Yine klasik okul zamanımızda yaptığımız gibi bizimkilerle oturmuş konuşuyorduk.Partide olanların hepsini dayanamayıp bizimkilere anlatmıştım.Chris de dahil.
Hiç beklemediğim bir şekilde Chris bana kızmamış hatta anlattığım bazı yerlerde gülmüştü bile.Bunun için mutluydum.Beni desteklemesi hoşuma gidiyordu, konu ne olursa olsun.
Ve korkarım ki bu Dylan konusu iyice ciddiye binmeye başlamıştı.Bazen sebepsizce aklıma ne yapmam gerektiği geliyordu ve öylece onunla ilgili düşüncelere dalıyordum.
Benim kesinlikle bu çocuğu elde etmem gerekiyordu ve istediğimi almadan asla bırakmazdım.Tek bildiğim ve emin olduğum konu buydu.
"Ne yani Dylan ve Lucy'nin arası kötü mü şimdi?" diyen Ally'e "Öyle tahmin ediyorum." dedim.
"Bana pek kötüymüş gibi gelmedi." diyen Austyn'in baktığı yere baktığımda Dylan ve Lucy'i gördüm.İkisi de oturmuş birşeyler konuşuyorlardı.Buradan anladığım kadarıyla pek eğleniyor gibi değillerdi ama kavga falan da etmiyorlardı. Halbuki sabah onları tartışırken gördüğümde ne kadar mutlu olmuştum.
Sabahtan beri tartışıyorlardı hemen barışmış olamazlardı değil mi? Aralarının hala kötü olduğunu düşünüyordum ve bunu öğrenmenin bir yolu vardı.
"O zaman aralarını iyice bozarız." dedim sinsice gülerek ve hemen ayaklanıp onlara doğru ilerledim.Beni gördüklerinde konuşmayı kesip ayağa kalktılar.Birşey çakmasınlar diye hemen lafa atladım.
"Hey Lucy, geçen günkü partide neredeydin sen?Başta bir göründün sonra kaç saat seni arayıp durdum." dedim telaşlanmış gibi yaparak.
"İnan bana hiçbir şey hatırlamıyorum.Çok fazla içmişim sanırım." dediğinde bu sefer daha çok şaşırmış gibi yaptım.Ayrıca hatırlamamasına da sevinmiştim tabii.
"Ne! Bana sadece bir bardak içeceğini söylemiştin, seni hiç yalnız bırakmamalıydım." dedim kızmış gibi yaparak.
"Kendimi durduramadım, özür dilerim." dedi masum bir şekilde.Bu arada Dylan da sinirli bakışlarını ona yöneltiyordu.Onu aslında ben içmeye teşvik etmiştim ama bunu hatırlamaması benim açımdan çok iyi olmuştu.
"Sen partide neredeydin, ben seni hiç göremedim." diyen Dylan'a baktım.
"Sen partiye geldin mi?" dedim yine meraklanmış gibi yaparak.Tabii normalde Lucy'i almak için geldiğini biliyordum.
"Sadece birilerinin arkasını toplamak için uğradım." dedi sinirle.Lucy de başını yere eğdi.
"Aşkım, gerçekten özür dilerim.Bir daha olmayacak lütfen affet." dedi yalvarırcasına.
Birdihi ilmiyicik litfin iffit.
"Siz önemli birşey konuşuyordunuz herhalde.Ben gideyim en iyisi." dedim ve ilerledim.Arkadan yine tartışma seslerini duyup gülümsedim.
Zaten zil çaldı ve sınıfa ilerleyip kendi sırama oturdum.Bir süre sonra Dylan gelip yanıma oturdu ve sinirli olduğu belliydi.Ne diyeceğimi bilemeden bir süre öylece durdum.
"Sen neden partiye gelmedin? Çok eğlenceliydi." Lucy'nin hallerini hatırlayınca gülme isteğimi bastırdım.
"İlgimi çekmedi." dedi umursamaz haliyle.Bende omuz silktim.Hoca geldi ve derse kaldığı yerden devam ederken dersi zerre umursamadım.Zaten ders çalışan birisi değildim, en arkada oturduğum için de hocalar yüzüme bile bakmıyordu.Bundan da çok memnundum.Ders sıkıcılığıyla devam ederken Dylan'ın bir mesajı okuduğunu gördüm. Göz ucuyla baktığımda Lucy ile mesajlaştığını anladım ama kaşları çatıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRTÜK
Teen FictionÇoğu hikayede masum kızları destekleyip onlar için üzülüp, sevindik.Oradaki sürtük kızlar hiç umrumuzda olmadı.Peki ya hikayedeki başrol bir sürtükse ne olur? İşte sürtük kızımız Jessica.Popülerliği doruklarında yaşayan ve bütün erkekler tarafından...