11

13.8K 840 1K
                                    

Beni görünce ciddileşip ifadesini değiştirdi. "Nerdeydin?" Sesi boğuk ve ciddiydi.

"Ben..." elimi kulağıma götürdüm, her yalan söylediğimde yaptığım bir alışkanlıktı bu. "...tuvalletteydim." inanmasını bekleyecek kadar iyimser değildim.

"Yalan söyleme." Ki inanmamıştı da. Daha fazla batmamak için omuzlarımı düşürdüm ve pes ettim, niye oradan çıktım bilmiyordum. Anlık bir dürtüydü ve şimdi onun pişmanlığını yaşıyordum.

"Özür dilerim." Üzgün değildim, özür dilenecek bir şey yapmamıştım ama bakışları öyle sertti ki onu sinirlendirme fikri beni korkutuyordu. Ayakta öylece dikiliyordum, bacaklarım isyan ediyordu ancak oturmak istemedim.

"Bana bak küçük, anlamaya çalışsan iyi olur, ben istemediğim sürece bu evden ya da bu şehirden kaçmanın imkanı yok. İşleri ikimiz için zorlaştırmaya gerek yok, bu beni sinirlendirmekten başka bir işe yaramıyor ve emin ol pek sakin bir adam değilim. Kendi iyiliğin için kafanın dikine gitmekten vazgeç."

"Ben kafamın dikine gitmiyorum." Diye çıkıştım.

"Beni yoruyorsun Mavi." dedi gözlerini kapatıp.

"Adım Louis." Mavi de ne tanrı aşkına?

"Her ne sikimse artık." Ayaklandım, o ise sırtını dikleştirdi.

"Senin oranla olan sorunun ne?" Ağzının içinden mırıldanır gibi 'sen' dediğini duyar gibi oldum ama kafa yormadım. "Yatıyorum ben." Arkamı dönüp gitmeye yeltenirken kolumdan tutup kendine çevirdi.

"Ben seni götürürüm." Sesimi çıkarmadan sürüklemesine izin verdim. Gece kaldığım odanın yanındaki odaya soktu beni. Tanrım pencere bile yoktu, koskoca siyah bir yatak, dolap ve duvardan oluşan odada cam bile yoktu. "Burda kalacaksın." Beni odaya iterken dişlerimi sıktım. Naziklik? Ah Styles'da ne gezsin.

"Bu hücrede ne Taneı aşkına. Üstelik benim klostrofobim var." diye yalan söyledim elindeki kapı kilitini görünce. Elim istemsizce kulağıma gitmişti yine, gözleri çok kısa bir an elime kaydığında kendimi toparladım.

"İyi ya işte." Kapıyı üzerime kilitledi.

"Oyo yo osto!" Kalın sesini taklit ederek gözlerimi devirdim.

"Bir şey mi dedin?"

Kapının arkasından orta parmak yapıp "Hayır." dedim ve yatağa geçtim. Bu odayı yaparken aklından ne geçiyordu acaba?! Üzerime atlayacak herhangi bir yaratığı düşünmeden örtüyü kafama kadar çektim.

*

Gece döndüğüm yatakta sert bir şey hissettim. Uykulu uykulu elimi yanımdaki şeye atıyordum ama anlamıyordum. İnlemeye benzer bir ses duydum ama umursamadım, uykum vardı. Ağzımı şapırdatıp elime dolan yumuşak dalgalı şeyleri çektim.

"Siktir!" Yerimden sıçrayıp çığlık attım.

Karanlıktan bir şey göremiyordum ama yatağımda biri vardı! Masa başındaki lambayı yakınca onu gördüm.

"Düzgün konuş." Dedi boğuk sesiyle. Yorganı üstüme çekip sordum.

"Ne işin var burda?"

"Cidden mi?" Diye sordu alayla. "Kutsal bakire. Sence de fazla klişe değil mi?" Yeniden kafasını yastığa koyarken az önce elimin gittiği yeri ve bunun sonucu çıkan inlemeyi hatırladım. Silkenelip:

"Neden buradasın?" diye yineledim.

"Gece kaçarsın diye." esnedi. Gözlerini kapatıp yastığa daha fazla gömüldü. "Uyu hadi." deyip benim tarafımdaki yorganı çekip üstüne örttü.

Come Here Boy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin