rüya

187 96 5
                                    

" yere fırlatılan kemeri ve başımdan akan kanı ellerim de gördüm"

Yataktan kalktığım da hala rüyanın etkisinde başımı tutarak kesik nefesler alıyordum. Elime bakıp kan falan olmadığını görünce rahatlamıştım. Buna benzer bir rüyayı daha öncede görmüştüm ama o zaman bu kadar etkilenmemiştim. Nereden geliyordu bunlar? Rüyadan çok yaşanmış anıların kısa görüntüleri gibi gelse de böyle bir durumu hatırlamıyorum. Etrafa bakarken kukimin hala uyuduğunu görüp gülümsedim. yataktan çıkarken gördüklerimin etkisinde olsam da umursamamaya çalışıp banyoya girdim. Duş alırken sakinliğimi koruya biliyordum ve şuan ihtiyacım olduğundan suyu ayarlayıp kendimi ılık suya teslim ettim. Ne yaparsam yapayım rüya aklımdan bir türlü çıkmıyordu.Çok gerçekçi gelmişti, başımda ki sızıyı gerçekmiş gibi hissetmiştim. Derinler de bir yer gördüklerimin sadece rüyadan ibaret olmadığını biliyordu ama hatırladığım hayatım da hiç kemerle dövülmedim. Aklım birden 9 yaşımdan önce ki hayatıma gidince boğulacağımı hissederek  suyu kapatıp duştan çıktım.
 Kemerlerden ve kan kırmızısından her zaman nefret ettim ama nedeninin bu rüya ile ilgili olmamasını umuyorum. Vücuduma sarılı havlu ile çıkmadan önce eski giysileri kirliye atıp yenileri için dolabıma yürüdüm. Ne kadar berbat hissettirse de rüyam aklımdan çıkmıyordu. Üzerimi dalgın hareketlerle giyip saçımı ıslak ıslak topladığım sırada 

" günaydın pofum"

diyen cılız sese baktım. Yeni uyanmış cadı gibi saçlarıyla yataktan kalkıyordu.

" günaydın uykucu"

dedim. Gerçekliğinden emin olamadığım bir rüya için günümü harcayamazdım. 

"saat kaç?" derken yataktan inmiş etrafı inceliyordu.

"emin değilim, öğlen olmak üzere" dedim.

"gece geç yatınca uyanamadım sanırım" dediğinde şaşırmıştım.

" en son benden önce uyudun kukim?" evet benden önce uyuyup kaldığına eminim.

" sen uyurken uyandım kukim, biraz halamla konuştuk geç yattım" dediğin de dönüp inanmayan gözlerle ona bakıyordum. 

"ne konuştunuz peki?"

" okulumdan, babamdan falan bahsettik, biraz tuhaftı gerçi ama"

deyip omuz silkti. İşte bu tuhaftı yani annem oturup kimseyle sohbet etmezdi ki?

" ben duş alırken sende kahvaltıyı hazırlar mısın? hala bu evde misafirim" deyip valizinden kıyafet ayarlamaya başladı. Tek yapabildiğim 

"peki olur"

demek oldu. Kimseyle konuşmaz demekle hata yapıyormuşum. İlginç! En azından Kader'i rahatsız edecek şeyler yapmayacaktı. Neler konuştuklarını merak etsem de bir yanım sormama mı söyledi. Sonuçta bir çocuğun annesi tarafından dışlanması göz ardı edilebilecek bir durum değil. Mutfakta bir şeyler hazırlarken olanların üzerine sünger çekmiş bugün neler yapacağımızı planlıyordum.Kesinlikle listenin en başında sinemaya gitmek yer alıyordu. Kader'le birkaç defa gitmiştik ve birinde salondan kovulmuşduk resmen. " seni seviyorum adamım" filminin sonunda herkes ağlarken dayanamayıp deli gibi gülmek salonda ki onlarca kişinin hoşuna gitmemişti sanırım. Bir daha sonu saçma bir dramla biten filmlere gitmemeye karar vermiştik. Başrolde oynayan kızı seviyorum, bir kaç dizisini izlemiş, bu filmi de beğenmiştim yinede hadi ama salonda ki herkes burun çekerek ağlamaya başladığın da dayanamamıştım işte! En son ilk çıktığım çocuktan ayrılınca ağlamıştım ve sebebi ayrılmamız değildi elbette.
Çocuk sonrasın da ölmüştü ve çevremde bulunan birçok kişi  ondan ayrıldığım için intihar ettiğini söyleyip beni vicdan azabımla yalnız bırakmıştı. 13 yaşında olan kimse bunu kaldıramaz! Küçüktüm ve daha aşkın ne olduğunu bile bilmiyordum ama aşık olma fikrine aşıktım. O yıl benim için çok kötü geçmişti, nereye baksam sanki herkes beni suçluyordu.
Tabi ki hiç kimse o çocuğun benim hayatımı nasıl etkilediğini sormamıştı! Sayesinde bir kaç defa taşıyıcılık yapmıştım. Orta okulda sicilim hiç de temiz değildi. Annemin ördüğü duvarlarının dışına itilmek, babasız olmak ve bir çocuğun hayallerini mahvetmekle suçlanmak psikolojik olarak çökmemi sağlamıştı. Bir de taşıyıcılık işinden ayrılmayı deneyin, karşı taraf pek de olumlu bakmıyor açıkcası, özellikle de ailevi durumunuzu az da olsa biliyorsa başınıza bela oluveriyorlar. Okul bahçesinde müdürün önünde elimde ki paketi verirken yere düşürünce az kalsın yakalanıyordum. Neredeyse! Alacak olan çocuk paketin üzerine ayağını koyarak kendini korusa da kesin olarak bu işlerden uzaklaşmamı sağlamıştı.Daha 6. sınıfta eroin kullananların ne kadar zavallı olduğunu görüp çevremden o insanları uzaklaştırmıştım. O şehirden taşınınca sebebini sorgulamamış beledan kurtulduğuma sevinmiştim.

herşey güzel olacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin