Daha önce hiç bu kadar heyecanlı uyandığımı hatırlamıyordum. Bir genç kız için heyecanlı bir andı, gelecek korumanın nasıl biri olduğunu bilmiyordum ve filmlerde izlediğime göre, korumalar yakışıklı tipler oluyordu. Genç kızlık duygularım yerindeydi tabii, hala yakışıklı bir erkek görmek için bitebilirdim. Tabii bunu abime fark ettirmeden yapmam gerekiyordu, erkek konularında sert olabiliyordu, öyle görünmese de.
Kapı çaldığında ne yapacağımı şaşırıp sadece abime bakmıştım, bu yeni gelen adama birden bire yakın davranmak istemiyordum. Abim her halükarda beni öldürürdü.
''Açsana kapıyı?'' Dedi bayık gözlerle bana bakıp. Kaşlarım kendi kendine havalandı.
Yerimden kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kapı deliğinden baktıktan sonra gördüğüm şişko adam, hiç beklemediğim bir durumdu. Koruma bekliyordum, değil mi?
Yine de, kapının kilidini birkaç kez döndürdükten sonra yavaşça açtım ve vücudumu kapının arkasına çekip başımı uzattım.
''Kime bakmıştınız?'' Diye sordum. Adam gevşek bir şekilde gülümseyip cebindeki elini çıkardı.
''Siz Bayan Min misiniz?'' Diye sordu. ''Min Yejin?''
Başımı şaşkınlıkla aşağı yukarı salladım. Düşündüğüm şey... Olamazdı, değil mi?
''Ben yeni korumanız,'' dedi adam. ''adım Kang Taeyoung.''
Bakışlarım adama sabitlenmişken abimin yerinden kalktığını ve kapıya doğru geldiğini duydum. Bu adam, gerçekten bizi koruyacak mıydı? Yapabilecek miydi? En az 90 kilo gösteriyordu, beni nasıl koruyacaktı ki? Koşsa bile benden hızlı olamazdı!
''Hoşgeldiniz,'' dedi abim ve beni omzumdan itip kenara çekti. Kapıyı iyice açıp adamı içeri aldıktan sonra kapıyı kapayıp kilitledi ve bana ne olduğunu sorarmış gibi bakan kocaman gözlerini çevirdi.
Abimin arkasından ilerleyip adamın çaprazına otururken, beynim hata vermiş gibi aynı anda milyonlarca şey düşünüyordu. Kesinlikle bunu beklememiştim. Neden Tom Cruise gibi bir korumam olamıyordu? Şirket benimle dalga geçiyor olmalıydı. Otuzlu yaşlarının sonunda, aşırı kilolu ve patates gibi sırıtan bir adam benim neyimi koruyacaktı ki? Bana bir şey olacak olsa en azından koşup kaçabilirdim, ama eğer bu adam etrafımda olursa, onu kurtarmak için durmam gerekirdi çünkü cidden, koşabilecekmiş gibi görünmüyordu.
''Ben Min Wojin,'' dedi abim ve elini adama uzatıp gülümsedi. İkisi el sıkıştıktan sonra adam gülümsedi.
''Ben Kang Taeyoung,'' dedi. ''siz genç hanım ve genç beyi korumak için görevlendirildim.''
Bakışlarım donmuş, ve muhtemelen ağzım yarım şekilde açılmıştı. Abim bacağımı dürtüklediğinde ancak kendime gelebildim ve kendimi adama tanıttım.
''Daha önce pek çok ünlü için çalıştım,'' dedi adam. ''bir çok dövüş sanatında en üst seviyedeyim. Sizi koruyabileceğime şüpheniz olmasın.''
Adam konuşurken söyledikleri beynimin içinden ışıklı kelimeler olarak geçiyor, her cümlesinin sonunda bir gülücük beliriyordu.
''Bizimle ilgilendiğiniz için gerçekten çok teşekkür ederiz,'' dedi abim. Konuşmadığım için tek yaptığım garip bir şekilde gülümsemekti.
Kısa bir sessizlik oldu. Adam bir bana, bir abime bakıyordu. Abimin ise nereye baktığını bilmiyordum. Fakat benim gözlerim halıya odaklanmıştı, hayatımda işlediğim günahları düşünüyordum. Neden korumam yakışıklı bir yirmilik bey değildi? Bu bir ceza mıydı?
''Ee?'' Dedi adam sessizliği bozarak. Abim ve ben başlarımızı kaldırdık. ''Nerede kalacağım?''
Abim ağzından birkaç garip ses çıkardıktan sonra -ağaçkakan tıkırtılarına benziyordu- ellerini iki yanına açtı. ''Size bir daire ayarlamadılar mı?'' Diye sordu. Adam başını iki yana salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
And Then; | Min Yoongi
FanfictionHer şey, Yoongi'nin yeni şarkısının bir kıza yazıldığının ortaya çıkmasıyla başlamıştı. "Ulaşılmazsın Min Yoongi, ve denizin dibi kadar soğuksun da." © newsun-ah, 2016