Başımda bir zonklamayla gözlerimi açtığımda ilk fark ettiğim şey karnımın üstündeki ağırlık oldu. Bir kol. Bana ait olmayan bir kol.
Eymen bir bebek gibi kıvrılmış yanımda yatarken korkuyla üstümü kontrol ettim. Kıyafetlerim üzerimdeydi. Onunkiler de üzerindeydi ama kıyafetlerim değişmişti de. Kolunu üstümden attığımda sızlanır gibi sesler çıkardı. Yataktan inip aramıza yeterince mesafe açtıktan sonra "Ne oldu dün gece?"diye sordum. Korkudan elim ayağıma dolaşmıştı. Gözlerini ovalayarak yattığı yerden doğrulduğunda "Ne oldu?"diye tekrarladım.
"Hiç! Rahatla ya bir şey olduğu yok."
"Niye buradasın o zaman?"
En son odama girdiğinde burada yatacağını ima edip saçmalamış sonra yine eski düzenimize geri dönmüştük ama dün...
"Gitmemi istemedin çünkü, Çirkin."
Ben...
"Sarhoştum! Dinlemek zorunda mıydın?"
"Öf Yağmur! Sabah sabah uğraşamayacağım hiç seninle."
Yataktan kalktığında "Fırsatçısın sen!"dedim tıslar gibi.
"Kustun be kustun!"dedi yüzünü ekşiterek, sonra da suçlayıcı bir şekilde devam etti. "Sana iyilik edende suç!"
"Aman ne iyilik! Nefret ediyorum senden ya!"
Kendimi berbat hissediyordum çünkü bu ben değildim. Böyle biri değildim.
"Aman ne güzel ya! Zehir ettin hayatımı bir de nefret et valla pek umurumda çünkü benim!" Hakkıymış gibi bir de sitem ediyordu. Geceyi bulanık bir camın arkasından bakmak gibi olsa da hatırlıyordum. Ona anlattıklarım. Ona asla anlatmayacaklarımı... Söylediklerim...
"Konuşturdun beni! Fırsatçılık ettin! Kusmasam ne yapacaktın? İlerisinde ne vardı?"
"Konuşmasaydın kızım! Bana ne! Ben sana sarhoşken olanların hesabını soruyor muyum? Soracaksan içmeyeceksin! Bir de baktık sana ya orada sızma diye."
"Keşke sızsaydım!"
Gitmek üzereyken bana dönüp bir anda çarpı üç ya da beş olmuş öfkesiyle baktı. İşaret parmağını sallarken tehditlerini savurdu. "Bak yine bana sesini yükseltiyorsun. Beni sinirlendirme Yağmur. Sana doğru düzgün açıklıyorum. Pişman ettin zaten bari uzatma!"
"Bağırırsam ne olur ya, anlatsana! Çünkü ben senin sınırları aşmandan bıktım usandım artık!"
"Ya ne yaptım ben! Anlamıyorum ki! Sen içtin kızım! İçme dedim! İnat ettin içtin! Zorla elinden mi alsaydım? Ben senin bakıcın mıyım ya ne içersen iç! Ağlama ama sonra böyle!"
"Sen o durumu kullandın!"
Anlamıyordu resmen. Ben o sarhoşken odama kapanıyordum. Bir kere onu konuşturmaya çalışmamıştım. Kullanmamıştım o asalak durumunu.
"Sen delirdin mi ya? Bana çamur atmaya yer arıyorsun orası belli de biz zaten konuşuyorduk! Hatırladın mı? Dank etti mi kafana?"
"Konuşturmayacaktın!"dedim kesin bir şekilde.
"Neden rahatsızsın sen? Öpüşmek istediğini öğrendiğimden mi? Merak etme! İLGİLENMİYORUM!"
"Aynen aynen."
"Yağmur..."dedi bıkkın bir halde ama sonra devamını getirmedi.
"Ne bileceğim bir şey olmadığını?"
"Öpmedim! Öpmedim ya. Ne bu ahlak bekçiliği? Hayırdır?"
"Senin o pis ağzınla beni öpmeni istemiyorumdur belki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİRKİN ❅
RomanceTerk edilmiş genç bir kadın, başkalarının onun için çizdiği gelecekte oynamak yerine kendi bir hamle yapar ve onun aksine ailesinin göz bebeği olan bir çocukla anlaşır.