-26-

14.2K 382 12
                                    


İyi okumalar...




-11. Bölüm-

Valizim kapının önünde hazır. Oturma odasında Pars'ı bekliyordum. Bu gece onda kalıp yarın sabah yola çıkacağız. Annem o kadar heyecanlı ki, e ne de olsa kızını evlendiriyor. Pars iki kardeşim olduğunu öğrenince şok geçirdi inanır mısınız? Biraz da heyecanlandı gibi ama. Hani olur ya 'Nasıl biri acaba bunlar? Annesi babası nasıl?' gelinin tedirginliği, heyecanı vardı aşkımda. Dünkü heyecanı görülmeye değerdi doğrusu. Giyeceği takımı sözde benim zevkime göre giymek istemiş. Tabii ki annemlere yakışmak için bana güvendiğini biliyorum. Bende onun kadar heyecanlıyım gerçi. Hayatımda ilk kez evleniyorum dostlar. Allah onun ilk ve son olmasını nasip eder inşallah..

Şuan oturmaktan sıkılmış evin içinde bir şey unuttum mu acaba diye tur atıyorum. Pars normalde bu kadar bekletmez beni ama geç kalası tuttu herhalde. Bir şey oldu düşüncesiyle elim telefona gitti ama gerek kalmadı çünkü zil çaldı. Kapıya koşup kapı dürbününden baktım. Pars elinde telefonu ve araba anahtarıyla ve üzerinde jilet gibi takımıyla dikiliyordu. Hemen kapıyı açıp gülümsedim. Pars kafasını kaldırıp gülümsedi. "Hazır mısın?"

"Evet," diyerek bir adım attım. Pars'ın telefonu çalınca durmak zorunda kaldım. Pars telefonu açınca ağzımı oynatarak içeri geçmesini söyledim, o da ayakkabılarını çıkarıp içeri geçti. Kapının yanındaki valizi ve küçük çantayı görünce kaşlarını çatıp baktı. Anlatırım diyerek geçiştirdim. Şimdi ben sana onların annemin istekleri olduğunu nasıl açıklayayım. Pars oturma odasına geçip cama yaklaştı. Yapacak işim yok bende kapının ağında onu izledim. Elini cebine sokuşu, sürekli yere bakıp konuşması. Bir şeyleri incelemesi. Dışarı baktığında kıstığı gözleri. Tamam akşama doğru bir saatteyiz ama daha karanlık olmadı ki..

"O zaman ben sizi yarın ararım..... İyi günler." Diyerek kapadı telefonu. Bana doğru dönüp telefonu yanındaki koltuğa attı. "Yarın kaçta çıkarız yola?"

"Ya zaten çok uzak değil ama yine de istersen öğleden önce çıkarız."

"Tamam nasıl istersen öyle olsun."

"Pars?"

"Efendim?"

"Çıkalım mı?"

Kaşlarını çatıp koltuktaki telefonunu aldı. "Niye bu kadar acele ediyorsun ki?"

"Ya Ömür'ü özledim." Diyerek kafamı eğdim. Ay kesin yanaklarım kızarmıştır şimdi. "Hemen gidelim o zaman da bu kapıdaki çanta ne tek valiz demiştin."

"Şimdi aşkım annem dedi ki sana getirdiğim turşuları yemediğini biliyorum onarlı buraya getir ben sana yeni yapar veririm."

Pars yanıma gelip kolunun altına aldı beni. "Yakında ihtiyacın olmasın o turşulara?"

"Nasıl yani?"

Dudaklarını bilmem der gibi kıvırdı. Kolunu omzumdan alıp valize uzandı. "Ben diğerini alırım çok ağır değil."

"Tamam" kapıdan çıkmadan son kez evi kontrol ettim. Çantamı ve ceketimi alıp kapıyı kapattım. Kapıyı iki kere kilitleyip. Anahtarı çantama attım. Pars önden giderken arkadan onu takip ettim.

*

Pars arabada bazı şeyler ima etse de anlamamış gibi yaptım. Allah'ım resmen çocuk diyor, çocuk yapalım diyor. Bu adam aile tanışmasına erken diyen adam Lahavle ya! Kafasına bir şey mi düştü. Acaba Ömür'den sonra bir şeyler mi oldu? Baba olma şeysi mi şey etti.

IŞIK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin