sabır

110 81 8
                                    

Vedatın otobüse binip bana baktığı ve sonra homurdanarak kendi yerine geçmesini takip ederken yüzüm istemsizce buruşmuştu. Anladığım kadarı ile Tamer bizden bir kaç durak önce inecekti ve tek duam hastalıklı adamın ondan da öncesi inmesiydi yoksa büyük olay olur. Tamer ne kadar sert görünüyor olsa da hiç tanımadığı birisine yardım etmişti, bu da şimdilik ona güvenebileceğim anlamına geliyordu.

"anlat bakalım?"
Diyen sesle rahatlamak ve biraz düşünmek için kapattığım gözlerimi bir anda açarak Tamere dönüp
"Ne anlatmamı istiyorsun?"
diye sordum. Bu yaştan sonra masal dinlemez herhalde? "Aydınlat beni ukala serseri" demek istiyor olsam da bu düşünceyi rafa kaldırdım. Moralim oldukça yükselmeye başlamıştı. Ben sırıtmaya başladığım da Tamer sabır çeker gibi derin nefes alınca giydiği lacivert badinin ona çok dar olduğunu fark ettim yada vücudu fazla yapılıydı. Ben dalıp gitmişken
"Hadi ama Eylem o adamın senle derdi ne!"
demesi ile tüm olumlu düşüncelerim, sevincim hepsi gitmişti.
"Yüz verdim sonra da ilgilenmedim o da erkeklik gururu yaptı" dememek için dilimi ısırıyordum çünkü konuştukça gözleri biraz daha koyu maviye dönüyordu. Tam cevap vermek için ağzımı açacakken
"Sakın yalan söyleme!"
Demesi kaşlarımı çatıp boş gözlerle bakmama sebep oldu. Son irade ve sabır tohumumu da kullanarak
"Kendisine sor açıklasın madem "
deyip başımı cama çevirdim. Olayı dinlemeden, daha konuşmama bile izin vermeden beni yalan söylemekle suçlaması hoşuma gitmemişti. Hem, başımı beladan kurtaran bir yabancı olması bana karışma hakkı vermiyordu! Yine de anlatmak istiyordum, hiç kimsenin hakkımda ne düşündüğünü zerre takmayan ben şimdi anlatmak istiyordum sonuçta yardım etmişti değil mi?
"Evet dinliyorum"
Deyince ona baktım, ciddi hatta sinirli bir modda ellerinde göğsünde birleştirmiş cevap bekliyordu. Aman ne hoş kas kafalı, bu düşünceyle gözlerimi devirip sakin kalmaya çalışarak
"Vedatı tanımıyorum, hastalıklı sapığın teki"
dedim. Kaşlarını daha da çatarak
"Adını öğrenecek kadar tanışıyorsunuz demek!"
Dediğinde pes edip başımı koltuğa bırakıp gözlerimi kapattım "bu ayrıntiya mı takıldı yani!!"
"Yanında oturan kişiden rahatsız olup buraya geldi, gitmesini beklerken uyumuşum o da uyumuş tüm muhabbetimiz bu "
diye terslerken sesim azıcık yükselmişti. Çaktırmadan kulaklık takmış horlayan Vedata baktım uyuduğu için rahatlayamadan
"Uyurken kıza sarıldı evladım"
diyen sesle tüm kan beynime sıçradı! Bunu söyleyen bana yardım etmeyi kabul edemeyen ispiyoncu teyzeme en güzel dualarımı yolluyorum. Tamere döndüğüm de hesap soran bir ifade ile bana bakıyordu. Kendimi sevgilisine hesap veren ergenler gibi hissedince çantamı açıp içinden kulaklığı aramaya çalışırken
"Tanımıyorum, benden yaşlı"
diye homurdanırken telefonu ve kulaklık ayarlarını tamamladım. Önde ki teyzenin
"Allah kocana sabır versin"
Deyip kahkaha attığını duyunca bezgince gözlerimi devirip
"Evlenirsem haber veririm"
Diye homurdanıp kulaklıklarımı takarken Tamerin tek hecelik kahkasını duymuştum ama umursamadım. Uzun bir yolculuk olacağa benziyordu, ama herşey daha iyi içindi.
Kolumdan sertçe dürtüldüğüm de daha 15 dakikadır gözlerim kapalıydı. Sabır! Tamer kulaklıklarımı çıkarıp
"Arkadaşının telefonu ortalığı inletiyor istersen bi aç"
deyince çalan telefon müziğinin yüksek sesini bende duyabiliyordum. Kolidora geçmek için ayağa kalktığım da Tamer yolumdan çekilmeyip sırıtınca karnından iterek başımı sağa sola salladım. Neydi bu adamın derdi?
Kukimin tepesine gidip çantasından telefonu çıkardıgım da arama cevapsız çağrıya düşmüstü. Arayan numaraya baktıgım da 4 defa aramış ama kayıtlı değildi. Kim olduğunu düşünerek yine sırıtan ukalanın önünden geçip yerime oturdum. Tamer otururken telefonu göstererek
"Geri aramayacak mısın?"
Deyince bunu akıl edemediğimi fark ettim. Ah bir bu eksikti! Durumu belli etmemeye çalışırken
"Elbette arayacağım"
Deyip gerçekten aradım, zeki ben. Salak salak aramış ama cevap alamamıştım.
"Önemli bir şey ise geri döner"
Diyen Tamere bakıp
"Sanırım döner"
Diye onayladım. Hala kim olduğunu düşünüyor olsam da Kaderin arkadaş çevresini tanımıyordum ki, tek ortak tanıdığımız Akındı. Onun da numarası bende olduğu için bu olmadığını biliyordum.
"Dalıp gittin"
Dediğinde Tamere bakıp gülümseyerek
"Arayan numaranın kime ait olduğunu düşünüyordum"
dedim. Doğruydu da, o başıyla onaylarken bende hafif açılan elbisemin eteklerini düzeltiyordum. Telefon tekrar çalınca Tamerden tarafta kalan elimle açıp kulağıma götürdüm
"Efendim?"
derken karşıdan bir süre cevap gelmedi, yanlışlık olduğunu düşünecekken
"Selam ben Cenker"
diye şakıyan sesi duymamla beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Telefonu Tamer ile aramıza koyduğuma bin pişman gözlerimi kapatıp dua ettim. Bu sefer olmasın Allahım. Ne diyeceğimi bilemez halde sustum. Vedat olayından sonra bir de bu olursa hkkım da ne düşüneceğini gerçekten canı gönülden merak ediyordum. Korkuyla Tamere baktığım da kaşlarını çatıp iyice yanıma yaklaşmıstı bir an kısacık bir an parfüm kokusuna odaklansam bile derin bir nefes alarak "Allahım üzerimize meteor yağmuru yağdır bitsin bu işkence lütfen" diye içimden dua etmeye başladım. Tamer cevap vermem için hafif karnımdan dürtünce kaçışım olmadığını anlamıştım. Meraklı ukala serserii!

ARKADASLAR BU BOLUMU DAHA UZUN YAZMAK İSTERDİM AMA TELEFONDAN GİRİYORUM VE KLAVYE DELİ EDİYOR. BOLUMLER HAKKİNDA YORUM VE ONERİDE BULUNMANİZİ İSTİYORUM. İYİ OKUMALAR.

herşey güzel olacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin