-21-

22K 512 13
                                    


İyi okumalar...


Tam olarak bir gün! Bir gün geçti ve benim adamım iş için uzak diyarlara gitti. Aniden çıkmış-mış! Sadece bir saat önce arayıp iş için Filipinlere gitmesi gerektiğini ve bir hafta sonu döneceğini söyledi. Oysaki ben sözümüzü kutlayacaktım bugün! O kadar insana haber verdim. Ve sonuç! Koca bir SIFIR!

Tamam arkadaşlarımı arayıp iptal edebilirim bu o kadarda zor değil ama onun yanımda olmaması zor! Daha bir gün geçti ya! Bir gün! Ne kadar kırıcı tahmin edebiliyor musunuz?!

Şuan bunu paylaşabileceğim tek kişi Şebnem. Fakat o da müsait olmadığını söyleyip telefonu yüzüme kapatmış bulunmakta.. Şebnem daha evlenme teklifi aldığımı bile bilmiyor. Allah'ım çok yalnızım!

*

Saat üçte evden çıktım. O yoksa bende kendim giderim arkadaşlarımın yanına. Hem belki böylesi daha iyi olur. Peki ne diyecektim onlara? "Kusura bakmayın sevgili erkek arkadaşımın işi var da Filipinlere gitti." Mi?!

Benim şuan yalnız olmamam lazım, yanımda ya Şebnem ya da Pars olmalı! Başkası değil ya da tek değil!

"Tamam sakin ol. Onlara sadece Pars'ın işi olduğunu ve gelemeyeceğini söyleyeceksin. Bu kadar basit!"

Evet kesinlikle!

*

Herkes içerde! Hem de gelemeyeceğim diyenlerde dahil! En iyisi geri dönmeliyim. Hayır dönemem! Dönersem ezik gibi kalırım! "Işık salak mısın? Ne diye ergen gibi davranıyorsun! Gidip her şeyi söyle! Sanki yüzük taktıktan hemen sonra ayrılmışsınız gibi!"

Yavaş adımlarla içeri yürüdüm. Liseli aşıklar gibi davranıyorum farkındayım. Sadece derin bir nefes al ve içeri gir Işık!

İçeri girip yedili grubun oturduğu masaya ilerledim. Ne yapayım yani benim sevdiğim insanlarda bu kadar! "Selam" diyerek boş bir sandalyeye oturdum. Herkes gülen suratlarla selam verdi. Evet buraya kadar muhteşem!

"E nerde?" diyen Mert'in suratına çakasım geldi ama yapmadım. "Kim?" Tabii ki uzaylı görmüş masum köylü gibi baktılar yüzüme "Ah Pars mı?"

"E yani?" sana da merhaba Feyza! "Şimdi şöyle canlarım." Sadece derin bir nefes al Işık! "Pars bu sabah bir toplantı için Filipinlere gitti." Oh! Bu kadar.

"Şaka mı yapıyorsun?!" Neden bu kadar sert çıktığını anlayamadım Beyza? "Hayır"

Dizimdeki çantayı biraz daha sıkıp soru bombardımanına kendimi hazırladım. "Sırf üç yıldır peşinde koştuğun ve sonunda yakaladığın çocuğu görmek için bugün arkadaşlarımla olan planı ektim!"

Ah çok üzüldüm canım ya! Üzülmedim ama şimdi bu bana kızıyor birazdan ezmeye başlar en iyisi dik konuma gelmek!.

"Beyza ne demek istiyorsun? Ayrıca sesinin tonuna dikkat et!"

"Yalan söylüyorsun!" Oha! "Beyza saçmalama parmağındakini görmüyor musun?" Aferin Ceyda!

"Kızlar sakin olun. Beyza sende sesinin tonuna dikkat et! Oturun." Mert de olmasa demek?

"Beyza ne düşündüğün umurumda değil! Kendine gel!"

"Öyle mi? Peki nerde bu bay mükemmel!?"

IŞIK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin