayı dönmüyormuş, ki onlar zaten gösteri amaçlı değil zikir amaçlı yaptıkları için kendilerinden geçip benliklerini yitiriyorlar bunu hissetmemeleri normal diye düşünüyorum.

Semazenler ve sema merak ettiğim kadar varmış doğrusu. Bir de küçük bir tavsiyem var siz okuyucularıma. Aşk zannettiğimiz kadar ulu orta basit bir şey değil. Aşk doğru yaşanıldığı ve idrak edildiği zaman muazzam bir şey. Tavsiyem de şudur: Aşkı gerçekten aşk gibi yaşayan kişilerden öğrenmemiz gerektiği. O kişi, vefat etmiş olsa bile gerçek aşka ölüm engel değildir. Biz araştıralım yeter ki, o bizi bulur emin olun...
Resim: Poulika :)

~HER ŞEY BÖYLE BAŞLADI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin