İyi okumalar.. -Yılbaşı Özel-
-9. Bölüm-
"Efendim Pars?"
"Nasılsın canım?"
"İyi sayılırım, ders çalışıyorum."
"Gelip seni alayım mı? Biraz hava alırsın?"
"Yok sağ ol, önemli bir sınav bu. Ve son sınav.."
"Ama o gece de çıkamadık."
"Olsun önemli değil"
"Tamam o zaman sen dersine çalış."
**
Yanlış hatırlamıyorsam sınavları bu hafta bitiyordu. Evet bu sınavın çok önemli olduğunu da biliyorum. Ama onu öyle çok özledim ki. Elimde değil, her an yanımda olsun istiyorum artık. Bu kadar kısa sürede ona böyle bağlanmam hiç normal değil. Ama öyle güzel bakıyor ki bana, öyle güzel gülümsüyor ki.. nasıl olurda sevmem onu. Bakışlarında eriyorum. Gülümsemesinde kayboluyorum. Kurban olduğum Allah benim gibi bir adama onun gibi birini verdiği için o kadar mutluyum o kadar şanslıyım ki şükürler olsun..
Bütün bir hafta düşündüm. Özellikle Eylül Ömür ile ilgilenirken, onları izlerken hep aklımdaydı. Onunla bir geleceğim var buna inanıyorum. Bu geleceğin güzel olması için her şeyimi vermeye hazırım. Onu mutlu etmek için ne isterse yaparım. Onun tek damla göz yaşına ölürüm ben..
Artık zamanı gelmişti. Onun şuan ne yaptığını düşünmek yerine yanımda olması ve yanımda çalışması daha mantıklıydı. Benimdi ve yanımda olması lazımdı. En kısa zamanda evlilik teklifini etmeliydim. Yeterince bekledim. Benim güzel yüzlü sevgilim..
Elime telefonu alıp babamı aradım. Ne zaman cevap verir bilinmez tabii. En son Ömür'ün hoş geldin partisinde gelmişti. Torununu görmüş ve gitmişti. Benim için tekrar geleceğini biliyorum ama ne kadar bilsem de kızıp kızmayacağından emin olamıyorum. Babamı sevmesem de, o bizi sevemese de bu kızı babam ile gidip istemeliyim. Allah'ım yardım et sen şu zavallı kuluna!
Her şeyi geçtim ben ışığıma ilk önce evlilik teklifi edeyim de gerisi önemli değil..
*
Saat olmuş gecenin üçü bu çocuk bu saatte niye ağlar?! Minik bebekten bu kadar ses nasıl çıkar? Anası yanında işte niye susmaz ki! "Eylül!" diyerek odaya girdim ve karşılaştığım manzara tamda beklediğim gibi.. Ömür Eylül'ün kucağında zırım zırım ağlıyor. Eylül hem çocuğu sallıyor hem kendi ağlıyor. La havle! "Abim ne yapıyorsun sen?!" Eylül kızarmış gözleriyle öyle bir baktı ki benimde ağlayasım geldi. "ağabey susmuyor bu çocuk! Yedirdim gazını çıkardım. Altını da değiştirdim. Yok!" Yanına gidip Ömür'ü Eylül'ün kucağından aldım. Eylül'ün yaptığı gibi omzuma yatırıp arkasını ovalamaya başladım. "Abim sen git bir elini yüzünü yıka gel. Sakinleş bir sonra emzirirsin tekrar."
Eylül kafasını sallayıp gitti. Cidden nesi vardı bu çocuğun? Neyi olabilirdi ki? Acaba hastaneye mi gitsek?
Eylül gelince daha iyiydi. Ömür'ü alıp emzirdi. Biraz sonra tekrar gazını çıkarıp altını değişti. Minik aslan susunca bizde derin bir nefes alıp yattık. Allah'ım benimde bebeğim olunca böyle geceleri ağlar ve bizi telaşlandırırsa? Hadi ben erkeğim anlamam bu işten. Ya Işık'ta anlamazsa. Bütün gece ağlarsa bebek!
Yat oğlum Pars iyice aklın uçtu senin..
-...-
Tam olarak bir hafta geçti ve ben kadınımı öyle özledim ki, alıp içime sokasım var! Dünyaları verseler değişmem bu kadını. Bak bak gelişine, yürüyüşüne bak. Kurban olurum kadın sana! Gülüşüne gözlerinin kenarındaki minik kırışıklıklara. Öyle mutlu yürüyor ki bana doğru bu bile yaşamam için bir sebep!..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIK...
RomanceSadece bebek sahibi olmak istedi. Sevdiği adamı yatağına alabilmek için çok uğraştı. Ve en sonunda başardı.. Çok uğraştı fakat istediğini aldı. Peki.. Pars çocuğunu öğrendiğinde neler yapacaktı. Işık'ı yanına alacak mıydı? Yoksa onu çocuğundan ayır...