dokunuş

92 75 8
                                    

Tamere bankanın adını söylerken bile hesapta para olması için dua ediyordum. Tamer kendine ait yeterince parası olduğundan ve borç verebileceğinden bahsedince gülüp reddettim onu bir daha nerede bulacaktım ki? Borçlu kalmak da en sevmediğim şey olunca umut tek dayanağım olmuştu yoksa Tamerden borç almam gerekecekti. Düşüncesi bile yüzümün düşmesine yetiyordu, bizi bir kaç hafta idare edecek paranın olması yeterliydi. Kukim arkada oturmuş telefonla uğraşıp duruyordu, kimle konuştuğunu sorunca geçiştirmeye çalışması bile yalan söylediğini anlamama yetmişti. Arkadaşlarıyla konuşurken ne kadar çok gülüp iç çekiyordu böyle! Aklıma gelen tek seçenek Akın olunca verdiğim uzak durma sözü sormama engel oluyordu, gizlice telefonu alıp incelememe değil!
Araba bankanın önünde durunca çantamdan kimliği ve hesap cüzdanımı çıkarıyordum, içeriye geçip sıra alırken etrafa bir göz attım, içerisi tıklık tıklım doluydu. Bu kalabalıkta elimizde valiz olmamasına o kadar çok seviniyordum ki! Kalabalıkta kendimize yol çizip bir kenarıya geçtik, Tamer kukimle aramıza geçmiş kukimin beline elini koyup beni yine kolumdan tutmuştu! Ona öyle bir bakış attım ki ateşe dokunmuş gibi ellerini çekmesine şaşırmadım. Kolumdan tutup duracaksa bana hiç dokunmamasını tercih ederdim. Kukim bakışlarımızdan habersiz bir elini Tamerin omzuna atmış etrafa göz atıyordu.
Canım sıkılmıştı uzun süre burada beklemek zorunda kalacağımız da belli olunca daralmaya başlamıştım. Tamerin bakışları altında kukimin yanına gidip

"Hadi bir yerlere gidelim?"

diye sessizce yalvardım burada kalamazdım!

"Nereye gideceksiniz?"

diye konuya dalan Tamere bakmadan kukimden bir cevap bekledim, onaylamasına ihtiyacım vardı. Bir süre daha susup kalabalığa göz atan kukim sonunda derin bir nefes vererek

"Bende sıkıldım, ama sırayı kaçıramayız"

dediğinde hak veriyor olsam da yapamazdım, o kadar süre burada dayanamazdım.

"Kuki"

derken ne demek istediğimi anlamıştı

"Tamam 15 dakika kadar mağaza falan gezelim bari"

deyip gülümsediğin de rahatlamıştım

"Nereye gideceğinizi sanıyorsunuz!"

diye sinirlenen Tamere off çekip

"Sıkıntı odasına hapsolmak istemiyorum, bunaldım tamam mı! Sıra gelene kadar yakın çevrede gezeceğiz!"

diye tersledim, inat şey!

"Hadi ama Tamer çok durmayacağız, sende gel istersen"

diyen kukimi inceleyip bir anda başıyla onaylamasını izledim, bende aynı şeyi söylemiştim değil mi ?
Kukim bir kaç kez zıplayıp Tamere kocaman sulu bir öpücük verirken şaşkınlıktan donup kalan adamı inceliyordum, o da anlayamadığım bir şekilde bana bakıyordu. Kaderin bu hareketine gülümsediğim de Tamerde biraz gevşedi, derdi neydi ki bunun?

Yaklaşık 10 dakika sonra 4 katlı mağazanın erkek bölümünde geziyorduk. Erkek t.şörtlerini bazen kızların giysilerinden daha çok seviyorum, tercih meselesi olsa da Tamer halinden memnundu. Deli gibi sağa sola giderken şapka kısmında kelimenin tam hakkını veren taş gibi bir çocuk gördüm! Tabi ki dibimden ayrılmayan kukim de görmüştü ama Tamer yüzünden ilgilenmedi, ben tabi ki fazla ilgi gösterecektim Tameri takamayacağım!

"Yapma, ateşe körükle gider yanarsın!"

dediğin de

"Çok sıkıldım!"

diye diretip çocuğun olduğu bölüme geçtim. Tamer bizden bir kaç reyon ötede öylesine bir şeylere bakarken harekete geçip tam çocuğun yanında laf atmak için bahane ararken kolumdan çekilip aynanın arkasına itilince kan beynime sıçramıştı!

herşey güzel olacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin