Yazıp yazıp siliyorum kelimeleri ve birbirinden farklı manalarda kelimelerden oluşan cümleleri. Hangisi daha düzgün, daha uyumlu bilemiyorum, deniyorum tek tek. Çok uzun zaman oldu. Çok fazlaca bir süre ayrı kaldım; kalemden, kağıttan, edebiyattan. Birçok kez denedim yazmayı, derdimi anlatmayı ama kelimeler yan yana gelince bir anlam ifade etmedi. Hepsini sildim. Şimdi tekrar yazıyorum. Umarım bu sefer istediğim gibi olur.
Bu süre zarfında insanlarla çok vakit kaybettim. Ne işime yaradı? Tartışılır, ama yarardan çok zarar verdiler yine. Bir dakika bir dakika söylemeyi unuttum. İnsanlardan kurtulmanın, kafamızı rahat tutmanın ufak yolunu buldum. Nasıl mı? Öncelikle bu dünya biz olduğumuz sürece var. Aksini iddia eden yoktur herhalde. Sen veya ben olmadıktan sonra yani biz olmadıktan sonra bu dünyadan bahsetmek mümkün mü? Elbette değil, o yüzden ilk kendimizi düşünmeliyiz diye karar verdim. Kendi çıkarlarımızı falan değil ama kendimizi üzmemek için belirlediğimiz bazı temel kurallar diyebiliriz. Bu kurallar; kimsenin haksız yere bizi üzmesine izin vermeme başlıklı kurallar :) Tabi ki öyle. Hiçbir şey senin için senden, benim için de benden daha önemli değil. Bazen bir göz yaşı bir anda gereksiz birilerinin sebep olmasıyla dökülebilir. Hayır yani neden başkası bizim onlarca, belkide yüzlerce sistemimizin sebepsiz yere çalışmasına neden olsun
Gözyaşı deyip geçiyoruz ama o gözyaşı; Göz yaşını salgılayan gözyaşı bezi ve oluşan sıvıyı gözün yüzeyine taşıyan kanallar; Gözyaşı kanalı, gözyaşı kesesi ve sıvının burna doğru iletildiği ve bu şekilde alt konkanın arka kısmının boşalmasını sağlayan duktus nazolakrimalis; Gözyaşı sisteminin sinir sistemi ile olan bağlantısı iç ve dış karotid pleksus üzerinden sempatik olarak ve fasiyal sinirin lakrimal çekirdeği tarafından da parasempatik olarak falan filan diye devam ederek onlarca olay silsilesinden oluşuyor ve bunlar biz her ağladığımızda gerçekleşiyor. Yani, sen okurken sıkıldın bende bu yabancı kelimeleri yazarken sıkıldım. Ama ağlarken sadece ağlamaya konsantre olduğumuzdan dolayı çoğu zaman umursamadık. Şimdi soruyorum: Değdi mi yani? Verdiğin cevabı tahmin edebiliyorum. Şu anda farkına varabiliyorsak bazı şeylerin, bu da iyi bir şey tabi. Ama ağlama esnasında da kendimizi kontrol etmeliyiz. Ya da sadece ağlama olarak sınırlandırmayalım bunu, bize zarar verebilecek her şeyde kendi otokontrol sistemimizi sağlamalıyız. Kendimizi üzmek, kafamıza bazı şeyleri takmak daha sonra onları bir de hikayeleştirip, iyice kendimize dert etmek maşaAllah ata sporumuz. Niye yani kendi ömrümüzü niye kısaltalım?
Bunu okuyan kardeşim, sen bütün bu anlattıklarımı eğer kendine yapıyorsan gerek var mı tüm bu tantanaya? Bu vakitten sonra hiçbir şey için kendimizi üzmüyoruz anlaştık mı ;) Birisiyle bir derdimiz, bir sıkıntımız, bir hoşnutsuzluğumuz mu var, senden benden kat kat daha üstün, kat kat daha adaletli Yaradan var. Havale et kardeşim. Şimdi onlar düşünsün de geç. Bundan sonra kafamızda çınlayacak olan sloganımız: "Dert etme! Havale Et!". Şimdi Allah'a emanet ✋ Sana verilen nimetleri iyi koruman dileğiyle.
Not: Eğer bölümler hakkında konu öneriniz veya herhangi bir tavsiyeniz varsa mesaj olarak atmanız rica olunur : ) Yorum konusunda da cimri olmayın ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~HER ŞEY BÖYLE BAŞLADI~
SpiritualSiz ''Benim de hiç sorunum yok. Her şey mükemmel, güllük gülistanlık'' diyen birisini gördünüz mü? Kime sorsanız derdi sıkıntısı başından aşkındır. Neden peki? Hepimizin sorunları var bir türlü tatmin olamayan duyguları var. Kimimizin geçim sı...