20

13.6K 771 1K
                                    

"Anlamıyorum ayağına geldi ve sen öylece onu bırakıp karışmayacağını söyledin öyle mi?" Dedi yakın arkadaşı. Dalgın dalgın evden çıkan Mavi'ye baktı ve söyledi.

"Aynen öyle." gözden kaybolan oğlanla kendini keyifle yatağa bıraktı.

"Sıkıldın yani?" Yeşil gözlü olan bıkmışcasına derin nefes aldı.

"Ne ara bu kadar kıt oldun Josh. Gitmesine izin verdim işte! Kaçan kovalanır hesabı. Kendi ayaklarıyla bana gelecek göreceksin." Harry Styles yanılmazdı.

"Pekala, dediğin gibi olsun. Umarım güzel planınla yakında ona kavuşursun." diye kahkaha attı Josh.

"Dilini koparıp o ağzını dikmemem için bir sebep söyle bana çünkü dün geceden bu yana sinirliyim sana."

"Sadece şakaydı adamım."

"Her neyse, öğleden sonra Randow'a gel ve bana dün gece ne orospuluk yaptığını anlat. Mavi'yi buraya nasıl getirdin? Ne dedin hepsini söyleyeceksin. Arkamdan gizli işler çevirdiğini unutmadım sanma."

"Hadi ama Styles senin için yaptım."

"Randow'da ol." Başka bir şey demesine izin vermeden telefonu kapatmıştı.


*

Taksiye binip evin adresini verdim ve hâlâ olayın şokuyla Styles'ın söylediklerini düşündüm. Pekâlâ bu biraz tuhaftı. Beni bırakacağını söylemişti. Bu da demek oluyordu ki artık bana bulaşmayacak, umursamayacaktı.

Montumun cebinde çalan telefonla kendime geldim. Hangi ara girmişti oraya bilmiyordum. Arayanın Marco olduğunu görünce derin bir nefes aldım ve açtım.

"Marco?"

"Nerdesin sen? Telefonlara niye cevap vermiyorsun Louis?" Diye sitem etti.

"Eve geliyorum, konuşuruz."

"İyi." dedi ve telefonu suratıma kapattı. Bugünlerde fazla agresifti.

Sonunda eve vardığımda kapıyı çaldım, çok geçmeden açıldı. İkiside oldukça gergin görünüyordu. Onları es geçip kanepeye oturdum.

"Bitti." Kafa karışıklığıyla bana baktıklarında devam ettim. "Styles'ın evinden geliyorum." Marco kaşlarını çattı.

"Ne? Sana gitme demiştim! Ne-"

"Marco konuştum, konuştuk. Artık bana karışmayacağını sefil hayatıma geri dönebileceğimi ve ne kendisinin ne de arkadaşlarının çevremde dolaşıp rahatsız etmeyeceklerini söyledi."

"Bunu sana Styles mı söyledi?" Diyip oldukça şaşıransa Erin'di. Kafamı salladım.

"Daha düne kadar peşimden gelen sen olacaksın diyip kaçıran o değil miydi? Hangi ara fikrini değiştirmiş?" Dedi Marco inanamayarak.

"Ne bileyim ben Marco. Değiştirmiş işte." diye çıkıştım.

"Bu saçmalık!" Dedi. Neyi vardı bunun böyle?

"Saçmalık mı? Nesi saçmalık be? Sıkılmış artık bırakıyor beni işte oturup sevineceğine neyin kuruntusunu yapıyorsun hâlâ?" Diyip ayaklandım.

"Lan o kadar şey oldu, dün bağıra bağıra bunları söyleyen adam bugün kalkmış bir şey olmamış gibi artık sana bulaşmayacağını söylüyor! Sana defalarca kez söyledim Louis, Styles'ı hafife alma dedim ama burnunun dikine gidiyorsun! Onun lafına mı güveniyorsun! Sana takmış, kör müsün yoksa görmemezlikten mi geliyorsun bilmiyorum ama aç artık gözlerini. Bugüne kadar sıkılıp bıraktığı insanlardan daha farklı görüyor seni. Senin yaptıklarını bugün sıradan bir insan yapsa kendini bir çöplükte ölü olarak bulurdu be! "

Come Here Boy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin