geçmişe ait

166 93 0
                                    

Ne ara uyuduğumu anlayamadan yataktan fırladım. Allah kahretsin neydi bu rüyalar böyle! Yatağın yanında ki masadan telefona dokunup saate baktım, muhteşem saat "03:51"di ve ben aptala dönmüştüm. Kukim hemen yanımda yastıklarla sevişiyordu, anlaşılan rüya görüyor. Haline gülümseyip tuvalet molası için yataktan kalkınca sadece iç çamaşırlarım ile kaldığımı fark edip ürperdim. Lezbiyenlik olmasa da kukimle can sıkıntısına kızlara bile asıldığımız olmuştu sonuçta! Kesinlikle erkek olmalıydık o zaman manavgat'ın tozunu attırırdık ya neyse... "sadece soymuştur sakin ol kızım" diyerek banyoya gittim. İşimi bitirip elimi yıkarken aynaya baktığım da rüya aklıma gelmeye başladı. Evet bu sefer daha netti, beraberin de başka anılarda getirmişti. hepsi bir film de izlediğim hatıra kareleri gibi yabancı duygulardı. Babamın yüzünü hatırlayamıyor olsam da annemin yerde dudağından ve burnundan kan gelerek yatışı çok gerçekçiydi. VE o küçük kız! Ben miydim acaba? Ama hayır koltuğun arkasında ağlıyordum. bir anda  " korkma sana zarar vermem" diyen bir ses doldu kulaklarıma, hatırlayamadığım anılarımdan kurtulmak için yüzüme su çarptım. Uykum yoktu kafamı dağıtmak için dolabımın dibin de olan kutuyu alıp salona geçtim. Koltuğa otururken elimde tuttuğum anılarıma ait eşyalarımın olduğu kutumu inceledim. Kutuyu açınca ilk olarak karşıma 6. sınıfta yazmaya başladığım ilk günlüğüm çıktı karşıma. Okumak için alırken bir anda elimden kaydı, içinden kareli kağıda yazılmış bir mektup ve bir kaç papatya düştü. Papatyanın ekşimsi eski kokusunu içime çekerken ilk aşkımın anıları üşüştü aklıma...

O berbat gün burcu ile beraberdim. En büyük aşklar kavga ile başlar sözüne inanmayacak kadar bilgisizdim. Henüz hiç sevgilim olmamış, kalbim yalnızca gerektiği için atıyordu. Kıskanmak nasıl bir duygu onu bile bilmiyordum dersem anlarsınız. Burcu ile evlerimiz uzak olduğundan tüm günümü onunla geçirecektim. İnternetten bir kaç animasyon izledikten sonra evde sıkılıp dışarı çıkmaya karar vermiştik. Hazırlanmak için odasına gittiğin de bende bilgisayarda oyalanmaya devam ediyordum. 15 dakika sonra üzerine siyah bir etek ve beyaz badi giymiş çok tatlı olmuştu. Sarışın ve beyaz tenli olması da ayrı bir güzeldi tabi ki. 

" hayırdır ne bu güzellik?" dedim. Kıskanılacak kadar olmuştu ama ben hariç.

" kalk hadi odam da sana bir şeyler hazırladım" dedi yanıma oturdu. Bilgisayarı önümde ki sehpaya bırakıp meraklı ve soran gözlerle yüzünü incelediğim de kıkırdamaya başladı. Umursamadan

" ne varmış kıyafetlerim de?" diye homurdandım ama umursayan kim?

" çok şey var ve sen hemen gidip üzerini değiştiriyorsun!" dedi. Cevap veremeyeceğimi bildiğim için sözünü tutmanın daha mantıklı olacağına inanıp odasına geçtim. Yatağın üzerinde pembe diz üstü çok şirin bir etekle aynı tonlar da bir badi vardı. Arkamdan geldiği için giymek zorundaydım ama hey hadi ama ben etek giymezdim ki! Ah o cadı yok mu? 

"ciddi değilsin herhalde" diyerek burcu'ya döndüm. en iyi " daha neler" bakışımı atsam da umursamadı yatağın yanına giderken 

"çok ciddiyim hemen giyiyorsun bunları!" deyip eline şirin eteği aldı. ters bakışlarımdan hiç etkilenmediğini eteği avucuma bırakıp odadan çıkmasıyla oldukça belli etmişti. 

" başa gelen çekilir" diye homurdanıp giyindim. Kimsenin yanında giyinmediğimi bildiği için karşı tarafta ki mutfakta beni bekliyordu. Yanına gidip incelemesi için önünde durdum.

" Harika, şimdi biraz kıza benzedin bir de şu saçlarını açarsak tamamdır." deyip güldü.

" çok kötüsün biliyor musun?" diye tıslasam da onun için oradaydım ve ne derse yapacaktım . Usulca isteği üzerine saçlarımı açarken dudaklarında sinir bozucu bir gülümseme oluştu, zafer gülümsemesi! 10 dakika sonra üst geçide doğru gidiyorduk. Etek giymeyi sevmesem de uzun bacaklarım olduğu için yakıştığını biliyordum. Sohbete daldığımız bir anda arkamızdan bize yetişen iki erkekle konuşmamız yarım kaldı. Gelenlerin Burcu'yu tanıdığı sıcak selamlarından belli olmuştu ama ben sahte gülüş ve baş selamını seçmiştim. Konuşurlarken onları inceledim, birisi esmer ve benden biraz uzundu. Sanırım gözleri yeşildi ve kahve saçlarına yakışmıştı. Diğeri Burcu ile aynı boyda ve daha sarışındı. Benden bir yaş küçük olmasına rağmen burcu oldukça kısaydı. Uzakta kalmış sohbetlere katılmamayı tercih etmiştim.

" arkadaşını tanıştırmıyorsun bizimle" diyen esmer şey dikkatleri üzerime çekmiş oldu.  KIzgın bakışlarımı görse de umursamadı birkaç adımda yanıma gelip 

" ben ali ve buda arkadaşım" diyerek yanında ki kısa boylu sarışın çocuğu gösterdi "eray". Konuşmamayı tercih ettiğim de burcu atlayıp

" bu da en yakın arkadaşım Eylem. sizinle tanıştığına memnun olmuştur eminim." derken kolumu dürtüyordu. 

"bizimle gelin biraz eğlenirsiniz" dediğin de bacaksız olana baktım. Bakışlarım uzun olana dönünce içimi kaplayan tarifsiz ve nedensiz öfkeyle gözlerimi kısarak

" sizinle mi?"  diye homurdandım. Burcu neredeyse üzerime atlayacak gibi baksa da ok yaydan çıkmıştı artık. Ali'nin gözlerine bakarak  " hiç sanmıyorum" diye devam ettim. Burcu çocuğa saldıracağım sanmış olmalı ki kolumdan tutup bir kaç adım geri çekti yüzünü asarken

"sadece bir kaç saat" diye yalvardı ama bir dakika bile tahammülüm yoktu o alaycı gözlere!

Bu kavgalar böyle uzamış durmuş ben reddeden taraf olarak galip gelmiş sayılırdım. Çocuğa " yaşın kadar konuş" derken benden büyük olduğunu bilemezdim ki. İkili bizden biraz uzakta kum tepesinde otururken Burcu bana trip atıyordu. Bir kaç saniye hatta dakika yalvarmış başarılı olamamıştım. en son

" hadi ama böyle yapma" deyip sarıldığım da 

" sanırım bugün böyle bitmeyecek şimdi gülümse ve anın tadını çıkar" derken arkamda bir yere bakıyordu. Burcu cevap vermek yerine arkamda birisine doğru ilerlemeye başladı, dönüp bakınca az önce ki ukala çocukların geldiğini görüp gözlerimi devirmeden edemedim. Esmer şey bir kaç metre ötede durdu. Sarışın şey gelip daha demin ki olay için kısa bir özür dileyerek ön hazırlık yaptı. 

"nasılsın?" sorusuyla gözlerimi öldürecekmiş gibi baktığım çocuktan eray'a çevirdim. Uzatmamak adına 

"neler oluyor eray demin kavgayı bitirdik sanıyordum" dedim.

" sadece bir şey soracak neden bu kadar inatlık yapıyorsun anlamıyorum eylem!" derken resmen azarlıyordu. pes ettiğimde ali'nin gözlerini gördüm. Pek çok duygu vardı, korku şüphe umut neydi bunların derdi derken Ali bana yaklaşarak tepem de durdu. Kaşlarımı istemsizce çatarken burcu da eray da benden uzakta kalmıştı, çok uzakta. 

" onunla çıkacak mısın? dediğin de bir an anlamamış burcu'ya bakmıştım. Başıyla gösterdiği yere bakınca Ali de bir kaç papatya dalı gördüm. O ana kadar kırmızı gülü sevdiğimi düşünüyordum ama o papatyaları alırken fikrimden caymıştım. O gün çok hızlı geçti. ERay ve burcu da çıkmaya başladılar. Gezmiş konuşmuş ve o gün birbirimize kareli kağıtta mektuplar yazıp vermiştik...

Ne kadar öylece durup hatıralara gömüldüğümü bilmiyorum. Duvardaki saat " 04:04" olmuş harika bana çok daha uzun gelmişti. Zamanla Ali'ye ilk çıktığım olduğu için garip hisler beslediğimi anlamıştım. Oradan taşındıktan sonra benim için intihar etmediğini, uyuşturucudan öldüğünü öğrenmiştim. Ama birisi ölmüştü ve pek çok kişi beni suçlamıştı. Yıllar sonra " kimse ile çıkmadım, acımı içimde yaşadım" demek isterdim ama yalan olur. Psikolojim alt üst olmuştu ve aptalca bir duyguya kapılıp pek çok kişiyle çıkmıştım. Yüzlerce kişiyle! En kısası 2 saat, en uzunu 1 yıldan biraz fazla sürmüştü. Gerçek hayatta bir elin parmağını geçmeyecek kadar kişi ile buluşmuş olsam da bu insanların arkamdan " sürtük " demelerine engel değildi. Umursadım mı? Elbette ki hayır, aksine onlara istediklerini verdim. Sonunda arkadaş olarak konuştuğum kızlar bile sevgililerini benden saklar olmuştu. Beni tanıyanlar yanlarından geçerken bir halta benzemeyen çocukların başlarını çevirirken içimden dalga geçiyordum. Gerçek aşkı hiç bulamamıştım ve " bazı insanların hiç sevemeden öldükleri " hakkında bir şeyler okuyunca onlardan birisi olduğuma inanmayı seçerek erkekleri sadece çıkar amaçlı objeler olarak gördüm. Ve hayır hiç birisi ile yatmayı düşünmedim. İlk öpücüğümü çalan öküzden sonra birisini öpmek anlamını yitirse de son olarak kalmasını sağladım. Şuan öpme düşüncesi bile öğürmemeye yetiyordu. 

Düşüncelerimden anılarımdan ve hatırlayamadıklarımdan kaçmanın en iyi yolu olan uyumayı seçerek odama gittim. Yatağa girip kaderi yanağından öperken " umarım hayatla barışırız pofum" deyip kendimi yastıklara ve doğmak üzere olan güneşe bıraktım...



 İLK OLARAK GÜNAYDIN VE YAZIM AYRICA ANLATIM HATALARI İÇİN KUSURUMA BAKMAYIN



herşey güzel olacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin