İyi okumalar...
Şarkı: Koray AVCI- Hasret....
-8. Bölüm-
Nişanımızın üzerinden tam olarak 3 ay geçmişti ve biz birçok şeyi halletmiştik. Egemen'im sağ olsun, o kadar hevesli ki.. Evi almış içini bile düzmüştü. Geriye sadece incik boncuk kalmıştı. Altı ayda halledilebilecek şeylerdi bunlarda. Bu üç ay içinde Işık ve Pars ciddi düşündüklerini bizimle paylaşmışlardı. Minik Ömür kocaman bir bebek olmuştu. Üç aylık olmasına rağmen altı aylık gibi duruyordu paşa.. Ona hoş geldin partisi yapılmıştı. Fakat partiye Yağız da gelince ortalık biraz karışmıştı. Sonra Eylül ve Murat evlenmiş, Yağız da sadece arada çocuğunu görmek istediğini söylemişti. Murat ve Eylül bu evliliğin formalite olduğunu dile getirse de hepimiz biliyoruz ki ikisi de birbirini seviyordu...
Egemen bu ay bir seminere gidecekti. Bir hafta yoktu buralarda. Çok özleyecektim sevgilimi tabii ama iş bu da ne yapalım!... İki gündür buna hazırlanıyor doğal olarak pek görüşemiyorduk şu iki gündür. İki günde bile bu kadar özlüyorsam şu bir haftada ne yapacağım gerçekten bilmiyorum.
Egemenden önceki hayatımı düşünüyorum da. Gerçekten iyi ki girmiş hayatıma. Yoksa şuan ne halde olurdum bilmiyorum. Ya bir yerde herhangi bir adamla bir yataktaydım. Ya da alkolik bir kadın olarak orda burada sızıyordum. Evet çok iyi bir geçmişim yok. Evet kimse benden öyle bir şey beklemez ama oluyordu işte insan hayatında öyle şeyler.
Dört yıl önce psikolojik sorunlarım vardı. O dönemde nasıl tıp kazandım onu da bilmiyorum... Aileme yalanlar söylerdim. Sabah okula gelir, gece barlara gider içerdim. Bu bir yıl böyle sürdü sonra Egemen çıktı karşıma. Tutuldum ona.. Nasıl olduysa içmeyi bıraktım. Gerçi çok içmezdim o zamanlar ama devam etseydim alkolik olurdum.. Sonra Egemenle tanıştım. Biraz gizliden gizliye dolandım peşinde. Ve işte şimdi buradaydım. Onu nişanlısıydım. Yakında karısı olacaktım. Çocuklarımız olacaktı.
Kötü davranırdı bana bazen. Yani insan kolay vazgeçemiyor alışkanlıklarından. Ona yalan söylemeyi beceremezdim. Bana bir şey sorduğunda mal gibi kalırdım karşısında. O da anlardı işte. Cümle kuramazdım. Yalan uyduramazdım. Bir ay bile sürmedi bu durum. Onu kaybedeceğim korkusuyla bıraktım bütün kötü alışkanlıklarımı.. Allah yardım etti vallaha.. Sonra Egemenle düzenli bir ilişkimiz oldu. Tabii arada inişler çıkışlar oldu. Ama benim aşkım, her şeyim hep alttan aldı beni.. Hep sevdi. En kötü halimle bile sevdi... Şimdi ben ondan nasıl ne saklayabilirdim ki.. Beni seven böyle bir erkek bulmuşken nasıl bırakabilirdim...
"Aşkım iyi misin?"
"Egemen?"
Korkuyla baktım yüzüne. Pis herif nasılda korkuttu beni.. "Ne öyle gizli gizli geliyorsun ya aklım çıktı aptal adam!"
"Bebeğim özür dilerim, seslendim odadan ama duymadın beni.."
"Of özür dilerim öyle korkunca biranda.."
Elleri ellerimi tuttu önce, sonra yani evimizde boş bıraktığımız odaya sürükledi. "Bence ben mimarlık okumalıydım. İç mimar falan olmalıymışım.."
"Neden?"
"Aklıma harika bir fikir geldi."
Tek kaşımı kaldırıp baktım yakışıklı yüzüne. "Bak hani burası çocuk odası olacak ya.. Bayağı geniş burası, diyorum ki; ikinci çocuğumuz olduğunda odayı ikiye bölelim, bir yarısı tam bir oda büyüklüğünde oluyor. Güzel olmaz mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIK...
RomanceSadece bebek sahibi olmak istedi. Sevdiği adamı yatağına alabilmek için çok uğraştı. Ve en sonunda başardı.. Çok uğraştı fakat istediğini aldı. Peki.. Pars çocuğunu öğrendiğinde neler yapacaktı. Işık'ı yanına alacak mıydı? Yoksa onu çocuğundan ayır...