Karma denen şeyi ilk defa Jessie dizisindeki Hintli çocuk Ravi den öğrenen ben, artık Karma denen bu illet şeye kesinlikle inanıyorum. Neden mi? En iyisi en baştan başlayayım.
Sabah uyanır uyanmaz, önceki günün yorgunluğunu üzerimde hissetmiştim. Sömestr tatili de yaklaştığı için müdür beyciğimiz telefonlarımızı vermişti. İnstagram da gezinirken kızlar ve benim ezeli düşmanımız Eylül keşfette karşıma çıktı. Eylül kim mi? Aileniz tarafından takdir edilen ama her türlü pisliği yediğini bir tek sizin görebildiğiniz zorunlu arkadaş. Aileniz o 'cici kız' olduğu için sürekli onu size örnek gösterir ve siz onun kafatasında delikler açmak istersiniz. Tam olarak Eylül bu! Eylül'ün ailesi çok doyumsuzdur. Derslerinde ne kadar başarılı olursa olsun hep daha iyisini beklerler. Fakat aynı orantıda da şımartırlar. Eğitimli köpek gibi resmen. Güzel birşey yaptığında ödüllendirilen Eylül, sürekli ödül peşinde olduğu için her zaman ailesine yaranma peşinde.
"Hanım efendi kalkmışta yatakta telefon keyfi yaparmış. " diye birden bağıran Aleyna, elimdeki telefonun suratıma düşmesine neden oldu. Ben burnumun acısına kıvranırken gülmeyi de ihmal etmedi tabiki.
"Aleyna bana bulaşma sinirliyim." dediğimde hemen yanıma koşup yatağımın kenarına oturdu.
"Ne oldu kız bir fişnik mi öğrendin de söylemiyorsun."
"Yok yahu! Eylül'ü gördüm instagram da. Bilirsin o kız tam bir şeytan." deyip içimdeki sıkıntılı nefesi dışarıya verdim.
"Canını sıkan mesele ne ki?"
"Benden sonra okul başkanı o olmuş." dediğim de hiç şaşırmadı. "Lan bir şey söylesene. Yelloz kıza bak hele pis çirkef desene." Yatağımda hafiften bana doğru eğilip burnumu sıktı. Sonra da "Karma güzelim karma." deyip yataktan kalktı.
Aleyna haklıydı. Çünkü herkes yaptığı kötülüğü bir gün mutlaka öderdi. Biz eski okulumuzdayken dönem başında okul başkanlığı seçimleri varken Eylül ve ben de adaydık. Normalde başkanlık tarzı ayak işleri ile işim olmazdı ama bu sefer aileme karşı Eylülden daha iyi olduğumu göstermem gerekiyordu. Velhasıl oylar atıldı Aleyna ve Güneş de oyları sayanlar arasındaydı. Normalde Eylül üç oy farkla kazanmışken, Eylülün dört oyunu yırtarak benim bir oy farkla başkan olmamı sağladılar. Sanırım başıma gelen her türlü kötü olay bu karma ile alakalı. Ah ulan ah! Kırgın çiçeklerdeki Defneden bile kötüyüm ya!
"Off ne kadar da bed görlüm." diye bağırarak yataktan kalktım. O sırada Ceren ve Güneş te içeriye girdiler.
"Noldu bed görl?"
"Ya Ceren ya of ya! Eylül okul başkanı olmuş." dedim asık suratla.
"Ee hakkını almış kız." dedi Güneş.
"Lan siz kimin tarafındasınız ya."
"Haklının yanındayız canım." dedi Ceren.
"E oyları yırtarken benim yanımdaydınız." dediğimde. "Yavrum rüşvet olarak chanel in çantasını aldın bana. Ne yapsaydım?" dedi.
"Kız Güneş, sana ne rüşvet vermiştim?"
"Big hamburger menü." dedi. "Asla pişman değilim."
"Aleyna sen birşey de gözünü seveyim."
"Aşk harika bir şey." dediğinde Güneş, Ceren ve ben güzel bir öğürdükten sonra ders için hazırlanmaya başladık.
...
"Ya bıktım artık istemiyorum okumak. Şuralarda babası fabrikatör olan bir bey efendi yok mu? Alsın beni kaçırsın bu diyarlardan. Ben de fizik dersi görmek zorunda kalmayayım." diye sınıfın ortasında bağırırken Çınar da bana bakıp sırıtıyordu. Ama ne yapayım yani fizik=ölüm.