"Aslında kal. Yani istersen."
İçerinin havası üstüme karabasan gibi çöktüğünde bana iyi gelen tek şey ilgili bir çift gözdü. Kal, demiştim. Nişanlımın arkadaşlarıyla tanışmak için geldiğim yerde benimle kalmasını istemiştim.
Ve kalmıştı.
"Saçlarının rengi doğal mı?"
"Evet."dedim utanarak. "Turuncu diye dalga geçerlerdi eskiden ama şimdilerde biraz moda oldu galiba."
"Annemin de böyleydi."
"Öyle mi?"
"Bakıyorsun görüyorum ama ben babama çekmişim. Ben çok severim. Annemden kaynaklı galiba. Anneme hayran büyüdüğüm için."
Söylediklerinin hepsini zihnime kaydediyordum. Sonra düşünecektim tek tek.
"Sen kime benzemişsin? Hep öyle derler ya! İlla birine çekersin diye."
"İkisi de değil. Büyükannem gençken saçları turuncuya çalarmış. Belki ondan."
Yeni muhabbet açmalıydım. Anne babalardan konuşmak istemiyordum. Yaratıcı, onu etkileyecek bir konu bulmak istiyordum ama aklım durmuş gibiydi. Kuruyan boğazımı ıslatmak için içeceğimi yudumladım. Aşırı şekerli olsa da iyi gelmişti.
"Çok tatlıymış."dedim bardağı aldığım yere bırakırken.
"Su ister misin?"
"Olur, aslında."
Bu bana konu bulma konusunda zaman kazandırabilirdi ama o su almak için yanımdan ayrıldığı konuşacak bir şey düşünmek yerine etrafta Eymen'i aradım. Ona bayıldığımdan değil de bir yerden aramıza dahil olup her şeyi beter hale sokar diye korkuyordum.
Aradığım alkoliği bir kızla dans ederken bulduğumda midem ekşidi. Sanki bir anlığına kendime ve ona dışarıdan bakıyordum. Benden daha koyu renkte saçları olan kızla dans ederken ikisinin de elleri birbirinin vücudunda arsızca geziniyordu. Yüzünü kızın boynuna gömmüşken kızıl saçlar sakallarına takılmıştı. Kendimi onunla böyle bir halde hayal etmek istemediğim halde saçlarımızın benzerliği beni oraya itiyordu. Midemdeki kasılmayla kusacağımı sandım. Kafasını kaldırıp kızı öpmeye başladığında bir ayıba şahit oluyormuşum gibi hızla kafamı başka yöne çevirdim.
Ama öyle duramadım. Kalkmıştım. Onlara doğru yürüyordum. Eymen'in biçimsiz parmakları kızın yüzünü okşarken bileğinden yakalayıp onu kendime doğru çektim.
"Ne oluyor ya!"diye terslendim bir de. Ruju dağılmıştı, bir yarısı da Eymen'in dudağının etrafındaydı. Gerçekten midem bulanıyordu.
Muhatabım o olmadığından Eymen'e döndüm. İğrenmeden durmam mümkün değildi. "Eve gitmek istiyorum."
Arkamdaki kız bir kahkaha atmıştı.
"O zaman taksi bul aşkım. Biz bu gece birlikteyiz, değil mi sevgilim?"
Sevgilim. Tabii. Bundan ailesinin de haberi var mıydı acaba?
"Bana bak sakın bu halde..."
"Merak etme, Çirkin, ben bu gece eve gelmem."
"Eve gelmezsen yarın bir aile görüşmesine daha katılırım. Kuralları unutma."
Eve gelmemesi işime gelirdi ama riskleri göze alamazdım. Kız homurdanmaya başladığında arkamı dönüp oturduğum yere doğru yürüdüm. Buğra elinde bir suyla beni bekliyordu. Çantamı alıp "Kusura bakma, gitmem lazım."dedim ayıp olmasına aldırmadan.
"İyi misin?"dedi endişeyle. O kadar korkunç mu gözüküyordum ki!
"Temiz hava alacağım."dediğimde ona bir davette bulunmasam da kolumu nazikçe tutup "Gidelim."dedi. İtiraz etmedim. Onunla birlikte dışarı çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİRKİN ❅
RomanceTerk edilmiş genç bir kadın, başkalarının onun için çizdiği gelecekte oynamak yerine kendi bir hamle yapar ve onun aksine ailesinin göz bebeği olan bir çocukla anlaşır.