24

14.4K 794 2K
                                    

Gün ışıkları odaya dolarken uyanmıştım. Sarmalandığımı hissediyordum. Bedenimi saran kolları, burnuma dolan erkeksi kokuyu, enseme değen nefes alış verişleri ve sıcaklığı hissediyordum. Gözlerimi hafifçe aralayıp karnımda birleşen ellere baktım, dün gece yaşadığımız o yüksek erotizimli sahneler aklıma doluştuğunda yanaklarım kızarmış, daha sonra ne olacağını düşünmediğim için garip bir suçluluk duygusu kaplamıştı bedenimi. Hafifçe ona doğru döndüm, şişmiş kalın dudakları aralanmış, çatık kaşları normal halini almıştı. Göz boyası gözlerinin altına akmıştı ama bu bile onun kusursuzluğuna bir kusur olmamıştı. Daha genç ve tasasız görünüyordu uyurken.

Kollarının arasından çıkmaya çalıştım ama beni öyle bir sarmıştı ki çabalayamıyordum bile. Bir insan uyurken bile bu kadar güçlü olabilir miydi? Yılan gibi kıvrılıp kendimi ondan güç bela kurtardığımda kaşlarını çatmış ama neyseki uyanmamıştı.

Bacak aramdaki yapışkanlıktan kurtulmak için banyo olduğunu tahmin ettiğim yere ilerledim. Kalçam ağrıyordu ve topallıyordum.Koca penisiyle birden içime girdiği yetmemiş, üstüne birde şaplak atmıştı.

Banyo kapısını kapattım ve küveti doldurdum. Aynadan kendime baktığımda geceden kalma olduğum o kadar belli ediyordu ki; dağılmış saçlarım, köprücük kemiğimden boynuma kadar ulaşan koca morluklar, kulak mememdeki diş izleri..hepsi dün gecenin anısına yapılmış eserlerdi. Diş fırçanın bulunduğu yerde gördüğüm sigarayla hafifçe gülümsedim ve bir dalı dudaklarımın arasına alıp yaktım.

Küvet dolduğunda sigarayla içine girdim ve kafamı geriye yaslayıp sigaramı içtim. Gözlerim dumanı takip ederken burada ne aradığımı sorguluyordum. Aynı hatayı ikinci kez yapmıştım, yapmaya da devam ediyordum. Marco ve Erin'i hayal kırıklığına -ki bu konuyu onlara söyleyip söylememek konusunda ciddi kararsızlık içindeydim-uğratacaktım.

Styles'ın bana verebilecek bir şeyi yoktu. Tekin değildi, değişik ruh haline sahipti. Her zaman aynı psikolojide olmuyordu ve en önemlisi de bana karşı hissettiği şeyi bilmiyordum. Belki de sadece benimle zaman geçiriyordu. Başka türlüsü olsa bile, bana zarardan başka ne verebilirdi ki? Dün kendisi de bu ilişkinin ne olacağına dair sözler söylemişken ve hayatımızdaki farkları dile getirirken ona ayak uyduramazdım ben, gözümün önüne başkalarıyla olan yakınlığı gelince günün birinde yine yapmayacağını kestiremezdim. Ona, o kadar güvenmiyordum.

Sigaradan aldığım derin nefeslerin ardından su da söndürüp çöpe fırlattım. Bedenimi gevşetirken gözlerimi kapattım ve kısık seste şarkı söylemeye başladım.

Sonunda tıkaçı açtım ve giden suyla birlikte Harry'nin şampuanını avcuma döküp saçlarımı köpürttüm. Yerimde olmak isteyen belkide onlarca kişi vardı, sırf onun şampuanını kullanmak, onunla yatmak, evini görmek...onlara göre Harry Styles ilah gibiydi. Bende onlardan biri miydim? 'Bir siktiğimi bir daha sikmem.' diyen adamın, sözünü çiğnemesi benim için bir ayrıcalık mıydı? Her şey sadece verilen zevkte miydi yoksa? Onlardan biri olmak istemiyordum, ama ne yazık ki gittiğim yol bunu gösteriyordu.

Saçlarımı durularken şampuanın ferahlatıcı etkisi beni kendime getiriyordu. Düşünmemeyi seçtim.

Vücudumu durulayıp çıktım ve kullanılmış havluyu belime sarıp muhtemelen Styles'a ait olan diş fırçasına macun sürüp dişlerimi fırçaladım. Yaptığımız tükürük alış verişlerinden sonra bu daha az tiksindirici gelmişti.

Sonunda fırçayı yerine bırakıp ağzımı yıkadığımda odaya geri döndüm ama o ortalıkta görünmüyordu. Umursamayıp yere fırlatılan kıyafetlerimi giyinmeye başladım. Bu çıplak şekilde aşağıya inip valizimden kıyafet almaktan daha iyi bir fikir gibi görünüyordu.

Come Here Boy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin