Final ❅ Part I

138K 6.6K 309
                                    

 "Olmadı, yapamadım işte."

Birkaç ayımın ya da hayatımın özetiydi bu itiraf. Bavulun fermuarını çektikten sonra yatağın üstüne oturup "Bu şehir beni kabul etmiyor belki de."diye kabullendim. Annemle babamın kabul etmediği gibi. Çok çabalamıştım ama bir türlü işler yoluna girmiyordu. İnsanın bir yerde kabul etmesi gerekiyordu.

"Yapma, Yağmur. Okulunu bitirsen işe girsen her şey nasıl da toparlayacaktı. Konuşmuştuk o kadar!"

Bunlar önceliğim bir bebek olmadan önceki yapabileceklerimdi. O bebek, Eymen'in ailesiyle alakalı olmasa hala geçerli olabilirdi, okula gidip gelmeye devam ederdim ama son yaşadıklarım bana iyi ders olmuştu.

"Burada olmaz artık, Zehra. Biliyorsun." Hatırlatmak istemiyordum yaşadıklarımızı. O da benim gibi maruz kalmıştı onların tehlikesine. "Sen gelirsin."deyip onu teşvik etmek için gülümsedim. "Yaz geliyor hem. Denize gireriz birlikte. Tatil yaparız."

"Ama seni alıp geri dönemem çünkü sen orada kalacaksın."

Eymen, evi ayarlamıştı bile. Gitmek için öyle acele ediyordu ki nereye yetişecekse öncesinde beni bir an önce postalamak istiyordu. İtiraz etmiyor ya da sorgulamıyordum ben de. Benim için de en iyisi bu olacaktı ne de olsa. Ailesine ben gidene kadar bir şey dememeye karar vermişti. Bizi ziyarete geldikleri gün durgunluğumdan işlerin yolunda gitmediğini anladıklarını tahmin etmiştim. Kimse en azından bana sormaya cesaret edememişti. Bunun için de memnundum. Biraz daha yalan söylemek istemiyordum kimseye.

"Eymen, çocuk doğana kadar dönmeyecek zaten. Doğumda istersem gelebileceğini söyledi ama çok da istekli gözükmüyor. Gerek de görmüyorum şimdilik ama sonra ne düşünürüm bilmiyorum. Eymen de buralarda olmadığı için ailesinin dikkatini çekecek bir şey olmayacak. O yüzden uzakta kalmasının daha doğru olduğuna inanıyor."

"Aman ne düşünceli! İstersen gelecekmiş! Kendi istemiyor belli ki!"

Zehra aldığımız kararı beğenmediğini belli etmek için hiçbir fırsatı kaçırmazken ben omuz silkip onu savunmaya geçtim.

"Öyle deme, hiç umurunda olmayabilirdi de. Şimdiye kadar hiçbir zorluk çıkarmadan her şeyi halletti."

"Kaçıp gitmek için ona istediği şartları sağladın da ondan!"

"Bunu ikimiz de düşünmemiştik, Zehra."

Gözlerini ovalamaya başlayıp "Sus, zaten birlikte olabildiğinize hala inanamıyorum."dedi bu dünyanın en imkansız şeyiymiş gibi.

Aslında bunun o kadar, hatta hiç, kötü geçmediğini ona söylemek isterdim ama öyle karşıydı ki birlikteliğimize anlaşılmayacağımı bildiğim bir konuşmanın içine baştan hiç girmiyordum. Ben anlattıkça onun surat ekşitmesini de istemiyor ve kendimce önlem alıyor olabilirdim.

İkimizi düşündüğümde de benim için güzel bir anı olarak kalacaktı ki bir de bunun bebek tarafı vardı. O anı kimsenin değersizleştirmesini istemiyordum. Bu yüzden sessiz kaldım. O da kendince haklıydı. Arkadaşımın başına bu kadar olay gelse, ben de hayatındaki kişiye karşı mesafeli olurdum.

"Teyze oluyorum ama uzaktan."dedi bir süre sonra surat asarak.

"Her gün arayacağım seni."diyerek teselli vermeye çalıştım. Dudak büzse de gözlerindeki parıltı gözümden kaçmadı. Eymen tarafını ne kadar sevmese de bebek kısmından hoşlanıyordu neyse ki...

Zehra ve büyükannem dışında kimseye henüz söylememiştim gideceğimi. Teyzoşa bile. Konuşacak, açıklama yapacak halim yok gibi hissediyordum. Ben bile bu durumu henüz hazmedememişken başkalarının tepkilerini de üstlenmek istemiyordum. Büyükanneme de henüz söylememiştim. Gittikten sonra söylemeye karar vermiştim. Vazgeçmesin diye yaptığım bu plan karşısında beni affederdi diye umuyordum.

ÇİRKİN ❅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin