yolda kalma

124 75 6
                                    

"Hadi!"

diyen bir ses cevap vermemi beklemeden beni kolumdan sürükleyerek kalabalıktan, o çocuktan en önemlisi endişe içinde bizi izleyen kukimden uzaklaştırmıştı, buna ihtiyacım vardı.
Kalabalık azaldıkça ellerimle beraber tüm vücudum da titremeye başladı şoka girmişte düzelmeye başlıyormuş gibi panik hissediyordum yine de bunu belli etmemeye çalıştım, titreyen bir çene ne kadar gizlerse artık. Önümden hızlı adımlarla yürüyen Tamer, kemiklerimi kırmak istercesine koluma yapışıp beni de peşinden mola yerinin arka tarafına sürüklerken izin verdim. İlk fırsatta tutup koparmaya çalıştığı kolumla ilgilenmem gerektiğinin farkındaydım, o an müdahale etsem kolum kopardı.
Beni ağaçların arkasında kalan taş çeşmenin önüne getirdiğin de içinde kalan öfkeyle tuttuğu yeri azıcık daha sert sıkıp iter gibi bırakınca dişlerimi sıkıp inlemedim. Kolum da elektrik dalgaları gezip gözlerime ulaşıyordu. Çeşmenin hayvana benzeyen tuhaf motiflerini inceleyip acıyı unutmaya çalışırken

"İyi misin!"

diye bağırınca sıçradım. Ondan korkmuyordum ama olanlardan sonra bağırması...
Sesimin çıkacağından emin olamayarak başımla onayladım, derin nefesler alıp gözlerini kapatınca sakin olmaya çalıştığının farkına vardım. Aman ne hoş bunun için geç kalmıştı, hala bakmıyor olsam da kolum da morarmalar yada en azından kızarıklar oluştuğunu hissedebiliyordum. Dudakları yavaşça kıpırdıyordu, sanırım içinden sayarak sakinleşmeyi umuyordu, gerçi küfredip bağırmak bu is için daha uygun olsa da dudağımı ısırıp sustum.
Siyaha yakın lacivertlerini açıp bana öldürmek için bakınca hala siniri geçmemişti. Çeşmeyi açıp beni beklediğinde ikiletmeden ellerimi yıkamaya başlamıştım, akmayan göz makyajına şükrederek buz gibi suyla yüzüme de biraz su serptim. İşim bitince kendimi kötü hissetmiyordum sadece yorgunluk vardı ruhumda. Kısaca bulunduğumuz sessiz ortama göz atıp kaçınılmaz olarak Tamere baktım, bir eli belinde diğeri saçlarının içinde gergince çeşmeye bakıyordu.

"İyi misin?"

Aslında  yalan yok cevabından biraz çekiniyordum. Parmaklarının eklem yerleri vurmaktan kızarmış olsa da iyi duruyordu, benim bakmak istemediğim kolumu düşünecek olursak. Parmaklarını ve vücudunda ki hasarı incelemeye o kadar dalmıştim ki

"Asıl sen iyi misin? Anne diye çıklık atmaya başladığında delirdiğini düşündüm!"

dedince gözlerimi kırpıştırarak

"Ne, saçmalama!"

diye bildim, öyle bir şey dediğimi hatırlamıyordum. Kollarımı tuttuğun da sıktığı sağ kolum sızlamanın ötesine geçse de belli etmemeye çalıştım, bir an için baskısı yüzünden tüm vücudumun gücü bitmişti.

"Bana bak! Gerçekten iyi misin?"

diye üsterlediğin de beynim yorgun ama sakindi

"Evet iyiyim sadece telaşa kapıldım"

diye fısıldadım, dediği gibi vücut dilim beni ele veriyordu!
Bir anda ivme kazanarak öne doğru çekildiğimi hissettim saniyeler sonra Tamer bana sarılıyordu, sanırım tüm kemiklerimi kırmaya çalışıyordu çünkü vücuduna yapışmış durum da olsam da o daha da sıkarak içine tünel açıp beni oraya sokacak gibiydi. Ani kararı beni şaşkına çevirdiği için ellerim iki tarafta kaskatı halde donup kalmıştım! Cevap vermediğimden yada yeterli olduğunu düşündüğünden ellerini gevşetmeye başladığında onun da sakinleşmesi gerektiğini kavrayıp ona biraz sıkıca sarıldım, kimsenin kemikleriyle bir derdim yoktu!

"Dişlerini kıracaksın!"

diye sertçe uyarınca neyden bahsettiğini anlamayıp kaşlarımı çatarak yüzüne baktım, ve evet hala bırakmamıştım.

herşey güzel olacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin