Gizem
Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama onlar inatla kapanıyorlardı. Sanki birisi göz kapaklarımı aşağıya doğru çekiyordu. Bir takım sesler duyuyordum ama uğuldama gibiydi. Sesler yavaş yavaş netleşmeye başladığında tanıdık bir ses duydum. Bu ses Çağrı' ya aitti
'"1, 2, 3".
Ne yapıyordu ki bu. Bir anda dudağımda bir baskı hissettim. Ağzımdan içeri giren hava nefes almamı kolaylaştırıyordu. Boğazım çok ağrıyordu ve nefes almakta zorlandığımı hissediyordum. Olayları yavaş yavaş hatırlıyordum. Evet en son Çağrı beni denize atmıştı. Peki şimdi ne yapıyordu. Dudaklarımda yeniden bir baskı hissettim. Tabi ya! Bana suni teneffüs yapıyordu. Hayır olamaz ilk öpücüğümü böyle mi alacaktım? Gözlerimi açmaya zorladım kendimi. Dudaklarımda bilindik baskıyı tekrar hissettim ve bir anda öksürmeye ve kesik kesik nefesler almaya basladım. Ağzımdan çıkan tuzlu suyun tadı yüzümü buruşturmama sebep oldu. Ne yapacağımı bilemiyordum. Aklıma ilk gelen şeyle Çağrı' ya vurmaya başladım.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun!"
Çağrı' nın yüzüne baktığımda onunda arkamdan atladığını saçlarından yüzüme düşen su damlalarından anlayabiliyordum. Karşımdaki manzara gerçekten nefes kesiciydi. Çağrı' nın dudaklarının alayla kıvrıldığını fark ettiğimde bu daha da sinirlenmeme sebep oldu. O benim ilk öpücüğümü almıştı. Tamam bunu o bilmiyordu ve beni hayatımı kurtarmak için öpmüştü ama bunların farkında olmama rağmen hala çok sinirliydim. iç sesim oda sütten çıkmış ak kaşık değil ki canım seni denize attı. Vur vur biraz daha vur sen hak etti o. İç sesime hak verdim ve vurmaya devam ettim ama o benim vuruşlarımdan hiç etkilenmiyormuş gibi görünmüyordu. Etrafımıza toplanan kalabalığı yeni fark ettim. Ne yani şimdi bu kadar insan o beni öperken bizi izlemişler miydi? Yanaklarım ısınmaya başladı. Hayır bu yanaklar kızarmamalıydı yoksa Çağrı kesin benimle dalga geçerdi. Bu düşünceyle Çağrı' ya vurmayı kestim ve
"Hemen gidelim buradan lütfen""Peki. Sen iyi misin? Gerçi bana vurduğuna göre iyisin ama."
"İyiyim."
Ve elimden tutarak beni kaldırdı. Ona çok sinirliydim. Ama şu an etraftaki herkesin bizi o pozisyonda gördüğünü düşününce utanç duygum daha ağır basıyordu. Kalabalığın arasından geçerken kadınlar kendi aralarında konuşuyorlardı.
" Bu kız deli herhalde baksana oğlan hayatını kurtardı. Teşekkür etmek yerine dövdü resmen çocuğu. Şimdide oğlanın elini tutuyor. Sevgilisi mi acaba?"
Bu sözleri duymam üzerine
Çağrı'nın hala elimi tuttuğunu fark ettim. Kadınların konuşmalarını duymuş olacak ki birbirine kenetlenmiş ellerimize şaşkınca bakıyordu. Niye şaşırdığına anlam veremedim, elimi bıraktı. Şu anda sinirlenmiş gibiydi. İç sesim Sende var ya sanırsın adam kırk yıllık kocan ne hissettiğini hemen anlıyorsun. İç sesim haklı olabilirdi ama insanların ne hissettiklerini anlayabiliyorum. Yada öyle sanıyorum bilmiyorum. Birden aklıma küçükken en yakın arkadaşım Sinan ile oynadığımız oyun geldi. Caddenin işlek bir yerine köşeye oturur, insanların suratlarına bakıp ne hissettiklerini tahmin ederdik. Sinan' ı hatırladığım için yüzümde buruk bir gülümseme oluştu. Sinan bizim evimizin yanındaki evde oturuyordu. Ailelerimiz çok yakındı. Benden sadece bir yaş büyük olmasına rağmen bana hep abilik yapmıştı. Babamın ölümünden sonra onunla görüşemedim. Çünkü annem o evde babamın hatıralarıyla yaşayamayacağını söylemişti ve taşınmıştık. Fırsat bulduğum ilk anda Sinangilin evine ziyarete gitmiştim ama bana kapıyı tanımadığım bir kadın açmıştı ve onların taşınıp yurt dışına gittiklerini söylemişti. O an ki hayal kırıklığım gerçekten çok büyüktü. Çok canım acımıştı. Hep Sinan beni kötü zamanımda yalnız bırakmaz dedim, dönecek ve bana mantıklı bir açıklama yapacak dedim. Bekledim ama o hiç gelmedi. Ben şimdi buraya nereden geldim. Ah iç ses ah hep senin yüzünden duygularım karman çorman oldu. Şu an düşünmem gereken daha önemli bir şey var. İlk öpücüğümü bir yabancı aldı. Bu fikri düşünmemle yeniden sinirlendim. Yol boyunca hiç konuşmadık. Çağrı deniz kenarında bir banka oturduğunda bende bankın ondan en uzak köşesine oturdum." Bir şey değil."
duyduğum söz zaten ona karşı var olan sinirimin iyice artmasına neden oldu.
" Ne! Birde teşekkür mü bekliyorsun?"Gayet sakin bir şekilde bana döndü.
" Evet. Hayatını kurtardım. Bence bir teşekkürü hak ediyorum. Mesela bir öpücükle bana teşekkür edebilirsin."
Bu sözler iyice sinirlerimi tepeme çıkardı.
" Benden nasıl böyle bir şey istersin. Yalandan sevgilin olmayı kabul ettim diye. Sen kendini ne sanıyorsun!"
" Niye bu kadar fazla tepki gösteriyorsun ki alt tarafı bir öpücük. Şu sözlerini duyanda daha önce kimseyle öpüşmedin sanar."
Bunu söylemesi üzerine kendimi o kadar aşağılık hissettim ki onun gözünde önüne gelenle öpüşen bir kızdım. Bakışlarımdan ilk öpücüğümü onun aldığını anlamasın diye gözlerimi kaçırdım. Ama başarılı olamadığımı Çağrı' nın sesli ve şaşkınlığını belli edecek şekilde küfür etmesi ve hayretle kendi kendine fısıldamasından anladım.
"Daha önce kimseyle öpüşmedin. Hatta bana seni öptüğüm için vurdun. Bende seni denize attığım için vurduğunu sanmıştım."
Bu sözleri üzerine yanaklarım kızarmaya başladı. Resmen ateş saçıyordum.
"Anlaşma falan yok! Seni bir daha görmek istemiyorum Çağrı. Sakın bir daha karşıma çıkma!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ACIDIR (DÜZENLENİYOR)
RomanceAcılar içinde kıvranırken bir ışığa tutunursun. Dünyan bu ışıkla aydınlanır. Sonra o ışığı kaybedersin. Anlarsın ki o ışık sahteymiş. Bir ilizyon gibi var olduğunu sanırsın ama yoktur. Bu sahteliği anladığında ise geriye sadece acı kalır. Aşk o ışık...