32

11.2K 652 1.1K
                                    

Harry'nin elini bırakıp babama kısa bir bakış attığımda yanımdaki adam sinirli tavırla bana bakıp bir adım ileri giderek Troy'un bizi farketmesini sağladı. Ona geri gelmesini söylemeye fırsat bulamadan babam benden önce davranmış kaşları çatık bir şekilde bize doğru ilerlemeye başlamıştı. Yutkunarak Harry'nin yanına gittim, sahiplenici bir tutumla beni kendine çekti ve babama uyarı dolu bir bakış gönderdi.

"Louis Tanrı aşkına ne halt ettiğini sanıyorsun sen? Sana bir daha bu serseriyle görüşmeyeceksin demedim mi ben." Harry'e baktı. "Bu saatte evimin önüne gelip rahatça hareket edemezsin soytarı! Oğlumdan uzak dur ve sikini sokacak başka delik bul." Harry onun yakasından tutup arabaya çarptı.

"Onun hakkında böyle konuşmaya devam edersen dilini götüne sokarım senin. Bununla birlikte bulduğum başka delik senin o buruşmuş analın olur şerefsiz. Sabrımı sınama, yapacaklarımdan asla tereddüt etmem." Ellerini babamın yakasından kurtarmaya çalıştığımda beni görmezden geldi. "Ben değil sen ondan uzak duracaksın, yıllar sonra gelip ona sahip olacağını mı sanıyorsun? Buna izin vermem."

"Harry yeter." Komşulardan birkaç kişi pencereden bu tarafa bakıyordu. En önemlisi ise Fizzy ve annesi korkuyla Harry'i izliyordu. "Styles yapma." bana kısa bir bakış attı.

"Arabaya bin." Dedi ve iyice bana döndü.

"Eğer o arabaya binersen polise giderim Louis. Reşit değilsin ve benim sorumluluğundasın."

"İstediğin yere git döl israfı." Dedi babama tiksintiyle bakarken, ardından bana döndü ve yineledi. "Sana arabaya bin dedim."

"Yarın geleceğim yemin ederim ama bu gece olmaz lütfen. Lütfen git, herkes bize bakıyor." Kolumu tuttu.

"Seni ortada bırakıp umursamayan bir adamın evinde kalıyorsun, bak ne polis umrumda ne bu adam ne de bir başkası."

"Harry daha demin emniyetten gelirken sana bunu yaşatamam, yarın geleceğim söz veriyorum."

"Bana bir şey olmayacak Louis, adamın yanında kalmaktan hoşlanmadığını söylersin." Kafamı iki yana salladım. "Eğer şimdi arabaya binmezsen yarın da gelme." Dedi net bir tavırla. Arabasına bineceği sırada kolundan tuttum.

"Anlamanı istiyorum."

"Anlamamı istiyorsun." Dedi beni yineleyerek. "Kusura bakma anlayamıyorum. Orospu çocuğu babanı on yıl sonra çıkıp senin fikrini bile sormadan sanki ona muhtaçmışsın gibi davranmamasını anlamıyorum ben. Aşağılık annen sanki hiçi suçu yokmuş gibi sana laf söylerken yere çöküp ağlamanı da anlamıyorum. İki laf edemedin onlara karşı, iki laf! Başını dik tutup onlara karşı koyabilirsin, sana karşı yapılan hataları kabul edilemezken onların dediklerini yapmak zorunda değilsin."

Söylediklerinde haklıydı. Her bir kelimesine hak veriyordum. Hayatım boyunca ailemi mutlu etmeye çalışan ve hatayı sürekli kendimde arayan ben, zamanla kişiliğimi onların memnuniyetine göre düzeltmiştim. Anneme olan öfkem ve babama olan kırgınlığım çok fazlaydı, sanki kendi kanlarından değilmişim gibi kırıp geçmekten gocunmayan ebeveynlerim vardı ve ben ağzımı açıp onlara karşı tek kelime edemiyordum bile.

Lakin diğer yandan onunla gidemezdim. Harry vukuatlı bir adamdı ve babam da inatçı. O arabaya bindiğim an polisleri arayacağını ve bizi uğraştırmak için elinden geleni ardına koymayacağını biliyordum. Ailemin sadece rezil yönlerini bilecek kadar tanımam Tanrı'nın bana bahşetti bir lütfu(!) olmalıydı.

"Eve git." Dedim, daha fazlasını söyleyecek bir zamanda değildim. Bana hayalkırıklığıyla bakıp kafasını salladığında öfkelendiğinde hissedebiliyordum ancak onun iyiliği için bunu yapmak zorundaydım.

Come Here Boy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin