boşluk

110 72 11
                                    

İweeeeet :D yeni bölüm için sizden daha fazla heycanlıyım :D Bölümü hissederek okursanız, gerekli yerde kendinizi kaptırıp hızlanır böylece olayları yaşarsınız :D Nütfen yorum da bulunmadan geçmeyinnn.!
Neyse tsk. Keyifli okumalarrr :D

Tamerden bir adım kadar önde, pansiyonun arka tarafına yürürken aramızda Kaderin sığacağı bir boşlukta mesafe bırakmıştık. Konuşmuyor olsak da kendi düşüncelerine gömüldüğünü fark ettim, konuşana kadar sesimi çıkartmamaya karar verdim.  Yeşilliklere öylesine bakarken gördüğüm şey dudaklarıma  bir tebessüm koydu.
Güçlü ve bol dikenli aloavera bitkisinin kalın yaprakları üzerinde zikzaklar çizerek gezen 2 uğur böceği, Duru'nun parmak uçlarında ki uğur böcekli resim geldi aklıma çok güzeldi. Engel olamadan aklıma üşüşen diğer düşünceler dudaklarımın yavaşça solmasına yetmişti. Günlük hala sandığın içinde okumam için bekliyordu. Aklım düşüncelerimin arasında daha derine inerken, hatıralarıma gölge düşüren o anda kaldım. Boşluk, kos kocaman  uçsuz bucaksız, bağırsam sesimin saatlerce yankılanacağı boşluk hissediyordum sadece. Sanki o zamanlar da dünyada yoktum, hiç mi mutlu olmamıştım?
Hatırlayamamanın en iğrenç yanı çaresiz ve savunmasız hissettirmesiydi. Bu kadar düşüncenin arasında  bile bilincimin derinlerinden gelen, çıkmaya çalışan uğursuz düşünceyi inatla gerilere göndermek istesem de kapalı yerlerden  gün yüzüne çıkıp beni nefessiz bırakmaya çalışıyordu. Başımı sağa sola sallayıp görmeyen gözlerle kendi tarafımdan bahçeye bakmaya devam ettim. Küçük havuzun yakınlarında otomatik olarak uzun elbisemin eteklerini elimle havaya kaldırdım, hareketlerim mekanikti

"Nasıl hissettiriyor?"

Tamer yerimde sıçramama sebep oldu, dalıp gittiğim yerde onu unutmuştum. Ellerini koyu mavi pantalonunun ön ceplerine koyarken

"Hatırlayamamak yani"

diye devam etti. Yürürken sadece önüne bakıyor, sorduğu soruyu basitmiş gibi göstermeye çalışıyordu. Havuza sırtımı dönerek durdum, Tamer de durup bakışlarını üzerime sabitledi. Kısa bir an kendi hislerimi onun gözlerinde aradım.

"Hissetmiyorsun, yani ne hissedeceğini hatırlamıyorsun anlamsız bir boşluk gibi sanki"

İçimden geçenleri olduğu gibi söylerken yüzünü inceliyordum. Gözlerimi yere devirerek

"Sanki hiç varolmamış gibi oluyor, hatırlayamamak bana bu dünyada öldüğümü hissetiriyor"

deyip bir anda sustum, inatla gerilere ittiğim düşünceyi dile dökmek içimi bir garip yapmıştı.

"Ne kadar çok şey kaçırıyormuşum ben"

diyerek hızla yürümeye başladığında arkasından bakıyordum, kendisiyle dalga geçiyordu.

"Ne demek oluyor bu?"

derken arkasından yetişmeye çalıştım. Bir kaç adım önümde yürürken omuzlarını silkip

"Hiç, sadece bu bana doğru gelmiyor"

diye mırıldandı. Eteklerimi tek elimle tutarak koşup önünde durdum. Anlamaya çalışarak koyulaşan gözlerine odaklandım.

"Sana doğru gelmeyen ne Tamer?"

"Ben, senin yarın kadar bile unutmak için servet harcamayı göze almışken senin hatırlamaya çalışman!"

diye terslerken bu konu onu gerçekten kızdırmış görünüyordu.

"Benim unutmam ve senin hatırlaman mı doğru gelmiyor?"

diye direttim. Hafızamı kaybetmemiştim sadece hatırlamak istemediğim anıları hatırlayamıyordum. Omzuma çarparak yanımdan geçip gidince, kurtulmak istediğim bir durumu kıskanmasına gülmeye başladım, sanırım bakış açılarımız farklıydı. Arkasından yetiştiğim de yüzüme bakmadan

herşey güzel olacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin