Medyada Gizem var.
Çağrı
Gizem' i evine bıraktıktan sonra arabayı Ayça' nın evine doğru sürmeye başladım. Ayça ile konuşmayı hiç istemesem de planımı uygulayabilmek için hiçbir şey olmamış gibi davranmak zorundaydım. Daha fazla beklersem plandan vazgeçip Ayça' yı da o Oktay olacak namussuzu da vurmaktan korktuğum için bir an önce Ayça ile konuşmaya karar verdim. Ayça' nın evinin önüne geldiğimde odasının ışığının yandığını gördüm. Ayça' nın evinin anahtarı bende de olduğu için vakit kaybetmeden eve girdim. Açıkçası Ayça'nın beni o an yeniden aldatıyor olduğunu düşünmüştüm. Gariptir ki bu düşünce beni üzmemişti, yalnızca sinirlendirmişti. Odaya girdiğimde Ayça uyuyordu. Uyurken o kadar da masum görünüyordu ki. Beni aldattığını gözlerimle görmesem bu melek gibi kadın mı beni aldatacak? der güler geçerdim. Uyanması için sesli bir şekilde öksürdüm. Uykusu çok hafif olduğundan hemen uyandı.
" Aşkım hoş geldin. İyi misin? Dün beni hiç aramadın?"
"Evet sen beni aldattığın için senden intikam almak üzere anlaştığım bir kızla vakit geçiriyordum. Bu yüzden seni aramadım. Tabi ki senin bu süreçte beni neden aramadığını sormuyorum çünkü beni en yakın arkadaşımla aldatmakla meşgul olduğunu tahmin edebiliyorum."
demek istesem de
" Çok yoğundum fırsat bulamadım. Ama şimdi buradayım o yüzden ne önemi var bunun değil mi?"
dedim."Evet haklısın hayatım. Sen yanımdasın ya başka hiçbir şey önemli değil. Çok yorgun görünüyorsun istersen şimdi yatalım. Sabah konuşuruz olmaz mı?"
Ayça' nın yanında kalmamak için bir bahane aradım ama bulamayınca mecburen onun yanında kaldım.
Bana ahtapot gibi sarılmış bir Ayça ile güne başladım. Yanından kalktım banyoya gittim. Hızlıca bir duş aldım. Odaya geri döndüğümde Ayça' nın kalkmış olduğunu gördüm. Mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Ne kadar zorlansam da normal bir kahvaltı yapmayı başardım. Ayça bana eskisi gibi davranıyordu ama eskiden bana çok hoş gelen bu davranışları şu an midemi bulandırıyordu. Artık dayanamayacağımı hissediyordum.
"Ben artık kalkayım işlerim var."
Kendimi dışarı attım. Arabaya bindiğimde nereye gideceğimi bilmiyordum. Gizem'in yanına gitmeye karar verdim. Kapıyı çaldığımda pembe ayıcıklı pijaması, kafasında göz bandı, saçları dağınık bir Gizemle karşılaştım. Şu an küçük bir çocuk gibi görünüyordu.
"Sen mi geldin? Geçsene içeri."
Ben en azından neden geldiğimi falan sorar sanmıştım. Şaşkın bir şekilde içeri geçtiğimde Gizem yeni hatırlamış gibi üstündekilere baktı sonra gözleri beni buldu. Utançtan yanakları kızardı. Bu halleri o kadar tatlıydı ki dayanamayıp gülmeye başladım.
"Ne o çok mu komik görünüyorum? Allah' ım ya akıllısı da beni bulmaz ki"
Söylene söylene odasına geçti. Yaklaşık 5 dakika sonra altına siyah bir tayt ve üzerinde yine ayıcık deseni olan bir tunik ile yanıma geldi.
"Evet anlat bakalım."
"Neyi anlatayım?"
"Buraya durduk yere gelmedin herhalde."
"Ha omu? Şey sana planın devamını anlatmak için geldim."
O an aklıma gelen ilk bahaneyi söylemiştim.
"Peki. Seni dinliyorum."
"Direk konuya giricem. Ayça ile yakın arkadaş olmanı istiyorum. Sen Ayça' nın ölen kız kardeşine çok benziyorsun bu yüzden işin bu kısmı çok kolay olacak. Sen Ayça ile yakınlaştıktan sonra ben sanki Ayça' yı seninle aldatıyormuşum gibi davranacağız. Benim yaşadıklarımın aynısını yaşasın istiyorum. O adi herife gelince ona da bir güzellik düşündüm. Oktay' ın yasa dışı işlerini ortaya çıkarıp beş parasız kalmasını sağlayacağım. Onu hapise girmekten çok parasızlık üzer. Yani anlayacağın planımın Ayça ile ilgili kısmında sana ihtiyacım var."
"Bak seni anlıyorum ama bu plan çok acımasızca değil mi? Ayça' ya bunu yapabileceğine emin misin?"
" Ayça'yı hala sevdiğimi falan mı düşünüyorsun?"
"Ben öyle bir şey demedim ama bence ya onu hala seviyorsun ya da hiç sevmemişsin sevdiğini sanmışsın. İnsan kendisi aldatan bir insanı sevmeye nasıl devam eder? diye düşünüyor olabilirsin ama bence aşk öyle bir şeydir ki o ne yaparsa yapsın ona olan sevgin zerre azalmaz çünkü insan gerçekten sevdiği zaman her şeyi ile sever iyiliğiyle, hatasıyla, kötülüğüyle onu öyle kabul eder ve değiştirmeye çalışmaz . Ama bu o ne yaparsa yapsın onu affedip onun yanında olmak anlamına gelmez aşıklarında gururları ve duygular vardır. Kızarlar, terk ederler, karşıdakinin yaptığı hataya göre belki asla affetmezler ama gerçekten aşk ile seven bir insan asla sevmekten vazgeçmez. Affetmesi imkansız bile olsa sevmekten vazgeçmez zaten istese bile vazgeçemez. Ben senin şu an Ayça' yı sevdiğini düşünmüyorum. Ama eskiden de onu gerçekten sevmiyormuşsun. Sadece öyle sanmışsın."
" Ama anlamıyorum eskiden onsuz yaşayamayacağımı hissederdim. Sence bu gerçek aşk değil mi?"
"Bence değil çünkü sen Ayça' yı hayatının merkezine koymuşsun bu yüzden yaşamak için onun varlığına ihtiyacın varmış, o yokken yaşam boşmuş gibi hissediyorsun. O merkeze başka birini koysan onun içinde aynı şeyleri hissedersin."
"Belki de haklısın bilemiyorum. Ama şu an Ayça' yı sevmeyi bırak ondan tiksindiğime eminim."
"Peki o zaman uygulayalım planını."
"Yarın büyük gün planımıza başlayacağız. Ayça ile tanışacaksınız."
Sevgili okurlarım
Biliyorum çok iyi bir yazar değilim. Bir çok hatam var. Ama bu kitap için emek harcıyorum. Hatalarımı mümkün olduğunca düzeltmeye çalışıyorum. Ama bunun için desteğinize ihtiyacım var. Siz eksiklerimi söylemezseniz ben nasıl bu eksikleri düzeltirim değil mi? Bir de vote konusu var tabi. Ben illa kitabıma vote verin demiyorum. Şimdilik Kitabımın basılacağını düşünmüyorum ve böyle bir amacım da yok. Fakat okuduğunuz zaman votelerseniz beğendiğinizi anlarım ve mutlu olurum. Votelemenizi istememin tek amacı kitabımın az da olsa beğenildiğini görmek. Her insan emek verdiği işin beğenilmesini ister bence. Neyse ben çok konuştum susayım artık. Okuduğunuz için teşekkürler. :) :) :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ACIDIR (DÜZENLENİYOR)
RomanceAcılar içinde kıvranırken bir ışığa tutunursun. Dünyan bu ışıkla aydınlanır. Sonra o ışığı kaybedersin. Anlarsın ki o ışık sahteymiş. Bir ilizyon gibi var olduğunu sanırsın ama yoktur. Bu sahteliği anladığında ise geriye sadece acı kalır. Aşk o ışık...