BÖLÜM -2-

767 50 26
                                    

Mavigibimsi adlı kullanıcıya ithafen.

Yeni kapak için elifbarun adlı arkadaşımıza teşekkür ediyorum. Ellerine sağlık canım.

Odaya girdiğimizde Aleyna iç çamaşırlarını kapıp tuvalete koşarken, Güneş Ceren ve Ben yerlere yatmış kahkahalar atıyorduk. Şu saatlerde herkes derste olduğu için yurt bomboştu. Bu nedenle rahatça kahkaha atıp ses çıkarabiliyorduk.

"Sidikli Aleyna, sidikli Aleyna," diye bağıran Ceren'e dönüp susmasını işaret etmeye çalıştım fakat kahkahalarımın arasından ne kadar belli oluyordu bilemiyorum.

"Ya kızım tamam karnıma kramp girdi gülmekten." diyebildim zorla.

Odanın kapısı birden açılınca susmaya çalıştık fakat hepimizin suratı kıpkırmızıydı ve güldüğümüz, pardon anırdığımız belli oluyordu.

"Bu konu hakkında tek bir kelime etmeyeceksiniz." diye tehdit ettikten sonra yatağına oturdu Aleyna.

Kızlarla göz göze geldikten sonra abartmamamız gerektiğini anladık. Şimdilik susmalıydık.

Hepimiz yataklarımıza uzanmış boş boş sohbetler ederken karnımın guruldadığını fark ettim.

"Gençler benim canavar sinyal veriyor." dediğim de diğerlerinin beni anladığına emindim.

"Açıkcası benim de karnım acıktı." diye ekledi Güneş.

"Hadi o zaman keşfe çıkalım." Bu öneri Ceren den gelmişti.

Aleyna korku dolu ve titerek bir ses le "Ama müdür çok fazla dolanmamamızı söyledi." dedi.

"Kızım açlıktan ölelim mi yahu? Kalk kalk. Yine altına işersen ben sana iç çamaşırı veririm." dediğimde kafama yastık attı.

Hep beraber FBI ajanı edası ile okulu keşfederken bir ses duydum. Kızlar da duydu mu diye onlara bakarken, bir şeye çarptığımı yeni anlıyordum.

Ah, hadi ama yine mi o surat? Her seferinde düğünün tam ortasında Pembe tarafından basılıp evlenemeyen Ferhat ile Sultan ın şanssızlığı vardı üzerimizde.

"Size ortalıklar da çok dolaşmayın demiştim." dediğinde sesi daha yumşak çıkmıştı.

"Karnımız çok acıktı da." diyebildim zorla.

"Öğün saatleri hariç yemek yok." dediğinde midemiz ağlamaya başladı.

Bir kere ben, en son babalar duyardaki kilolu kız gibi sürekli acıkıp hamburger yiyen bir insandım. Açlığa hiç dayanazdım.

"Hocam karnımızı nasıl doyurabiliriz?" dedi. Ceren'in de oldukça acıktığı belliydi.

"Giriş katında kantin var oradan bir şeyler alabilirsiniz." dediğinde boynuna atlamak istedim ama ne mümkün.

Hep beraber koşarak merdivenleri inerken, bağcığıma basıp merdivenlerden yuvarlandım. Bir panda gibi. Evet tamamen bir pandaya benziyordum eminim.

Ceren, Aleyna ve Güneş hemen yanıma gelip beni kaldırmak isterken önümdeki bir çift ayak dikkatimi çekti. Oldukça pahalı ayakkabılara sahipti bu şahıs. Toparlanıp ayağa kalkana kadar, ayakkabının sahibi hemen yanıma eğilip benimle ilgilenmeye başladı.

"Bir yerin acıdı mı?" dedi. Beni şaşırtan ise ciddi anlamda endişelenmiş olmasıydı.

Tam ağzımı açıp 'iyiyim' diyecektim ki koluma girip beni nazikçe kaldırdı.

"Hadi revire gidelim." dediğinde gözlerim yuvalarından fırlayacak gibiydi. Evet tam anlamıyla durum böyleydi.

"Teşekkür ederim ama kendim gidebilirim." dedim. Şaşkınlığımın belli olmamasını dilemiştim.

TERTİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin