-14-

32K 613 23
                                    

İyi okumalar..

Işık'ın tarif ettiği yere geldiğimizde caddenin çok işlek olduğunu fark ettim. Nasıl yaşıyordu burada? Bu seste, gürültüde!

"Getirdiğin için teşekkürler""

"Önemli değil. Ha ama yarın hazır ol, bize geleceksin. Eylül ile tanışırsın."

"Saçmalama! Hem zaten tanıyorum Eylül'ü"

"Çok konuşma Işık! Kaçta çıkıyorsun dersten!?"

"Bilmiyorum ki.. Gerekirse ararım seni!"

"Peki.."

Işık arabadan inince arkasından baktım. Düzgün yürüyemiyordu. Nasıl hayvansam artık. Çok canını yakmış olmalıyım!.. Baksana nerdeyse sünnetli çocuklar gibi yürüyecek!..

"Aptalsın oğlum sen!"

Işık apartmandan içeri girince sürüşe geçtim. Şimdi evime gidiyorum, güzelce duş alıyorum ve yarın için hazırlık yapıyorum.. Evet öyle yapıyorum. Bu kadın benimse, bana yakışan bir... Neyse!..

**

Titreyen ellerimle zorda olsa açtım kapıyı. Az kalsın seni seviyorum diyecektim adama! Seninde ondan kalır bir yanın yok Işık! Aptalsın!

Ah o gözleri yok mu! Hepsi o gözleri yüzünden!.. Gözlerine bakınca zaman duruyor sanki. İşte o yüzden açıklıyorum her şeyi istemsizce.. Ne olurdu biraz daha tutsam çenemi!.. Azcık daha koşsa peşimden -ki orası malum!-

"Of Pars ya! Aklımı başımdan alıyorsun!"

Neyse şimdi Şebnem'i arayıp iyi olduğumu haber vermeliydim. Kim bilir nasıl da merak etmiştir beni. Şu hayatta gözüm kapalı güvenebileceğim tek insan, canım arkadaşım..

Telefonu elime alıp Şebnem'in numarasını tuşladım. Sevdiğim insanların numarasını hep ezberlerdim. Ezberim çok kuvvetli değildi bir zamanlar.. Doktora gittiğimde bana bu tür alıştırmalar vermişti. Dört yıl oldu ama ben hala milletin numarasını ezberliyorum. Alışkanlık oldu galiba!..

"Alo?"

"Şebnem'im!"

"Işık sen misin?"

"Evet.. Hayatım ne oldu sana!?"

"Işık sana ihtiyacım var!.."

"Ne oldu Şebnem!?"

"Amcam çok hasta.. Of Işık, doktor hazırlıklı olun dedi."

"Ay kuzum benim.. Tamam sakin ol sen. Ben hemen geliyorum. Uçak biletlerine bakmam lazım.. Of Şebnem! Kapat sen şimdi canım. Ben bilet bulunca arayacağım seni.."

Şebnem bir şey demeden kapadı suratıma!.. Ya bu kız niye böyle acaba! Mallıkta sınır tanımıyor! Ya o değil de, Pars'a ne diyeceğim ben! Gördün mü başıma geleni! Şimdi onu da arayıp olanları anlatmalı ve yarın gelemeyeceğimi söylemeliydim. Oh ne güzel! Birde ondan azar yiyeceğim!

"Birine bir şey olur! Işık koş! Bir şey kırılır! Işık yetiş! Bir şey dökülür! Işık buraya gel! Allah Işık kadar orangutan yavrusu düşürsün kafanıza!"

Tövbe tövbe, ettiğim bedduaya bak.. Allah'ım sen affet, bir anlık sinirle çıktı ağzımdan...

"Tamam Işık sakin ol! Şimdi ilk önce uçak bileti bak, o sırada Pars'ı ara! Evet kesinlikle!"

IŞIK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin