"Şapkalı(?)Çocuk."

589 36 12
                                    

Not:Medyadaki video değildir,fotoğraftır.

İyi okumalar!

. . .
Candelaria'dan

"Gülümseee!"

Telefonun fotoğrafı çektiğini belirten sesini işittiğimde,elimde duran Cola'yı masaya bıraktım.

"Bakayım fotoğrafa."

Fotoğrafı açıp telefonu Alba'ya verdim.Alba ile üniversitede tanışmıştık.Üniversite 1'de.Beni tanıyanlar çok olduğu için popülerlik tarzında bir üne kavuşmuştum.Ablamla aynı üniversitedeydik.O benden bir sınıf üst olduğu için,1 yıllık fazla ünü vardı.Bende onun yanında görülerek üne kavuştum.

Alba,okulun sessiz kızlarındandı.İlk konuşmamızı ben başlatmıştım.Bahçede oturmuş,konuşmuyordu.Yanına gittim ve arkadaş olmaya çalıştım.Çünkü gerçekten konuşmayan biriyle arkadaş olmak çok zor!

Neyse işte,kısa sürede arkadaş olduk.Ablamla,Mechi ve Lodovica ile tanıştırdım onu.Onlarlada iyi anlaşıyordu ama benimle daha bir yakındı.

Alba benim sınıfımda olmadığı için-Bölümleri farklı-her teneffüs onun yanına gidiyordum.Veya bazen derslere girmeyip okulun bahçesindeki Starbucks'tan kahve içiyorduk.Evet,okulda Starbucks var.

Yine her zamanki gibi yanına gittim.Bu sefer sınıfta arka sıralarda oturan bir çocuk daha vardı.Genellikle sınıfta kimse olmazdı.O yüzden şaşırmıştım.

-FlashBack-

"Ben geldim.Hey! Alba!"

"Aa,hoşgeldin.Pardon,dalmışımda."

"Nereye dalmıştın?" diye sordum ve baktığı yöne döndüm.Şapkalı çocuğa bakıyormuş.

Çocuğun kıvırcık saçları,şapkasından dışarı çıkmıştı.Yüzü...Yüzünü göremedim.Kafası öne eğik olduğu için yüzü görünmüyordu.Birden kafasını kaldırdı ve göz göze geldik.

"Cande!"

"Facu!" Birbirimize sarıldık.Alba bize kaşları çatık bakıyordu.

"Cande,siz tanışıyor musunuz?"

"Evet.Facu bizim yan komşumuz.Ayrıca benim kankam."

"Öyle mi? Ben Alba." dedi ve elini uzattı.

Facu,elini tuttu ve "Bende Facundo.Ama Cande bana Facu der.Sen de diyebilirsin."

-FlashBack-

Alba ve Facu gerçekten hayatımdaki en iyi arkadaşlar.Onları çok seviyorum.Zaten Ruggero ile Facu sayesinde tanışmıştım.

"Cande,telefonunu alabilirsin."

Başımı salladım ve fotoğrafı İnstagram'a yükledim.

Ruggero'dan

"Kızları arayalım mı? Ben sıkıldım senden ya!" diyen Facundo'ya döndüm.

Sabah birlikte kahvaltı etmiştik ve benim evimde bilgisiyar oyunu oynamıştık.Ne yapalım yani? İp mi atlayalım? En azından oyun daha eğlenceli.

"İyi ara.Ara da ne yapacağız? Kızlarla 'Pes' mi oynayacağız?"

Kahkaha atan Facundo çoktan Alba'yı aramıştı.

. . .

-Efendim Facu?

-Ya,biz Ruru ile çok sıkıldık da siz de gelseniz?

-Tamam,gelelim.Neredesiniz,oraya gelelim.

-Şimdi Ruru'nun evindeyiz ama siz Botanik Parka gelin.Orada karar veririz.

-Tamam,geliyoruz.Öptüm! Hoşçakal!

-Bende öptüm.

. . .

Facu telefonu kapatınca ayağa kalktım ve ellerimi cebime koydum.

"Botanik Park'a mı gidiyoruz?"

"Aynen,hadi çıkalım!"

Diego'dan

"Lodovica,gaza basar mısın? Kaldık burada!"

"Ama korkuyorum.Ya fren yapamazsam."

Lodovica hanım araba kullanmak istiyormuş.Aslında ehliyetini almış ama unutmuş kullanmayı.

"O zaman bırakta ben geçeyim direksiyona!"

"Hayır ben yapıcam! Ayrıca bana bağırma!"

"Sana bağıran ben,bana bağıran sen.Suçlu ben değilim."

"Ben sana suçlu demedim.Artık nerenle dinliyorsan? Sağır!"

"Tamam,yeter.İstediğin yere,istediğin gibi git.Ben gidiyorum."

Arabadan indim ve yürüyerek Martina'ların evine gittim.Gerçekten Lodovica beni fazla zorluyordu.Şu an da beni anlayacak tek çift Jorge ve Tini.

Bir kaç kez zile bastım ve ardından kapının üstündeki halkayla demir kapıya vurdum.

"Hoşgeldin Digo.Ne bu atar?"

"Jorge! Bana Digo deme diye kaç defa tekrarlatıcam."

"Tamam tamam.Geç içeri."

Tam Martina'yı soracakken elinde tepsi ile mutfaktan Tini çıktı.

"Hoşgeldin Diego.Ben bize bir şeyler hazırlamıştım.Sen de isters-"

Martina konuşurken acı bir fren sesi duydum.Ardından bir çığlık.

'Lodovica' diye mırıldanıp açık kapıdan çıktım.Martina ve Jorge'de arkamdan geliyordu.

Bahçeden çıkıp sitenin araba yoluna ilerledim.Burası villalarla dolu bir siteydi.Yani Martu'ların evi villaydı.

"Diego seni geberticem.Senin yüzünden ağaca çarpıyordum! Beni arabada bırakmamalıydın! "

"Beni kızdırdın!"

"Bu beni bırakman için bir sebep değil."

"Bak yine kızdırıyorsun!"

"Defol!"

***************

Şu anda Diego denen varlıkla sırt sırta oturuyoruz.Tini'de tutturdu barışın diye! Ama barışmaya niyetim yok.Ya direksiyonu kırmasaydım sağa! Ağaca çarpıp kaza yapacaktım.

"Hadi ama çok uzadı!"

"Sen sus Jorge!" Aynı anda konuşunca Diego dönüp bana baktı.

"Cümlelerimi bile çaldın be!"

Ne diyor ya bu?

"Başka neyini çalmışım acaba zeka küpü? Olmayan beyninimi?"

"Ağır konuşuyorsun!"

"Senin gibi boş konuşmuyorum!"

"Ay,yeter!" Diye bağırdı Tini.

"Barışın artık be! Yeter! İçim şişti."

Jorge Martina'yı koltuğa oturttu ve bize döndü.'Hadi' diye fısıldadı.

Ben de Diego'ya yaklaştım ve yüzüne doğru konuştum.Şu an çok yakındık.

"Ölsem affetmem."

İyi okumalar!

-foreverrjortinii

Anlaşmalı Aşk |Jortini|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin