Bölüm şarkısı: Oğuzhan Koç - Erzincan
Depresyonun en derinlerindeyim. Fazla derinlerinde. Hatta o kadar derindeyim ki petrol buldum galiba. Kafamdaki trilyon tane tilki bir oraya bir buraya doğru koştururken mantıklı şeyler düşünmem mümkün değildi.
Tatilden döneli bir hafta olmuştu ve Çınar, Eylül hanımla gününü gün ediyordu. Kendi kendime o kadar sinirleniyordum ki. Bu sinir ve öfkenin büyüklüğü, derinlerde bir kırgınlığı örtüyordu. Kırıldığımın hatta çok kırıldığımın farkında değildim o an. Zamanla anlayacaktım sanırım. İçimdeki huzursuzluk beni mahvederken daha fazla dayanamazdım. En güzeli gidip Çınar ile konuşmaktı. Belki de birbirimizi yanlış anlıyorduk. Belki de bir konuşsak herşey düzelecekti.
Tamam Dilan artık kendine gelme vakti. Ne o öyle mıy mıy köşelerde sessiz sessiz birilerinin seni fark etmesini beklemek? Ağlamayan bebeğe mama yok demişler. Birazcık ağla ki mama istediğini anlasınlar. Hadi bakalım bismil...
"Yaşlı babaanne kalkışı yaptın Dilan hayırdır."
"Aleyna bana şans dile ya. Çınarla konuşmam gerekiyor ve ne konuşacağımı hiç bilmiyorum."
"Bence direk Eylül'ü döv o anlar zaten." Şahane fikir Ceren den gelmişti.
"Ceren kendine gel kız ne oluyor? Ringde miyiz?" Cümlemin sonunda odadan çıkmıştım bile.
İşte başlıyoruz.
Öncelikle Çınar'ı nerede bulabileceğimi düşündüm. Tabi ki Eylül'ün dibindedir diye bahçeye çıktım. Ama Eylül bir bankta oturuyordu ve yanında Çınar yoktu. Tekrar girdim yurda etrafı dolaşmaya başladım. Yemekhaneye baktım, ortak dinlenme salonuna baktım, tuvaletlere bile baktım. Yoktu.
Daha sonra konuşurum diyerek odaya geri çıkmak üzereydim ki bir ses beni durdurdu.
"Dilan."
Çınardı.
"Efendim."
"Konuşabilir miyiz?"
"Tabi ki."
Noluyor lan? Allahım erdim mi? Bak erdiysem bir yerlerden belli et de bileyim.
Beraber ortak dinlenme salonuna geçtik. Çınarın omzunda uyuyakaldığım yere oturduk.
"Seni dinliyorum."
"Bir klişe yapayım mı?" dedi.
"Yap bakalım."
"Sana karşı olan davranışlarım için özür dilemek istiyorum."
"Nihayet farkına varabildin ya bu da birşey." Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Hep farkındaydım." dedi ve sesi alçaldı. Gözlerini parmaklarına çevirdi ve konuşmasına öyle devam etti. "Bilerek yapıyordum." dedikten sonra göz ucuyla yüzüme bakmaya çalışıyordu.
"Ne demek bilerek yapıyordun? Anlamıyorum Çınar biraz da açık konuşur musun?" Cidden anlamamıştım.
Derin bir nefes aldı. Sıkıntılı olduğu o kadar belliydi ki. Nereden başlayacağını bilmiyor gibiydi.
"Sana daha önce anlattığım Deniz olayını hatırlıyor musun?"
Ölen sevgilisi.
"Hiç unutmadım ki."
"Ben çok acı çektim. Denizim gittikten sonra bir daha asla bu gemi açılmayacak başka sulara diye yemin ettim." Bir iki saniye gözlerini kapattı ve devam etti. "Birilerine karşı birşeyler hissetmekten o kadar korkuyordum ki. Askeri lise de oluşumda ettiğim yemine yardım ediyordu. Hiç kız olmaması beni mutlu ediyordu."