17.BÖLÜM

8.5K 486 7
                                    

Bir hafta sonra ihaleyi kimin aldığını öğrenmenin vakti gelmişti. Büyük konferans salonunda Defne ile yan yana oturmuş programın başlamasını bekliyorduk. Benden daha heyecanlıydı. Dizleri yerinde durmuyor elleriyle sürekli oynuyordu.

''Ne zaman başlayacak?'' dedi sayısını unuttuğum sorusunu duyarken. Parmağım çenemde yerini alırken ona yine mi? Der gibi bakmıştım. Bana gözlerini devirdi.

''Ne yapayım çok merak ediyorum'' dedi sitemle.

Kolumdaki saate baktım.

''Başlamak üzere'' dememe kalmadan kürsüye çıkan bir kadının mikrofonda sesi yankılandı. Defne pür dikkat sahneye bakarken bende sahneye dikkatimi verdim.

Konuşmacı olan kadın İtalya'da ki otelin üst düzey yöneticilerinden biriydi. İyi bir sunum un ardından o beklenen an gelmişti. Nefesimi tutmuştum. Kadının elindeki mühürlü beyaz zarfı açmasını gözden kaçırmadan izledim. Defne'den de hiç ses çıkmıyordu. Bir anlığına göz ucuyla ona doğru baktım. Koltuğun ucuna kadar gelmiş ellerini önünde birleştirmişti. Bu kadar heyecanın ona zarar vermesinden tedirgin olmaya başlamıştım.

''Katılan bütün firmaların tasarımlarını inceledik. Hepsi de gerçekten çok farklı ve güzeldi. İnanın bayağı bir zorlandık. Fakat içlerinden birisi bizim gerçekten oldukça etkiledi. Bu tasarımın İtalya'da ve dünya da dikkat çekeceğini düşünüyoruz. Kazanan firma... ErGüney Mimarlık, Tasarım sahibi Uras Eroğlu!''

Salonda bir alkış tufanı koptu. Defne bir anda ayağa fırlayıp ''Biliyordum!'' diyerek bağırdı ve boynuma atladı. Ona kahkahalarla eşlik ettim. Kollarım arasında kaybolurken kulağıma fısıldayışını duydum.

''Kazanacağını biliyordum. Sen en iyisisin'' dedi geri çekilerek. Bu sırada sahneden beni çağırmışlardı. Gitmeden evvel yüzünü avuçlarım arasına alıp yanağının kenarından öptüm. O tekrar koltuğuna yerleşirken bende hızla sahneye yönelmiştim.

Kadınla beraber birkaç yöneticilerde sahnedeydi. Onların tebriklerini daha kabul ettikten sonra kısa bir konuşma yapmak adına mikrofonun başına geçtim.

''Öncelikle bu projeye katılan bütün değerli mimar arkadaşlarımı kutlarım. Eminim ki bütün tasarımlar en az benim ki kadar eşsizdi. Bu rekabette onlarla birlikte olduğum için mutluyum...''

Salonda yine bir alkış tufanı koptu. Kesildiğinde konuşmaya devam ettim. Gözlerim Defne'yi bulurken, bana gururla bakması bir kez daha kalbimden vurmuştu beni.

''Herkesin bir şeyler çizerken, planlarken ilham aldığı şeyler vardır hayatında. Benim de öyle... Çizimlerimde bana ilham veren çok sevdiğim bir kadın varken üretmekten yorulmayacağım. Sizler de ilham kaynaklarınız ile benim gibi umarım bu yolda güzel işler çıkarmaya devam edersiniz'' diyerek konuşmamı sonlandırdım.

Salonda son kez alkış sesi duyularak sahneden aşağı indim. Konferans bitmişti. İnsanlar ayaklanırken önüme çıkan tanıdık birkaç mimar arkadaşlarımın tebriklerini memnuniyetle kabul ettim.

Tebrik faslı son bulduğunda salonda epey boşalmıştı. Defne yerimizde beni heyecanla beklerken kollarımı açtım ona. Hiç durmadan koştu ve yerini aldı. Sığındı tekrar limanıma. Kokusunu içime çekerken bu hayatta ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum.

''Bunu kutlamalıyız'' dedi elleri boynumdayken.

''Sen iste yeter'' diyerek karşılık verdim. Artık benim yaşamdaki amacım buydu. Onu mutlu etmek ve güldürmek. Çünkü o gülerken güneşten bir parça sunuyordu. Öyle ısıtıyordu içimi...

Demir'le birkaç mimar arkadaşla sözleşip akşam bu haberi kutlamaya karar vermiştik. Önce Defne'yle güzel bir yemek yemenin ardından Demir'in söylediği mekana gitmiştik. Bu adamın kesinlikle hayatında ciddi bir ilişki yaşaması gerekiyordu. Her akşam barlarda soluğu alması iyi değildi.

SEN ONA AŞIKSINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin