İyi okumalar..
Seksendört- Kal ölene kadar...
Tamam Pars kızın elini tuttun. Götürüyorsun da nereye?! Ormandasınız zaten.. Her yer ağaç! En fazla el ele dolaşırsınız aşıklar gibi!.. Ne aşkı ya! Aşk yok, sevgi var ama.. İsterse bütün sevgimi alabilir. Kalbim onun olabilir..
"Pars?"
"Efendim?"
"Nereye?"
"Bilmiyorum.."
Kafasını bana çevirdi hızla.. Gözleri kocaman açılmıştı. Dudakları da hafif öne sarkmıştı. Ne de güzel bakıyordu öyle!..
"Ne demek bilmiyorum! Ya kaybolursak! Pars geri dönelim. Bak hala arabayı görebiliyoruz, hadi!"
Elimi sıkıca tutup beni çekiştirmeye çalıştı. Evet sadece çalıştı. Minicik boyuyla nasıl çeksin beni.. Ne arar onda o güç..
"Pars lütfen.. Ben çok korkarım."
"İyi peki, dönelim. Ama hiçbir yere gitmem. Arabada oturur konuşuruz."
"Tamam söz. Ama gitmeyelim daha fazla!"
"Tamam" Arabaya doğru dönüp ilerlemeye başladık. Eli öyle sıkı tutuyordu ki elimi. Korktuğu anlaşılıyordu. Niye korkuyordu acaba bu kadar. Oysaki ben yanındaydım. Korurdum onu..
"Hadi aç arabayı."
Elimi cebime atıp anahtarı çıkardım. Tuşa bastığımda çıkardığı ses gülümsetmişti onu. Hızla elimi bırakıp arabaya bindi. Arabanın etrafında dolanıp bende bindim araya. Elim hemen radyoya gitti. Eylül'den alışkanlık olmuştu artık. Müziksiz yolculuk yapamıyorum..
Şarkıyı açın lütfen...
"Ne konuşacağız?"
Biranda buz gibi bir ses doldurdu arabayı. Kafamı çevirip baktım ona. Sert ve ciddi bir yüz ifadesiyle bakıyordu bana.. Yüzü sert olsa da, gözleri yumuşacıktı. İnsan kimseye kızamaz mı!?
"En baştan."
"Nasıl yani?"
"Işık?"
"Hı?"
"Niye benle yattın?"
Ağzını açsa da bir şey söylemek için, hemen kapadı. Sonra yine açtı. Fakat yine kapadı. Hadi be güzeli m söyle artık.. Söyle ki içimdeki sıkıntı çıksın. Niye güzelim, niye öylesine yattın altıma? Ya başkası olsaydı. O zaman ne olacaktı? Seni hiç bulamasaydım? Sen başkasına ait olsaydın?!
"Işık hadi?!"
"Of dur! Dur Pars! Bu öyle kolay değil!"
"Kolay Işık. Sadece anlatacaksın!"
"Duyduklarından sonra bana kötü bakmanı istemiyorum!"
Böyle deyince de insanın aklına bin türlü şey geliyor! Ne demek bana kötü bakmanı istemiyorum. Hayır fahişe olamaz! Çünkü onun ilki benim! Sonraki bir haftada kimseyle birlikte olmadıysa –ki bu mümkün değil!- hala benim!..
"Pars, ben.."
Yüzüme bakarak anlat. Lütfen yüzüme bak!
"Üç yıl.. Üç yıl önce seni.. Şey, Eylül'ü okula getirdin sen.. Üzerinde siyah bir takım elbise vardı. Arabayı kullanıyordun. Eylül inince sende indin. Eylül gülerek yanına geldi. Ellerini tutup alnını öptün. Sonra bir şeyler konuştunuz. İkinizde birbirinize gülüyordunuz. Niye bilmiyorum çok kıskandım. İlk kez gördüm seni orda.. Ama çok kıskandım. Sonra aylar geçti. Bir gün akşam Eylül'ün dersi bitmişti. Bende bankta oturuyordum. Sen geldin yine. Eylül seni görünce hemen ayaklandı. Sen arabadan indin. Koşarak yanına geldi sarıldı sana..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIK...
RomanceSadece bebek sahibi olmak istedi. Sevdiği adamı yatağına alabilmek için çok uğraştı. Ve en sonunda başardı.. Çok uğraştı fakat istediğini aldı. Peki.. Pars çocuğunu öğrendiğinde neler yapacaktı. Işık'ı yanına alacak mıydı? Yoksa onu çocuğundan ayır...