26

12K 754 1K
                                    

Kar tüm ihtişamıyla yağarken genç olan şöminenin karşısında oturmuş, düşüncelere dalmıştı. Adam ise soğuk parmaklıkların ardında, dişlerini sıkmış yere bakıyordu. Kendine kızıyordu yeşil gözlü adam. Oyuna gelmişti ve bu başına ilk kez geliyordu. Sinirliydi çünkü o sözüm ona mafya süprüntüsü koca göbekli moruk polisle iş birliği yapmıştı. Bunu elbette ki biliyordu, polisler uzun zamandır onun peşindeydi ve içeri tıkmak için bir sebep arıyorlardı. Uyuşturucu satıyordu, Randow'u sahiplenmişti ve bünyesinde gönüllü çalışan bir sürü insan vardı. Randow sınırları etrafına kimseyi yaklaştırmıyorlardı ve kara para aklıyordu; eli kolu uzun olduklarından aralarından birisini hapse girdiğinde bir şekilde yargılanmıyorlardı.

Öte yandan ismini yitirmeye başlayan, devletin bir çalışanı haline gelmiş 60 yaşlarındaki kıçı kırık mafya bir süredir kendilerine yapışmış ve sürekli sorun çıkartmıştı. Onun adamları ve kendi arkadaşları birkaç kez kavga etmiş, sonuç olarak arkadaşları galip gelmişti. Sikik herif bir şekilde Harry'nin sakladığı malları bulmuş ardından kavgaya çağırıp orta yerde polis baskınına uğratmışlardı. Oltaya çabuk takıldığı için kendine sinirliydi Harry. Olayı hatırlayınca yumruklarını sıktı..

*

Harry gözden kaybolan Mavi'yle hızlıca Will'in arabasına binmiş ve seyir halindeki arkadaşlarına yetişmişlerdi. İki silahında şarjörünü kontrol etmiş ve çakısını kotunun cebine sıkıştırmıştı. Will'e döndü.

"Olurda bir şey olursa onu Zayn'in evine bırak. Konuyla ilgili tek bir kelime etmeyin. Bilmesin."

Harry sert ve net şekilde konuştu. Will kafasını salladı.

"Peki ya gelmek istemezse?" Diye sordu Will.

"Gelecektir." Harry araba durur durmaz aşağıya indi.

"Styles, Zayn'e haber vermedik." Dedi Thomson. Harry umursamadı, karşısında pis pis kendisine bakan pezevenkle meşguldü şuan.

"Vay, vay, vay. Styles ailesinin biricik gururu. Babasının oğlu, pis işlerin altın numaralı adamı Harry Styles, görüşmeyeli uzun zaman oldu."

"Ne o lan? Adamlarının kıçının dibinden ayrılmıyorsun. Oysa telefonda bülbüller gibi şakıyordun?" Harry öne çıkmış öldürmek istediği adama bakıyordu.

"Ne o sende görmeyeli formundan düşmüşsün?  Gözünün önünde malların çalındı ruhun bile duymadı." Gülümsedi adam.

"Ancak senin gibi bir salak, mazoşist çalabilir zaten Styles'ın malını. Ölmeye bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum doğrusu. "

"Başına ne geliyorsa kendini yüksekte görmenden geliyor. Kendine fazla güveniyorsun, bu seni körleştiriyor." Harry kahkaha attı.

"Çevrendekilere bir bak. Hepsi parayla tutulmuş adamlar! Bu kadar aşağılık, zavallı birisin işte. Şuraya leşini sersem acımayı bırak kimse dönüp bakmaz bile!" Will güldü.

"Benim yanımdakiler parayla tutulmuş adamlar, peki ya senin yanındakiler?" Eliyle Harry'nin arkasında duran grubu gösterdi. "Beş para etmez, torbacı, sokak serserileri. Bir ıslıkta etrafına toplanan köpek sürüsü." Will silahını tehdit amacıyla sıktı adamın üzerine doğru yürüdü.

"Götüne koyarım lan seni orospu çocuğu!" Harry eliyle arkadaşını durdurdu.

"Özenti; önüne iki üç madde koy, zorbalık öğret ve kendilerini dokunulamaz güçlü hissettir. Bu onlara elbetteki çekici geliyordur. Hepsini elinde oynatacak kadar biliyorsun değil mi bu işleri Styles? Ne de olsa uzun zamandır bu tür işlerin içindesin. Birisini avcuna almayı iyi bilirsin." Adam sakince Styles'a göz kırptı.

Come Here Boy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin