rezillik

99 70 8
                                    

Tamer bile biraz şaşkın görünüyordu, yani ona dönüp bakmadım sadece önümde ki yola bakabiliyordum. Ama ağzından kaçan öksürüğü duymuştum, gülme kasları olmayan birisine göre bile her tepkisine engel olamıyordu.

"Oyun demişken, adın hala gizemini koruyor?"

deyince aynadan Vedata bakıp boynuna atlamak öpmek istedim, aramızda oluşan gerginliği hafifletmişti. Yan tarafımdan gelen tuhaf homurdanma ile daha büyük bir gerginliğin içinde kalacağimı hesap edemediğimi anladım.

"Hadi ama beraber yola çıkıyoruz ama adını hala bilmiyorum"

diye sitem edercesine devam ettiğin de, dünya üzerinde bulunan milyonlarca isimden birisinin aklıma gelmesi için beyin patlatıyordum! Bu işten sağ kurtulamayacağımdan o kadar emindim ki.

"İşte o!"

Diyerek atılan kukim oldu. Ben dahil herkes ona anlamayan gözlerle bakıyorduk.

"Anlamadım?"

diyerek ön tarafa eğilen vedatı çok yakınlarım da hissederek rahatsız oldum. Bir tarafımda kukimin beni bu beladan kurtarmasını istiyordu.

"Yani diyorum ki 6. hissin çok kuvvetli. Pofumun adı da Gizem zaten"

Diyen Kadere inanılmazsın bakışları attım. Camları kırabilecek kadar tiz kahkahalar atabilirdim o an çünkü yapmıştı yine yapacağını.

"Başka isim de yakışmazdı zaten"

diyerek kendini koltuğa bırakan vedata baktım. Cidden mi?
Tamerin kendi tarafına bakarak

"Ya ne demezsin. Kıt beyinli ahmak!"

Diye homurdanmaya başlaması ile kendi tarafıma döndüm, ortalığı inleterek gülmeme çok az kalmıştı.
Buna engel olan sadece Vedatın varlığı değildi, izlediğimiz yol karışık ve dolambaçlı olmaya başlamıştı. Hatırlamak istemediğim kasıtlı boğulma olayımdan dolayı yuttuğum tuzlu su midem de durmak istemiyordu!
Otobüste bir şey olmamışken ufacık bir bahane ile araba da midemin bu hale gelmesi, kendimi zayıf hissettirdiği için kimseye belli etmek istemiyordum.
Midem taklalar atarken üşüdüğümü hissettim ama her yerim de ter damlaları olduğunun farkındaydım.
Oyalanmak için müziği açıp gözlerimi kapatarak, anlayamadığım şarkıya eşlik etmeye başladım. Çok geçmeden nefeslerim sıklaştı, tükürük bezlerimin çift vardiya çalışması olacakları anlamamı sağladı, dayanamayacaktım!

"Dur hemen!"

Diye bağırdım. Boğazım tıkanmaya başlamışken yüzüme aptalca bakmasına katlanamayıp

"Çabuk durdur arabayı!"

diye ortalığı inlettim. Ses tonum yada yüzümün hali yüzünden bilemiyorum, aniden direksiyonu sağa kırıp yavaşlamaya başladı. Her şey için çok geç olmaması için ivme kazanmış gibi hareket eden araçtan kendimi dışarıya atıp nefes almaya başladım. Adımlarım acemice olsa da en yakın çalılığın dibine koşarak yuttuğum tuzlu suları ve bir kaç şeyi kusmaya başladım.
Kendimden nefret ediyordum ama tek yapabildiğim buydu! Kahküllerimi tutarken ağzımda ki acı tatdan kurtulmak için tükürmeye, daha çok salya akıtmaya çalışıyordum. Tükürmekte ki beceriksizliğime göz devire bilsem, yapardım!
Öksürürken önümde sallanan örgüm arkaya çekildi aynı zamanlarda sırtım da aşağı yukarı hareket eden parmakları hissedebiliyordum.
Dizlerim kırık öksürürken, kahküllerimi düzensizce tutan elimin altından geçen başka bir el onları topluca arkaya çekti. Ellerimi dizime dayarken ayağımın altında yer beşik gibi sallanıyordu, sanırım bende bayılacak gibi sallanmaya başlamıştım. Bir an için bir şeyleri yaptığıma pişman olacak gibi oldum ama çok hızlı yok oldu bu his, pişmanlık duymak bana göre değildi.
Doğrulduğum da yer ayaklarımın altında titreşti ve ben kendimi aptalca iyi hissettiğim göğüste buldum.
Derin nefesler alırken kabul etmek zor gelse de bu adamın kokusunun her zaman iyi geldiğini biliyordum. İleri de kullanmak için parfüm markasına ihtiyacım vardı, bana vücudu değil kokusu lazımdı değil mi?
Arkamdan sırtımı okşayıp kulaklarıma işkence yapan kukimle gözlerimi açtım

herşey güzel olacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin