Ne yaptığımı tam olarak bilmeden koltukta sürekli oturuşumu değiştiriyor ve televizyonda kanalları geziyordum. Aklımda ise bambaşka birşey vardı. Drew.
Dün gitmişti. Öylece gitmişti. Daha tam olarak onunla zaman bile geçiremeden gitmişti. Dün yaşananlar aklıma tekrar geldi.
Telefonuma bir mesaj sesi gelmesiyle mesajı açtım. Mesajı atan kişi Drew'di.
Gönderen: Bilinmeyen
Bir saat sonra uçağım kalkıyor. Sana veda edemediğim için üzgünüm Jessica. Kendine iyi bak.Bu muydu yani? Diyeceği tek şey bu muydu? Bir sarılmak bile istememiş miydi yani?
Ne olursa olsun, o vedalaşmak istemese bile ben ondan böylece ayrılamazdım. Yanına gitmem gerekiyordu. Bir saatim vardı. Hemen gitmeliydim. Ama bir sorun vardı. Çünkü şuanda Dylan ile birlikteydim.
Dylan'a baktığımda o da bana merakla bakıyordu. "Bir sorun mu var?" dediğinde başımı salladım.
"Drew'i biliyor musun? Bizim okuldaki. Onlar buradan taşınıyorlar ve uçağı bir saat sonra kalkacak. Bundan haberim şuanda oldu. Yanına gitmem gerekiyor."
"Ben seni bırakırım. " dedi tereddütsüz bir sesle. Dediği üzerine endişeyle ona baktım. "Emin misin? Ben taksi de tutabilirim."
"Saçmalama Jess. Hadi gel. " dedi ve beni kolumdan çekiştirmesiyle arabasına doğru ilerledik. Yol boyunca düşündüğüm tek şey Drew'di.
En sonunda havaalanına vardığımızda arabadan hızla indim. Zaten havaalanına gelmemiz yarım saatimizi almıştı. Bu yüzden hızlı davrandım. Dylan'ın da arkamdan geldiğini biliyordum. Etrafta Drew'i ararken bulamayacakmışım gibi hissettim. Saate baktığımda çok az bir zaman kalmıştı.
Dylan da etrafa bakarken bana bir yeri işaret etti. "Sanırım orada."Gösterdiği yere baktığımda Drew'i görmem bir oldu. Yüzünün yandan görünüşünden anlayabilmiştim. Dylan elimi tutup beni oraya yönlendirdiğinde itiraz edemedim. En sonunda yanına geldiğimizde seslendim. "Drew?"
Sesimi duymasıyla bize doğru döndü. İlk önce ikimize sonra ellerimize baktı. Bundan rahatsız olmuş bir halde olsam bile Dylan elimi sıkıca tuttuğu için ayıramadım. Sonuçta Dylan'ın hiçbir şeyden haberi yoktu.
"Jess? " dedi gülümsemeye çalışarak.Ben ise kaşlarımı çatmıştım.
Drew'in gözleri Dylan'a döndü. "Dylan'dı, değil mi?" dedi sanki hiç bilmiyormuş gibi."Evet, " dedi Dylan ve dikkatle Drew'e baktı. Sonra tekrar konuştu. "Seni bir yerden hatırlıyorum. Bu okul dışında bir yerden ama nereden? " dedi düşünceli bir şekilde.
Ben ise nefesimi tutmuş bir halde Dylan'a bakarken Drew rahat bir tavırla konuştu. "Aynı okuldaydık önceden. Ben seni birkaç kez görmüştüm." dediğinde Dylan'ın da aklına yeni gelmişçesine gülümsedi. "Doğru ya!"
Aralarındaki fazla gerekli olmayan konuşmayı yok etmek için ben konuştum.
"Gidiyorsun ve onca şeye rağmen bana haber vermiyorsun. Hiç hatrım yok mu sende?"
"Saçmalama Jess. Amacım senden habersiz kaçmak değildi. Üzülmeni istemedim. "
"Sonuçta gittiğini öğrendiğimde daha çok üzülecektim."
"Haklısın. Sanırım mantıklı düşünemedim. "
"Sen ve mantıklı düşünememek? Tuhaf." dediğimde güldü.
![](https://img.wattpad.com/cover/46109746-288-k331137.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRTÜK
Teen FictionÇoğu hikayede masum kızları destekleyip onlar için üzülüp, sevindik.Oradaki sürtük kızlar hiç umrumuzda olmadı.Peki ya hikayedeki başrol bir sürtükse ne olur? İşte sürtük kızımız Jessica.Popülerliği doruklarında yaşayan ve bütün erkekler tarafından...