09

10.7K 652 126
                                    

Değişim, benim için oldukça riskli ve zor bir seçimdi. Popüler kültürde ufak bir yerim olabilir ve her şeye saygı gösteriyor olabilirdim, fakat buna rağmen, değişmek benim için imkansıza yakın bir şeydi. Değişmeyi sevmezdim. Küçüklüğümden beri, hayatımı sabit bir düzen içinde ilerlettirmeyi dilemiştim. Heyecan aramıyordum, sorun yoktu. Her şey önceden planlıydı. Aslında bir nevi sıkıcıydı hayatım, ama çoktan alışmıştım ve böyle bir hayatı yaşamaktan zevk aldığımı bile söyleyebilirdim. Oldukça uzun bir süre sonra hayatımdaki tek heyecan, Yoongi dedikodularıydı. Normal olarak, onları da istemiyordum.

Adımlarım yavaşlamaya başlamıştı. Üşüyordum ve vücudum titriyordu. Dün geceden beri hava deli gibi soğumuştu. İyi haber ise şuydu, varmak istediğim, eskiden gazetelerde verilen ilanların şimdi duvarlara yapıştırıldığı cadde bana pekte uzak değildi. Hatta ileriden sola döndüğümde orada olacaktım. Duvardaki tabelalara alt alta yazılmış yüzlerce ilan beni bekliyordu.

Sola dönüp ilerledim ve ilanların olduğu yere doğru koştum. Başımı yukarı kaldırdığımda, okuyamayacağım kadar yükseğe uzanan ilanlar beni bekliyordu. Binlerce, binlerce ilan vardı. En baştan okumaya başladıktan birkaç dakika sonra, bir kahve dükkanının ilanını gördüm. Adresin yazılı olduğu bölümü fotoğraf çektikten sonra, adresi okudum ve otobüslerin nereden geçtiklerini söyleyen tabelaya baktım. Tam gideceğim yerin önünde duran otobüsü görmemle yüzüme gülümsemenin yerleşmesi bir olmuştu. Gideceğim yer ise oldukça uzaktı. Gwangneung Sokağı, numara 5.

Otobüse binip arka tarafa oturduktan sonra başımı cama yaslayıp gözlerimi kapattım. Sonunda bir iş bulmuştum. Eğer şansım varsa kabul edilirdim, öbür türlüsünü düşünmek istemiyordum. Üniversite parasını ödeyebilmek için abime yardım etmem gerekiyordu. Hem şimdi hastaydı, çalışıp üniversitemi ödeyemezdi. çalışmayı seviyordum, eğer bu işi alırsam ilk çalışma deneyimim olmayacaktı fakat abim yüzünden çalışamıyordum. Bana her zaman üniversiteme odaklanmamı, eğer iyi bir iş bulursam zaten çalışabileceğimi, şimdi bedenim yerine beynimi yormam gerektiğini söylüyordu. Onu benim için didinirken görmem kendimi bencil hissetmeme neden oluyordu ama Wojin'i durduramazdınız, o kendi kafasının dikine giderdi.

Otobüs yolcu almak için durduğunda, tabelaya tekrar baktım ve gelmek istediğim durakta olduğumu gördüm. Hızlıca kalkıp araçtan indim ve önümde uzanan uzun sokağa girdim. Burası oldukça, oldukça tenhaydı. Binalar oldukça yüksek ve sokak loştu, fakat bu beni durdurur muydu? Hayır. İş için kilometrelerce yürümeye hazırdım. Ellerimi ceplerime soktum ve adımlarımı hızlandırdım. Beş numaraya gidiyordum.

Tam karşıda, loş sokağa rağmen parlaklığıyla göze çarpan bir dükkan vardı. İçeriden yayılan güzel kokuları duymamak imkansızdı. Nereye gideceğimi biliyordum.

Beklemeden kapıyı araladım ve içeri girdim. Kapıyı çarpmamak için arkamdan kapattım ve ilerleyip tezgahın önüne geçtim. Orta yaşlı bir adam arka tarafta bardakları siliyordu.

''Merhaba,'' dedim sakin bir sesle. Adam aynı anda bana döndü. Elindeki bardağı tezgaha bıraktı ve bana doğru ilerledi. İyi bir insan olduğu yüzünün ifadesinden ve güzelliğinden belliydi.

''Hoşgeldiniz,'' dedi sevecen bir sesle. Gülümsedim.

''Ben iş ilanı için gelmiştim,'' dedim. O gülümserken, sol tarafımdaki döner merdivenden inen biri aramıza girdi. Yabancı kız bir bana, bir adama gülümsedi.

''Hoşgeldiniz,'' dedi. Kıza garip bir gülümsemeyle baktım. Çok fazla yabancı insan görmemiştim ve şimdi onlardan birini karşımda bulmak, garip bir histi.

''Demek iş için geldiniz,'' dedi adam. Başımı salladım. ''adınız ve yaşınız?''

''Adım Min Yejin,'' dedim, adamın yanında duran kızın beni tanımadığını umarak. ''19 yaşındayım.''

And Then; | Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin