4

15.1K 941 1.1K
                                    

Umursamaz soğuk bakışları ile bana kısa bir bakış atıp önüne döndü Harry Styles. Umursamadım. Masadakilere döndüğümde kırmızı saçlı, burnunda ve kaşında başka kimsede böyle seksi durmayacak piercingli genç adam hariç hiçkimse bana bakmıyordu bile.

"Sen yeni misin?" diye sordu, bakışları yoğundu. Gülümsedim.

"Evet yeni başladım." Tek kaşını kaldırıp süzdü beni.

"İyiymiş, biz tekila alalım güzelim." Güzelim? Zoraki gülümseyerek kafamı salladım. Harry göz ucuyla olsa dahi bakmadı. Çokta sikimdeydi sanki. Bara ulaşıp siparişleri söyledim, Erin bardakları ve diğer şeyleri tepsiye dizerken:

"Dikkatli ol." dedi ilgilendiğim gruba bakarak, kafamı çevirdiğimde az önceki genç punkçının beni işaret ettiğini ardından Harry hariç diğerlerinin bana baktığını gördüm.

"Ne sikim bu öyle?" Erin siparişi önüme koydu.

"Dikkatli ol sadece, çok fazla muhatap olmamaya çalış." İçimden lanetler okuyup gruba ilerledim.

Bardakları, limon ve tuzu önlerine dizip içi buz dolu kaptaki tekillayı çıkardım ve servis ettim. Hepsinin gözü benim üzerimdeydi ve ben anlamsızca gerilmiştim. Kırmızı saçlı saçlı çocuğa servis yapacakken şişeye elini çarpıp pantolonunun fermuar kısmına döktü.

"Kahretsin!" Hafifçe ayaklandı. Bakışları beni bulduğunda elimdeki tekillayı masaya bıraktım. Dişlerimi sıkmış sakin kalmaya çalışıyordum. Bilerek yapmıştı, şişeye bilerek elini çarpmıştı ve bunu ben dahil masadaki lanet herkes biliyordu. "Temizlenmesi gerekiyor, biliyorsun." Omzumdaki bezi elimde sertçe buruşturup eğildim. Adam bacaklarını genişçe iki yana açtı, dilini dudaklarında gezdirerek başıyla orasını işaret etti. Gözlerim seğiriyordu, sinirden her an ağlayabilirdim. Bezi sürdüğümde inledi. Birkaç kez çabucak ve fazla bastırmadan temizledim ardından kalkmaya yeltendim. Tam ayağa kalkacakken kolumdan tuttu, önce kahverengi gözlere sonra eline baktım.

"Bırak beni."

"Yeterince temizlemedin. Seni şikayet etmemi istemiyorsan yürü." Amacı gayet belliydi. Masadaki grup umursamadan sohbet etmeye başlamıştı, gözüm Harry Styles'a kaydı. Gözleri kolumu tutan kırmızı saçlı gencin elindeydi, bakışları beni bulduğunda hiçbir şey söylemeden içkisini yudumladı.

"Bırak beni dedim sana." Gücü karşısında bir şey yapamıyordum, öyleki beni tuvaletlere sürüklerken tek yaptığım karşı koymaktı. Mekandaki hiçkimse karşı koyma cesaretini göstermezdi ve işin acı yani bu duyarlılığa sahip bile değillerdi. Sesimi çıkarıp yardım istemedim, kendim karşı çıktım. Erin'in bizi farketmemesi içimi biraz olsun rahatlatmıştı, isteyeceğim son şey başına benim için bela almasıydı.

Kabinin birine itildiğimde serbest kalan kolumu ovuşturdum ve sertçe ona döndüm. "Zoru oynuyorsun öyle mi?" Pantolonunun düğmesini açtı, şişmiş erkekliğini iç çamaşırının üstünden belli ediyordu. Yumruklarımı sıktım. "Bakalım içindeyken de bu kadar zoru oynayacak mısın?"

"Bana bunu zorla yaptıramazsın." Diye tısladım dişlerimin arasından. Pis pis gülüp kalçamdan tutarak beni kendine bastırdı.

"Ah öyle bir yaptırırım ki." Elleri bedenimde gezinirken omzundan ittim.

"Sakın bir daha dokunma bana." Diye bağırdım. Bileğimden tutup kafamı kapıya çarptı.

"Ne yaptığını sanıyorsun lan sen piç kurusu! Kime karşı çıktığını sanıyorsun-" Elini kaldırmış vuracaktı ki ondan erken davranıp erkekliğine dizimi geçirdim. Acıyla inleyip iki büklüm yere çöktüğünde kabinden çıktım. Arkamdan gelen bağırışları önemsemedim.

Come Here Boy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin