Renkli bulutlar gözümün önünden dağılırken uğultulu sesler duyuyordum. Derinlerde bir yerde sıkışmış gibiydim. Ne ölmüştüm ne de yaşıyordum. Boğuk, baskıcı yeni bir dünya. Sesler oldukça uzaktan geliyordu. Görüntü bulanıktı.
Gözlerimi açtığımı bile sanmıyordum ama gözümün önünde tozlar uçuşuyordu. Renkli tozlar arkadaki siyahi görüntüyü süslüyordu. Bir anda her şey griye dönerken zihnimdeki toz bulutu da dağılmaya başlamıştı.
Şimdi sesler daha yakından ve net geliyordu. Adımı söyleyen ince bir kadın sesi vardı. Tekrar sesler derinleştiğinde gözlerimi birbirine bastırdım.
"Yağmur."
Tanıdık bir ses. Bana sesleniyordu. Sesi ılık bir süt gibi içimi yumuşatmıştı.
"Yağmur, buradayım güzelim."dedi yeniden. Gözlerimi açmaya çalıştım.
"İyisin." Elimin üstünü okşayan parmakları hissedebildim. Yavaş yavaş içinde bulunduğum karanlıktan dışarı çekiliyordum. Yeniden gözlerimi aralamaya çalıştım. Bu kez ışığı gördüm. "Buradayım,"diyordu. Duyuyordum. Görmek için çabalıyordum da. Sonunda aralanan gözlerimin arasından yüzünü, kocaman sırıtışını gördüğümde nerede olduğumun farkına vardım. Evde değildim, ormandaki kulübede değildim, çok başka şeyler olmuş ve öleceğimi düşünürken hastanede yeniden dünyaya gözlerimi açmıştım.
"Gözlerimin üstünde koca bir dev oturuyor gibi."
Kelimeler öyle ağzımdan yuvarlanarak çıkmıştı ki anlayıp anlamadığından emin olamadım, demek istediğim buydu en azından, ama güldüğünde söylemeyi becerdiğimi anladım.
"Geçti. Uyuma artık. İyisin, bana güven."
Kafamı sallamaya çalıştım ama bedenimin yerinde un çuvalı varmış gibi hissettiğimden bundan hemen vazgeçtim. Öylece durup bir süre daha gözlerimi kapalı tutmayı istedim. "Biraz böyle durayım."dedim. Cevabını beklemeden de yumdum gözlerimi.
Yine uyumuş olmalıyım. Gözlerimi tekrar açtığımda daha dinçtim ve bir çaba gerekmeden açabilmiştim gözlerimi. Kış uykusundan uyanmış gibi. Gözlerimi kırpıştırarak etrafa bakınırken Eymen uyandığımı fark edip yanıma geldi. Elimi tuttu hemen. "Günaydın!"dedi, az önce gördüğümü varsaydığım kocaman bir gülümsemeyle.
"Günaydın!"dedim hala ağırlık yüklü göz kapaklarımı açık tutmak çaba gerektirirken.
"Nasılsın?"
"İyi olduğumu söylüyordun."dediğimde gülümsedi yeniden.
"Öylesin, evet."
"O zaman iyiyim." Ben de gülümsemeye çalıştım. Kaslarımı çalıştırmak çok zor gelse de deniyordum.
"Özür dilerim, Yağmur."dedi bir süre sonra ciddileşen yüzüyle bana bakarken. Ben ne için olduğunu sorgulamaya başlamadan açıkladı. "Daha çok dikkat etmeliydim. Onu görmene izin vermemeliydim. Hala tehdit olabileceğini biliyorken öylece bıraktım seni."
Hatırlamak istemediğim kısımlar.
"Zehra iyi mi?"
"İyi. Çok ısrar etti ama dinlenmesi için eve yolladım onu. Yarın sabah gelecek."
"Tamam."
"Özür dilerim."dedi yine.
"Beni eve hapsetmediğin için mi?"diye sorduğumda gülümsemeye çalıştıysa da yüzünde üzgün bir ifade vardı. Öksürürken "Senin bir suçun yok."dedikten sonra su içirmesine izin verdim. Boğazım biraz daha rahatladığında ekledim. "Bunu konuşmak istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİRKİN ❅
RomanceTerk edilmiş genç bir kadın, başkalarının onun için çizdiği gelecekte oynamak yerine kendi bir hamle yapar ve onun aksine ailesinin göz bebeği olan bir çocukla anlaşır.